Arınç’ın Ak Parti’nin içini hareketlendiren muhalefeti umutlandıran çıkışı. Cumhurbaşkanı’nın Erdem Başçı’ya ilişkin değerlendirmelerinin Ali Babacan’ın dünyasına nasıl yansıdığı...
Hakan Fidan’ın milletvekili adaylığı için MİT Başkanlığından ayrılışı, bu konuda Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasında görüş farkı olduğu ve Ak Parti üzerinde “Vesayet”inin derin ölçülerde devam edeceği var sayılan Cumhurbaşkanı’nın Hakan Fidan gibi birisinin MİT Müsteşarlığından ayrılıp milletvekili olması noktasında kendi görüşünden vazgeçip inisiyatifi Başbakan’a bırakması... Hakan Fidanki, ona karşı girişilen 7 Şubat operasyonunda bizzat Başbakan olarak göğüs germişti. Ve Hakan Fidan ki, Emniyet İstihbarat’ta yaşanan onca sıkıntıdan sonra, MİT’te ve tüm devlet istihbaratında yapılması zaruri olan restorasyonda merkez insan rolüne sahipti.
Acaba orada Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasında bir farklılaşma mı oldu? Hakan Fidan adaylardan herhangi bir aday mı idi, yoksa Davutoğlu’nun onun adaylığında ısrar ederken yarınlara ilişkin bir projesi mi bulunmaktaydı? Peki Davutoğlu’nun söz konusu projesini Cumhurbaşkanı ile paylaşmaması söz konusu olmadığına göre, Cumhurbaşkanı o projeden mutmain olmamış mıydı, ya da Hakan Fidan’ın MİT’teki sorumluluğunun çok daha hayati olduğuna mı inanmıştı?
Bir de Fidan’la ilgili farklılaşmanın kamuoyu önünde Cumhurbaşkanı tarafından üstelik “Ben açık sözlüyüm” gerekçesinden yola çıkarak “Olumlu bakmıyorum” şeklinde ifade edilmesi hususu var. Acaba bu, gerçekten Cumhurbaşkanı’nın farklılaşmayı normal gördüğü, içine sindirdiği ve bundan böyle de farklılaşma olduğunda Başbakan’ın yetki alanına giren konularda düşüncesini söyleyip tercihi Başbakan’a bırakacağının işareti midir, bu haliyle “Etkin Cumhurbaşkanı” ile Başbakan arasındaki yeni dengenin göstergesi mi olmaktadır veya başka bir ihtimalle Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hakan Fidangibi bir konuda tercihi Başbakan’a bırakmış gözükerek, kamuoyu önünde bir jest mi yapmaktadır, ya da görünenler, Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasında yaşanan sıkıntının işareti midir? Burada bir soru daha sorulabilir: Acaba Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasında bir görüş farklılığı olmuşsa bile bunu kamuoyuna açıklamak gerekir miydi? Ve bir şey daha: Acaba bu hadise, toplumun genelinde ve Ak Parti tabanında nasıl karşılandı?
Erdoğan’ın açıklamasının Başbakan Davutoğlu’nda nasıl bir etki yaptığına dair henüz bir işaret ortaya konmuş değil. Ya da herhangi bir rahatsızlık emaresi görülmüyor.
Burada Fidan olayında Cumhurbaşkanı-Başbakan farklılaşmasının yanında, Bülent Arınç’ın oluşturduğu gündeme yeniden dönersek, 7 Haziran öncesi Ak Parti’de önemli bir hareketliliğin yaşandığı sonucuna varabiliriz.
Mesela Hakan Fidan’ın milletvekilliğine ilişkin Bülent Arınç’ın da açıklamaları oldu. O biraz mesafeli hatta rezervli göründü. “Fidan MİT başkanı olarak 50 milletvekilinden daha etkili bir konumdaydı. Başbakan olamayacağına göre, hangi bakanlığa getirilecekti. Dışişleri Bakanı olduğunda başka ülkelerden mevkidaşları ondan rahatsız olmaz mıydı” benzeri şeyler söyledi Arınç.
Arınç’ın “Ak Parti’nin yüzde 50 ile iktidar olmasına mukabil, karşısında da kendisinden nefret eden kemikleşmiş yüzde 50 oy bulunduğu” tespitlerinin de yine kamuoyu önünde seslendirilmiş olmasına bakıldığında, parti bünyesinde hareketli bir süreç yaşandığı izlenimi doğuyor.
Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı oldu. Abdullah Gül Cumhurbaşkanlığını noktaladı, kendisi ile ilgili nasıl bir gelecek inşa edeceği konusu gündemden düşmüyor. Arınç ve M. Ali Şahin gibi Ak Parti’nin“kurucu babaları” üç dönem kapsamında bir ölçüde kenara çekilecek. Ali Babacan da üç dönem kapsamına girenlerden.
Bu hareketliliğin getireceği sonuçlar nelerdir?
Bakıyorum, etrafta “Ak Parti’de geniş bir alan açıldığı ve orayı doldurma heyecanı yaşayan milletvekili aday adayları”ndan geçilmiyor.
Hiç şüphesiz Ak Parti, bu tür büyük yapılarda lider değişimi dönemlerinin getirdiği ister hareketlenme deyin, ister sancı, ister gerilim, bir olağanüstülük yaşıyor.
Tayyip Erdoğan’ın liderliğinin nereye oturacağı da, Davutoğlu’nun statüsünün ne olacağı da, bir bakıma Başkanlık konusuna endekslenmiş gibi gözüküyor. Başkanlık olur, Tayyip Erdoğan Başkan seçilirse, durulma gerçekleşir ama o zamana kadar da epeyce süre geçecek.
Bilmem, belki de Erdoğan başta olmak üzere siyasetçiler, bu tür gerilim ve hareketliliği normal görüyordur ama halkın dünyasında kaygı bulutları dolaştığını söylemeliyim.