ABD Merkez Bankası Başkanı Bayan Yellen önceki gün Kongre’de para politikası sunumu yaparken, ABD’nin bir oligarşi olup olmadığı- sorusuyla karşılaştı. Oligarşi, yani yönetimin, iktidarın küçük ve elit kesimin elinde olması... İddia, dünyanın en katılımcı ve gelişmiş demokrasilerinden biri olma- konumundaki ABD için şaşırtıcı. Ayrıca soru, demokratik sistemin merkezi parlamentoda dillendirildiği için şaşırtıcı. Soran da demokratik sistemin asli unsurlarından, seçilmiş bir senatör.
Soruyu soran Senatör Sanders, dünyanın hala en zengin ülkesi ABD’de ekonomik varlığın giderek artan hızda küçük bir grubun elinde toplandığını örneklerle anlattı. Son yıllarda yaratılan zenginliğin nüfusun yüzde 1’inin elinde toplandığını, gelir orantısızlığının ve uçurumun başka hiçbir gelişmiş ülkede bu kadar derin olmadığını vurguladı.
Senatörün verdiği rakamlar önemli. Bu rakamlar daha sonra da gündeme gelecek. Wall Street - FED - faiz artışı - Yellen - ABD verileri - Resesyon - Enflasyon gibi medyatik ayrıntıların ardında ABD’nin daha derin yüzünü bu rakamlar gösteriyor:
- ABD’de en zengin 400 kişi, nüfusun yarısından, yani 150 milyon kişiden daha fazla varlığa sahip.
- ABD’nin en zengin yüzde 1’i ABD ekonomik gücünün yüzde 38’ine sahip.
- Nüfusun yüzde 60’lık kesimi ise, ekonomik zenginliğin yüzde 2 sine sahip.
- 2009-2012 arasında ABD’de yaratılan gelir ve rantın yüzde 95’i en zengin yüzde 1’e gitti.
- Bu tabloda ABD çocuklarının yüzde 22’si yoksulluk sınırında ve sınırın altında. Ve ABD bu oranla -gelişmiş- ülkelerin en önünde
- Geçen yıl ortalama bir Amerikan ailesi, 25 yıl öncesinden daha az yıllık gelir kazandı.
- ABD’de orta sınıf yok oluyor.
Senatörün bu verilerine dayanak olan çalışma, Princeton Üniversitesi’nden Prof. Gilens ve Northwestern Üniversitesi’nden Prof. Page’in ortak çalışması, ABD’de siyaseti elitlerin-zenginlerin belirlediğini ve geniş kitlelerin tercihlerinin zenginler lehine gözardı edildiğini gösteriyor. Çoğunluk başka birşey istese bile, sonuçta elitlerin-zenginlerin isteği oluyormuş. Profesörler ABD demokrasisinin bu durumda gölgelendiğini savunmaktalar.
Senatör bu verilerle FED Başkanı’na, -Biz kapitalist bir demokrasi miyiz, yoksa ekonomik ve siyasi gücün milyarderlerin elinde olduğu oligarşik bir toplum mu olduk-diye sordu. Yellen ise bu tehlikeli soruya, -Etiketler koymayı tercih etmem. Evet, son zamanda eşitsizlik artış trendinde, kişisel olarak bu durumdan kaygılıyım. Ancak çareyi politika yapıcıları bulmalı- dedi.
Soru-cevap yankı bulurken, sağ muhalefet Demokrat Partili Senatör’ün biraz fazla solda- olduğunu, ekonomi bilmediğini ve 2016 Başkanlık seçimi için zemin yokladığını savundu... (Hemen söyleyelim, bu siyasi çizgiyle seçilemez)
Bu arada Senatör sorularla -zenginlerden daha fazla vergi alınmasına- yol yapıyordu. 2007-2008 krizinden beri zenginlerden yüzde 75-90 arasında vergi alarak ekonomik eşitlik sağlanacağını düşünenlerin sayısı hayli fazla. Arada bu konuya değiniyoruz... Vergi almak, kazı öldürmeden altın yumurtlamasını sağlama ve fazla bağırtmadan tüylerini yolma sanatıdır. Yüzde 75 oran ise vergi ile gasp arasında kalan gri bir alandır. Yüksek vergi alarak sınıflararası eşitlik sağlanması mümkün mü? Böyle birşey tarihte nerede ve ne zaman oldu- diye durup bir düşünmek gerek. Bu arada -oligark- diye Putin’in çevresine nokta atışı yapılırken Washington’da -oligarşi- lafı kulak tırmalıyor.
Yellen’in görevi ABD sınıfsal yapısını değiştirmek değil. Haklı olarak bu işlere politika yapıcıların, meclisin, hükümetin karar vermesi gerektiğini söyledi. Yellen’in aslında -sermayeden ve oligarşiden yana- olduğu da söylenemez, çünkü geniş kitlelere istihdam yaratacak bir ekonomiyi, tek başına para politikasıyla kurmaya çalışıyor. Bu iş tek para politikası ile olmaz, ama vergi-maliye politikası, kilitlenmiş ABD siyaseti yüzünden iptal.
Yellen’in istihdam ve büyüme hedeflerine bakılsa FED, dünyanın en -proleter ve orta sınıf dostu- kurumu. FED yıllardır ABD’de istihdam artsın, ücretler artsın diye uğraşıyor. Ve daha başarı sağlayamadı. FED’in son altı yıldır uğraşması aslında piyasaları değil, emekçileri ve orta sınıftakileri istihdam ve konut piyasası üzerinden kurtarmak için. ABD düzelince de dünya ekonomisi istikrara kavuşacak. Küresel ekonomik büyüme, sürekli orta sınıfın büyümesini sağlıyor. Arızasız büyüme varsa, bütün dünyada orta sınıf daha büyüyor. Pasta bol ve büyükken kimse yüzde 1 ile oligarşiyle uğraşmazdı. Yellen’ın derdi oligarşi değil, orta direği kurtarmak.
twitter.com/selimatalayny