Disiplin...
Her kişinin, her yapının, her kurumun, her devletin istisnasız ihtiyaç duyduğu tek şey.
Bugünlerde birinin buna herkesten çok ihtiyacı var.
O biri şüphesiz CHP.
Çünkü parti içindeki işler o kadar sarpa sardı, o kadar içinden çıkılmaz hale geldi ki inanılmaz.
Partide kim baş belli değil.
Partinin başı nerde sonu nerde belli değil.
Partide kim kime dost kim kime düşman belli değil.
Bu iş bu şekilde nereye kadar gider o da belli değil.
Burada araya girerek hemen söyleyeyim.
Bu iş fazla gitmez...
Şimdiden söylüyorum bütün Cumhuriyet Halk Partililer 1 Nisan şakasına hazır olsunlar.
Peki Neden...
Çünkü partide disiplin yok.
Çünkü parti rayından çıkmış durumda.
Parti şu an için dörde bölünmüş vaziyette.
İmamoğlucular, Kılıçdaroğlucular, Özelciler, tasfiye edilenler ve küskünler.
Bu bölünmüşlerin her biri kendi cumhuriyetini kurmuş vaziyette.
Bu dörtlü içinde en tehlikelisi tartışmasız İmamoğlu.
İmamoğlu Faciası...
CHP'de ve partinin seçim sürecinde İmamoğlu tam anlamıyla bir facia.
Aday İmamoğlu kendi seçim kampanyasında sürekli tek başına hareket ediyor, yanına kimseyi yanaştırmıyor.
Bu garip duruma CHP'de Özgür Özel dahil kimse "Yav kardeşim senin bağlı olduğun bir siyasi parti, o partinin başında bir genel başkanın, hesap vermek zorunda olduğun bir yapı yok mu" demiyor.
Tüm illerde, tüm partilerde seçim afişleri bir standarda bağlanmış, parti genel başkanları adayıyla beraber yan yana poz vermişler, altına da partinin seçim sloganını yazmışlar.
Bu uygulama bir tek yerde yok.
İstanbul'da...
Neden?
Eee İmamoğlu öyle istiyor...
Peki Özel Özgürden herhangi bir ses ya da bir tepki var mı?
Yok...
Evlere şenlik...
Her Gün Yeni bir Vaka...
Olaylara lider tepkisi verilmediği için, İmamoğlu gibi bir vaka şişeden çıktığı için şu an CHP'de herkes kendi cumhuriyetini ilan etmenin derdine düşmüş vaziyette.
Kısacası parti içi disiplin ayaklar altında.
Alın size yeni bir örnek
Afyonkarahisar Belediye Başkan Adayı Burcu Köksal.
Köksal'ın yaptığı seçim konuşmasında kurduğu bir cümle parti içinde tartışma yarattı.
Ne demişti Köksal...
"Seçildiğimde Afyonkarahisar Belediyesi'nin kapıları, DEM Parti hariç bütün siyasi partilere açık olacak"
Bunda tartışılacak ne var, zaten olması gereken bu değil mi dediğinizi duyar gibiyim.
Haklısınız ama unuttuğunuz bir şey var, burası CEHEPE
Hangisi Genel Başkan...
Bu sözlere ilk tepki Genel Başkan Özgür Özel'den geldi.
Özel başkan adayının kullandığı sözleri dil sürçmesi olarak niteleyerek tansiyonu düşürmeye çalıştı ve Köksal'ın sözlerini "Kapılar tüm siyasi partilere açıktır" ifadeleriyle düzeltmeye çalıştı.
Genel Başkanın kıvırdığı bu sözlerin üstüne söz olmaz dersiniz değil mi.
Olur mu...
Gölge Başkan İmamoğlu durur mu.
Özel'in durumu örtmeye çalışan bu çıkışının hemen ardından aday Köksal ile Genel Başkan Özel'i yere gömen sözler CHP İstanbul Belediye Başkan Adayı İmamoğlu'ndan geldi.
Şöyle diyordu CHP'nin kabadayısı;
"Öyle, 'Ben belediye başkanı olursam, şu partilileri belediyeye almam, şu partililer hariç şunlarla görüşürüm diyen ya kendine başka bir iş bulacak, ya da başka parti bulacak onu söyleyeyim."
Bu sözlere CHP Genel Başkanı Özelden en ufak bir tepki gelmedi.
"Yav burada konuşacak biri varsa o da benim sen kimsin hadsiz." demedi.
Bu garip durum karşısında vatandaş olarak şu soruları sormak sizlerin hakkı.
CHP'de kim Genel Başkan?
Partiyi yönetemeyen Özel ülkeyi nasıl yönetecek?
Genel Başkanını takmayan İmamoğlu bizleri takar mı?