Bazı iktidar mensuplarının da dile getirdiği “İtaat et, biat et, rahat et” görüşüne karşı çıkmak gerekiyor.
Çünkü bu anlayış insanları sorgusuz sualsiz teslimiyete yönlendiriyor.
İnsanlar sorgusuz sualsiz itaat ettiklerinde, biat ettiklerinde rahat edebilir.
Huzur bulabilir.
Ama bu zihniyetteki insanların ülkesi doğruyu bulabilir mi?
Bu zihniyetle ülkede ham demokrasiden tam demokrasiye geçilebilir mi?
Unutulmasın ki tam demokrasiyi gerçekleştirmiş ülkelerin insanları biat, itaat etmez.
Sorgusuz sualsiz hiçbir şeyi kabullenmez.
O ülkelerin insanları her şeyi sorgularlar.
Böyle bir anlayışa sahip oldukları için de her alanda ilerleme sağlarlar.
Ülkelerinde ileri demokrasiyi, hukuk devletini kurarlar.
İnsanlığa hizmet eden, insanların hayatlarını kolaylaştıran bilimsel, teknolojik buluşlar yaparlar.
Çünkü her şeye kafa yorarlar.
Başkası benim adıma düşünsün tembelliğine kendilerini kaptırmazlar.
Daha ileri demokrasi, daha gelişmiş insan ve de canlı hakları için ne yapmalı sorusunun cevabını ararlar.
Daha fazla bilimsel, teknolojik buluş için kafa patlatırlar.
Çaresiz hastalıkların çaresini bulabilmek için kendilerini paralarlar.
Şunu da bulabilir miyim bunu da insanlığın hizmetine sunabilir miyim diye sorup dururlar.
Ay’a gidebilir miyim diye sorarlar.
Ay’a giderler; bu kez de Mars’a gidebilir miyim diye sorarlar.
Mars’a giderler; bu kez de uzayda yaşanabilir yeni gezegenler bulabilir miyim diye sorarlar.
Kendilerini sorgusuz sualsiz yaşamanın, kafa tembeli olmanın getirdiği huzura kaptırmazlar.
Kafa tembeli olursan, eller uzaya gider sen yaya kalırsın.
Kafa tembeli olursan, elin bulup geliştirdiklerine muhtaç kalırsın.
Kafa tembeli olursan, üretmeyip tüketen bir sefilliğin bataklığından kurtulamazsın.
Kafa tembeli olursan, itibarlı bir toplum olamazsın.
Kafa tembeli olursan, ülkende ileri demokrasiyi kuramazsın.
Kafa tembeli olursan, dünya çapındaki sanatsal ürünlere imza atamazsın.
Kafa tembeli olursan, bilimsel, teknolojik buluşlar yapıp insanlığın hizmetine sunamazsın.
Kafa tembeli olursan, cehaletin bataklığında debelenip durursun.
Sorgusuz, sualsiz olursan, “İtaat et, biat et, rahat et” dersen işte böyle olursun.
İşte onun için “İtaat et, biat et, rahat et” diyenlerden farklı düşünüyorum.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın benim gibi düşünmesine ise seviniyorum.
Tayyip Erdoğan geçenlerde yaptığı konuşmada ne dedi?
“Bize sorgusuz sualsiz biat eden bir gençlik lazım değil. Neyi niçin savunduğunu bilen bir gençlik lazım” dedi.
Aynı konuşmasında Tayyip Erdoğan başka ne dedi?
“Ülkemizde kitap bulamama sorunu değil, kitap okumama sorunu var” dedi.
Böylelikle insanları kitap okumaya, araştırma yapmaya, kafa yormaya davet etti.
Bu ülkede bu görüşleri en fazla dile getirip yazan ben olduğum için, Cumhurbaşkanı’ndan bunları duymak beni mutlu ediyor.
Ve de bu ülkede öncelikle bu konuda bir zihniyet devrimi yapmak gerekiyor.
Sorgusuz sualsiz hiçbir şeyi kabullenmeyecek, itaat da biat da etmeyecek, okuyup her şeye kafa yoracak bir toplum oluşturmamız için, böyle bir devrime acilen ihtiyaç bulunuyor.