Aralık 2002, Kopenhag... İnanılmaz bir trafik, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi De Soto Türk delegasyonunun kaldığı otele geliyor, o dönem Başbakan olan Abdullah Gül ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Fransa Cumhurbaşkanı Chirac, İngiltere Başbakanı Blair ile görüşmeye gidiyor.
Günlerden perşembe, haşat bir haldeyiz ama otel lobisinde, rahmetli Birand 32. Gün, Ali Kırca, Siyaset Meydanı, ben de Kanal D Ana haber için Erdoğan’dan özel röportaj koparma derdindeyiz, hem birbirimizi hem de AK Parti kurmaylarını gözlüyoruz.
Az sonra haber geliyor, Marriott Otel’de dönemin İtalya Başbakanı Berlusconi’yle görüşme olacak diye. Fırlayıp gidiyorum, görüşme bitiyor, Berlusconi konuklarını kapıya kadar yolcu etmek için geldiğinde merdivenlerde gazetecilere açıklama yapıyorlar.
Sıkıcı ve ciddi yüzlerle yapılan kriter konuşmalarından sonra Erdoğan “İçeride Emre’nin durumunu da konuştuk” diyor, bir anda ortam sıcaklaşıyor, İtalyan medyası da konuya dahil oluyor.
Gün sonunda röportajı koparan ben oluyorum ama Emre’yi gerçekten konuştunuz mu sorusunu sormak kamera kapandıktan sonra aklıma geliyor. Futbol bazen, sıkıntılı ya da işlerin çıkmaza girdiği anlarda son derece birleştirici bir konu başlığı olabiliyor...
***
Sene 2005...Bükreş’te, Başbakan Erdoğan onuruna verilen akşam yemeğinde heyete dahil edilen birkaç gazeteciden biriyim. Yemek öncesi resepsiyonunda tanıdık bir isim var Romanya Başbakanı’nın yanında. Galatasaray’da efsane olmuş futbolcu Hagi...
Sene 2002, House of Europe toplantısı için yine Bükreş’teyim. Romanya’nın NATO’ya katılması onuruna ABD Başkanı George Walker Bush da Bükreş’te. Meydanda bir konuşma yapılıyor, Romanya Cumhurbaşkanı, Başkan Bush’u yanında efsane jimnastikçi Nadya Komanaçi’yle birlikte karşılıyor.
Aynı Komanaçi, 2005’te Başbakan Erdoğan’ın onuruna verilen yemekte de hazır bulunuyordu.
***
Milli Takımlar Teknik Direktörü Fatih Terim’in Cumhurbaşkanı
Gül’ün İtalya ziyaretine katılmasını garipseyenler olmuş.
Demek iyi takip etmiyorlar, Cumhurbaşkanı Gül, Hollanda ziyaretine de karavanıyla tanıdığımız Hollanda vatandaşı Wilco’yu götürmüştü. Böyle bildik yüzlerin ve isimlerin gezilere davet edilmesi diplomaside her zaman yapılan şeylerdendir.
Üzüldüğüm Fatih Hoca uzun uzadıya açıklama yapmak zorunda kalmış. Boş ver Hocam, başkasının eksik bilgisine sen açıklama yapma...