CHP, İyi Parti ve Saadet Partisi’nin, HDP ile işbirliği yapması, 31 Mart’ın sonucunu en belirleyici faktör olacak.
Cumhur İttifakı’nı oluşturan AK Parti ve MHP’nin beraber yürüyüşünün sağlam temelleri var. 15 Temmuz direniş ruhuna sahip çıkıyorlar, kendi mana köklerimizi, değerlerimizi önemsiyorlar, yerli ve milli olmayı savunuyorlar, PKK ve FETÖ ihanetlerine karşı durmayı Türkiye’nin beka meselesi sayıyorlar.
“İllet/zillet ittifakı” içinde yer alan dört partinin bir araya gelmesinde ise ortak değerler yok. FETÖ’nün 15 Temmuz ihanetine “kontrollü darbe” diyorlar. Ordumuzun PKK’ya karşı verdiği mücadelenin destekçisi değiller. Kılıçdaroğlu “Afrin’in içine girilmesin” diye çırpınıp dururken HDP, “Afrin’de Kürtler işgal altında” diyor.
Siz hiç Kılıçdaroğlu, Akşener ve Karamollaoğlu’ndan “HDP, PKK’nın siyasi koludur” diye bir söz işittiniz mi?
İşitemezsiniz…
Tam tersine üçü de “PKK başka, HDP başka. HDP bir siyasî parti” deyip geçiştiriyorlar.
HDP’lileri kızdırmaktan ödleri kopuyor. Kandil’den bir laf gelecek diye uykuları kaçıyor.
Mesela Kılıçdaroğlu, Akşener ve Karamollaoğlu; HDP Eş Başkanı Sezai Temelli’nin “Kürdistan’da kazanacağız” lafına bir tepki veremediler.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, üçüne de meydanlarda seslendi: “Kürdistan neresi? Türkiye’de Kürdistan diye bir yer yok, konuşsanıza” dedi.
Dut yemiş bülbüle döndüler.
Şu anda CHP, İyi Parti ve Saadet Partisi, HDP ile işbirliğinin getirdiği belanın altında eziliyor. Siyasî onurlarını ayaklar altına alan Sezai Temelli’nin kendilerini aşağılayan, azarlayan laflarını sineye çektiler.
Katıldığı televizyon programında ne demişti Temelli:
"Mansur Yavaş da bilecek ki seçilmişse HDP oylarıyla seçilmiştir. HDP'lileri yok sayarak siyaset yapamaz. Ekrem İmamoğlu seçilmişse bilecek ki o kentte yaşayan 3 milyon Kürt'ün oyuyla seçilmiştir...”
HDP ile işbirliğini tabanlarına bir türlü izah edemeyen, renkten renge giren Kılıçdaroğlu, Akşener ve Karamollaoğlu’na atılan bir tokattır bu.
31 Mart’ta sandıklara bu tokadın izi yansıyacaktır.
Üç siyasi lider sessiz kalsa bile seçmen bu siyasi onursuzluğa gereken cevabı verecektir.
Hani HDP, İstanbul ve Ankara’da aday göstermeyince, “oylar CHP’ye gitsin” demiyordu? Hani HDP’li seçmenin CHP’ye oy vereceği nereden belliydi?
Sezai Temelli utangaçlığınızın, sıkılganlığınızın üzerindeki perdeyi yırttı attı.
İstanbul ve Ankara’da CHP’ye oy verileceğini ilan etti.
Siz “HDP ile işbirliği yok, ittifak sandıkta olacak” diye aklımızla alay ederken, yalanınızı suratınıza çarptı. Bundan daha ağır bir zilleti nasıl yaşayacaktınız?
Tehdit etti, aşağıladı, “kendinize gelin, bizim sayemizde kazanacaksınız, unutmayın” dedi.
Perde gerisindeki gizli pazarlığı hatırlattı.
“Biz sizinle pazarlık yapmadık mı? Bizi dışlamaya kalkarsınız size haddinizi bildiririz.” diye size parmak salladı.
Zillet yaşayan üç lider de suspus oldu. Sadece Mansur Yavaş, “PKK ile arasına mesafe koyamayanlar, bizden uzak olsunlar” diyebildi.
İyi de Mansur Yavaş; “Sezai Temelli ‘Mansur Yavaş bizim sayemizde kazanacak” demeden önce niye konuşmadınız? HDP ile PKK arasında mesafe olmadığını şimdi mi anladınız?
CHP’nin, İP’in, SP’nin ipliği pazara çıktı. HDP ile onursuz bir işbirliği yaptıklarını artık sağır sultan bile duydu.
Bu millet ayağına zillet prangası vurulmasına izin vermeyecektir.
Ne idüğü belirsiz bu ittifak, 31 Mart’ta sandığa gömülecektir.