İslam coğrafyasında olup bitenleri utanç duyarak izliyorum.
Bombalar yağıyor.Çocuklar, kadınlar ölüyor.
Şehirler cesetler gibi tarihe gömülüyor.
Kaypak bir asrın yavşak canileri saldırıyor mahremimize.
Öğretilmiş cümlelerle karşılık veriyoruz.
Ne yapacağımıza dair hazırlığımız yok çünkü.
Sıfır sorun tasavvurundan bahsedilince gavura
Elbette bilecektir zihnimiz uğramıştır dumura.
Çok şey bilenler girdiniz bu mahalleye.
Gerçekleri göremediniz.
Cesareti olanları da çok bilmekle manipüle ettiniz.
Ne çok şey biliyorsun. Bildiğin yanılttı seni.
Etme eyleme bir oturda düşün.
Adamlar oyun oynamıyor.
Savaş diploması sanal bir akademik oyun değil artık gör bunu.
Evet çok eksiğimiz var. Bunda sorun yok.
Savaşsak belki çok zorda kalırız.
Fakat savaşmadan meydan okumalarla daha da zora sokuyoruz işleri.
İçeriği gösterilmeyen karşılığı somutlaşmayan her kükreme topraklarımıza daha çok saldırı olarak geliyor.
Üç gündür yazıp yazıp sildiğim yazılarım var.
Şimdi sildikleri yazmamamın da bir sorumluluk olduğunu düşünüyorum.
Sildiğim yazılarım gizli anılarım olarak kalsın.
Bizim burdan gördüklerimizi göremeyenler mi var sorusu da anlamsız.
Ama buna rağmen bir yerlerde yanlış yapıyoruz.
Acaba bu yanlışımızın için düşmanı hafife almak ve ciddi hazırlık yapmamak mı var?
Bir vatandaş olarak tüm sorumluluk sahiplerine arz edeceğim bir husus var.
Dış politikada ne olur biraz kuşkucu olun ve gereğini yapın.
Ya da ürettiğiniz stratejinin kolayca hayata geçmesinden memnun olmayın.
Mutlaka bir başkalarının stratejisinin oyununa gelmekteyiz; diye düşünün.
Bildiklerimize tahmin edebildiklerimizi de ekleyerek yazabileceğimiz güzel günlere kavuşmak dileğiyle.
Cumhurbaşkanına, Başbakana, Genel Kurmay başkanına MİT müsteşarına saygıyla önerim şudur.
Bilmenize rağmen olsun bir kez daha son Peygamber Hz.Muhammed’in savaşla ilgili hadislerini bir kez daha okusunlar.
Sadece bu hadisleri okumak için bir güvenlik zirvesi yapsınlar.
Ben bu yazıyı yazmadan evvel tekrar tekrar okudum.