Bu aralar ABD’de sık tekrarlanan bir deyiş var: Diplomasi, saldırmak üzere hırlayan köpeğe -ah sen ne cici şeysin- derken, bir yandan da taş arama sanatıdır... Suriye konusunda gayet uygun bir deyiş. Ve Türkiye’nin Suriye konusuna bakışını yansıtıyor... Halen, ele gelip işe yarayacak iyi bir kaya aranıyor.
Süreçte kaya bulunana dek diplomasi yapılacak... Türkiye bölgede yalnız değil, sürecin belirleyicisi. Diplomasi yalnızca toplantıdan ibaret değil, ama toplantı gerekirse o da yapılıyor. Suudi Arabistan, 14-15 Ağustos’ta, -26 ve 27 Ramazan- Mekke’de -İslam Dayanışma Konferası’nı- olağanüstü topluyor. Suudi Kralı Abdullah, devlet ya da hükümet başkanı düzeyinde katılım için tek tek elçi yollayıp davet ediyor. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de konferansa davet edildi. Bu toplantı aslında İslam İşbirliği Teşkilatının (OIC) zirve toplantısı. Şimdiye dek bu zirve 3 kez olağanüstü toplandı. Kral Abdullah, İslam ülkeleri arasında dayanışma ve birlik için bu toplantıyı çağırdığını ve İslam Dünyasında bölünme ve görüş ayrılığı yaratan konuların ele alınacağını söylüyor. Mekke toplantısının gündem listesi uzun. Ama Suriye İslam dünyasında bölünme yaratıyor. Gündemde var. Irak da bölünme yaratıyor, hatta Mısır da... Devlet başkanlarının toplantısı öncesinde dışişleri bakanları gündem belirleyecek.
Yükselen profil
İslam İşbirliği Teşkilatı’nın uluslararası profili daha da yükseliyor. Merkezi Cidde’de olan teşkilatın genel sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu, 57 üyeli topluluğa önemli dinamizm kazandırdı. İİT’nin yükselen uluslararası önemini Fransa da izliyor ve Fransa İİT’de temsil ve temas için bir diplomatını, Cidde’deki konsolosunu görevlendirdi. Fransa bu temsil olayı vesilesiyle, İİT’nin bütün üye ülke büyükelçilerine hafta başında Paris’te yemek verdi. Fransa böylece İslam dünyası ile de bire bir temasta olduğunu sergiledi. İİT sayıca kalabalık bir örgüt, uluslararası alanda artan güç sergilemek istiyor ve örneğin BM’de blok halinde oy kullanarak, önemli mesajlar veriyor. Bu arada Fransa yönetimi son temas vesilesiyle, Genel Sekreter İhsanoğlu’nun çalışmalarını da övdü... İhsanoğlu’nun Türk olduğunu ve İİT’nin canlanmasında Türkiye’nin önemli çaba harcadığını herhalde Fransa da biliyordur.
Kuzey Irak ve Kuzey Suriye
Bölgede bir başka gelişme de: ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’in ulusal güvenlik danışmanı Anthony Blinken, birkaç gündür Bağdat’taydı, sonra Kuzey Irak’a gidip Mesut Barzani ile görüştü... ABD’de de Irak dosyası Başkan Yardımcısı Biden’dadır. O da yakın zamana dek sık gelip giderdi. Blinken’in öncelikli hedefi Irak’ı yatıştırmak ve süren siyasi çatışmanın daha da alevlenmesini önlemek. Muhtemelen bu çabalar ABD’deki Kasım Başkanlık seçimi ile yakından bağlantılı. ABD, 6 Kasım’da sandıklar kapanana dek Irak’ta ya da başka yerde sorun istemiyor. Blinken, Irak’tan sonra Türkiye’ye de ya geldi, ya da gelecek.
ABD sorun istemiyor ama Ortadoğu’da hiçbir zaman hiçbir şey plana ve takvime bağlı gitmez. Mutlaka birşey çıkar. Yani sahadaki gelişmeler, kasıma kadar beklemeyebilir. 11 Aralık 2011 tarihli yazımızda http://www.stargazete.com/yazar/selim-atalay/suriye-plajlari-hic-bu-kadar-kiymete-binmemisti-haber-405462.htm-Suriye plajlarının önemini- anlatmıştık. Plajların önemi yeni fark edildi ve gelişmeler turistik maksatlı değil... Diploması mutlaka iyidir, faydalıdır, ama kaya şart. Ele geldiğinde, tek hamlede çakmak gerekecek. TWITTER: @selimatalayny