Erdal Şafak “Osmanlı” Devleti adının yanlış olduğunu ve aslının “Ataman” Devleti olması gerekdiğini anlatan fevkalâde ilginç bir yazı yayınladı (“Sabah”, 17 Eylül 2014). Hânedân’ın kurucusu ve ilk devlet başkanı olan Osman Beğ’in ise aslında Ataman Beğ olması gerekiyor buna göre. Bu metni görmemiş olanlara internetden indirip okumalarını harâretle tavsiye ederim.
O yazıyı okuyunca benim de aklıma geldi; Fransızca’da “Osmanlı” için “Ottoman” kelimesi kullanılır.
“Osmanlı”nın “Ottoman”a dönüşmesi ise “Ataman”ın “Ottoman”a dönüşmesinden daha zor.
Yâni bizim aslında “Osmanlı” değil “Atamanlı” olmamız lâzımmış.
Vay canına!
***
Çok önemsediğim bir “ufak” habere de değinmeden edemeyeceğim:
Beykoz’da inşâ edilen Karlıtepe Câmisi’nin mîmârî tarzı, benim yıllardır özlemini çekdiğim bir fikrin, bildiğim, ilk örneği olarak hamiyyetimden gözlerimi yaşartdı!
Merâk edenler 18Eylül târihli “Yeni Şafak”dan foroğrafına bakabilirler.
Neden derseniz, 200 yıldan beri ilk kez olarak hepsi aynı tornadan çıkmış gibi birbirinin aynı olan binlerce câmi arasından NİHÂYET değişik bir üslûb denemesi farketdiğim için!
Of be yâfu; dünyâ varmış!!!
Câmi mîmarlarımız, omuzları üzerinde taşıdıkları organların, sâdece iki üç haftada bir berbere götürülmek için değil, buna muvâzî olarak, adına “fikir” denilen nesnelerden üretilmek üzere de oraya oturtulduklarını idrâk etmeye başladılar demek...
Şerefenin altında bir de camekânlı “seyir terası” ve içinde kitablığı var!!!
Restoranlı ve “bar américain”li olanlarını da bekliyoruz!
Ben bu yeni Türkiye’yi bayağı sevmeğe başladım... C’est vrai!
***
Ben bu yazıyı yazarken İskoçya’nın İngiltere’den (resmî adıyla Birleşik Kırallık’dan) ayrılıp ayrılmayacağı konusundaki halkoylaması henüz sonuca bağlanmamışdı. Tam emin değilim ama sonucu belki haber sayfalarında görebilirsiniz; yetişebilirse...
Biliyorsunuz ki Birleşik Kırallık dört büyük parçadan oluşuyor:
En kuzeyde İskoçya, altında İngiltere, onun güneybatısında Galler ve komşu adanın üst tarafındaki nisbeten küçük Kuzey İrlanda...
Oylama başabaş gidiyor ama şâyet ayrılıkçılar kılpayıyla bile olsa kazanırsa, zâten 242.910 km2’lik (BÜYÜK!) Britanya’nın 78.133 km2’lik bölümü kopacak. 61 milyonluk nüfûsun ise 5 milyon 600.000’i gidecek.
Üstelik İskoçya deniz sâhasında adamakıllı zengin doğalgaz ve nisbeten önemli petrol yatakları bulunuyor.
Şimdiiiii, bu iyi bişiy mi kötü bişiy mi?
Vallıyi, ben iyi bir Atamanlı olarak sevinmekden bir hâl oluyorum ve bir tek göbek atmadığım kalıyor.
Beter olsunlar!!!
1856-1945 arası bize etdiklerini belki bizim şu mâhut “altın gençlik” önemsemiyordur; daha doğrusu bu alanda bilgisi dahî yokdur ama ben unutmadım!
İnşallah şu an Edinburgh’de birileri oturmuş kapalı kapılar ardında, birkaç sene sonra Londra’nın hangi mahallelerini doğrudan İskoçya’ya bağlayıp hangilerine kısmî özerklik tanırız münâkaşası yapıyorlardır...
Eeee, etme bulma dünyâsı Mîrim!
Bundan sonra Büyük Britanya yerine de belki Küçük Britanya denir...
Millî melodilerinin sözlerini de “God save the Queen!” yerine “God tranquilizes the Queen!” şeklinde terennüm ederler...