NATO’nun 2014 yılında yapılan zirvesinden bu yana en önemli buluşması hafta içinde Polonya’da gerçekleşecek. 8-9 Temmuz tarihlerinde Varşova’da gerçekleşecek olan zirve hem toplantı gündemi, hem de toplantı marjında yapılacak olan ikili görüşmeler bağlamında kritik önem taşıyor... 2014 yılında gerçekleşen zirveden bu yana DAEŞ tehdidi arttı ve farklı boyutlara taşındı. Suriye krizinde paradigmalar değişti... Mülteci akınları Batılı ülkelerin gündemine oturdu. En önemlisi belki de Rusya ile ilgili gelişmeler. Rusya’nın Suriye’ye müdahil olmasıyla birlikte Ortadoğu’da kendisine yeni bir cephe açması ve orada kalıcı olacağının sinyallerini vermesi, NATO gündeminde muhtemelen ilk sırada olacak... Elbette Washington’un bu alanı açmaya çalışan Moskova’ya ses çıkarmaması, dahası yolunu açması “dipnotuyla” anılacak. Elbette Afganistan ve NATO’nun buradaki rolü de zirvenin konu başlıkları arasında altı kalın kalemle çizilenlerden.
Türkiye, zirveye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan riyasetinde katılacak. Zirve’nin gündemi, aynı zamanda ülkemizin de gündemi...
Brexit sonrası güvenlik ve strateji konularında nasıl bir tablonun ortaya çıkacağı da yine zirvede belirginleşecek...
Her zaman olduğu gibi sadece resmi gündem değil, zirve marjında yapılacak ikili görüşmeler ve kulislerde yaşanacak gelişmeler de büyük önem taşıyor.
DAEŞ, terörle mücadele, Suriye ve Rusya konularında NATO cephesinde Türkiye’nin söyleyecek çok sözü var.
Ramazan bayramının son günü Cumhurbaşkanı Erdoğan heyetiyle birlikte bu önemli buluşma için Varşova’ya hareket edecek.
Yakından izleyip derim bu önemli zirveyi...
Ankara’nın stratejik hamleleri ve tel tel dökülen Avrupa cephesi
İngiltere’nin AB’den çıkışı oyladığı Brexit referandumu tahmin edildiğinden büyük bir deprem oldu. İngiliz halkının AB’den çıkış yönünde tercihini kullanmasıyla önce Başbakan David Cameron istifa edeceğini açıkladı. İngiliz ekonomisi, referandum sonucunun duyulmasından sadece saatler sonra, dünyanın 5. ekonomisi olma özelliğini Fransa’ya kaptırdı ve 6. sıraya geriledi... AB’nin kredi notu Brexit nedeniyle ortaya çıkan tablo neticesinde düşürüldü. Yabancı düşmanı ve ırkçı gösterilerde artış oldu. AB’nin diğer ülkeleri de ülke kodlarına “exit” kelimesini ekleyerek yeni kavramları günlük hayata soktular.
Haftaya bu kez Nigel Farage’ın istifa haberiyle başladık. Farage, İngiltere’nin AB’den çıkışını baştan beri seçim kampanyası olarak seslendiren UKIP yani UK Independent Party’ in lideri... Brexit, İngiliz siyasetçilerini teker teker yiyor.
Geçtiğimiz hafta Avrupa Parlamentosu’ndan AB Komisyon Başkanı Jean Claude Juncker’in “Sen hala burada mısın?” diyerek madara ettiği kişi yine Farage.
Göçmen krizi unutuldu sanki... Türkiye ile AB arasında yapılan mülteci anlaşması gün geçtikçe hayata geçirilmesi zor görünen bir uzlaşıya dönüşüyor...
Washington cephesinde de başkanlık seçimleri için sürdürülen kampanya, acil uluslararası krizlerin çözüm reçetelerinin dosyalanıp, çekmecelere atılmasına neden oldu.
Batı cephesi tel tel dökülüyor...
Türkiye, başta mülteci krizi olmak üzere yakın coğrafyasındaki kaosun çözümünde oyun kurucu olacağı bir inisiyatif başlattı.
Yabancı basında başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere Türkiye’ye ait her türlü değere yönelik olarak tırmandırılan anti-propaganda cephesine keskin bır hançer indirilmiş oldu.
İsrail ve Rusya ile varılan anlaşmaları farklı coğrafyalara ilişkin inisiyatifler izleyecek... Son ana kadar prensiplerinden taviz vermeyen Türkiye, reel politik olguları da hiç bir zaman görmezden gelmedi.
Türkiye karşıtı cephenin kendisine yeni argümanlar bulması gerekecek. Bu cephe, dışarıdaki ortaklarının bir kısmını da kaybederse şaşırmayalım.
Artık yeni dengelerden bahsediyoruz...
Ramazan Bayramı’nızı en içten dileklerimle kutlar, sağlıklı huzurlu yıllar temenni ederim.