"2. Dünya savaşı sonrası hesaplar kapanmadı..." cümlesini, yazılarımda sürekli kullanırım. Yeni hesaplaşma ise, NATO (ABD) için savaşı, olmazsa olmaz yapıyor.
Yeni düşman küresel akıl için gerekliydi. NATO'ya alınması planlanan Finlandiya ve İsveç'i de, bu hikâyenin devamı olarak "okumak" gerekiyor.
Tabii Türkiye'nin burada tavrı "belirleyici" olacak.
Peki bunu ABD bilmiyor muydu?
Türkiye'nin "mayınlı" sahaya çekilmek istenmesini, masum görebilir miyiz?
Savaşın olmasını istemeyenlerin başında gelen tek ülke belki de "Türkiye"dir. Rusya ile ilişkilerini "dengede" götürebilen aklı selim yolu seçen devlettir Türkiye...
Ukrayna üzerinden bir kaç defa bu dengenin bozulması için, bayağı gayret sarf edenler oldu. Israrla Rusya ile ilişkiler gündeme getirildi. Ve bozulması için de, gözle görülür eylemler oldu. Türkiye kimseye göre değil, kendi devlet "aklına" göre davrandı ve davranıyor.
NATO'nun genişlemesi konusunun, yeni "savaş" nedeni olacağı açıktır. Bunu giderek "germe" planı; NATO'ya (ABD-İngiltere) ne verecek?
Dünyanın yeni haritalarının inşaası, gıda güvenliği, su sorunları, kaynaklar üzerinde hedeflenmektedir.
Rusya ilk hedef...
Küresel akıl istediğini alamazsa, savaşın sınırlarını genişletecek gibi duruyor. Bu durumda devreye soktuğu İsveç ve Finlandiya; yeni savaş alanına dönüşebilir.
Ukrayna yeterli olmazsa, "Rusya tehdidi" söylemi devam edecek. Ukrayna süreci kendilerini "memnun" etseydi; bu yeni girişime ihtiyaç duyulur muydu?
Anlatıldığı gibi Rusya "batmış" olsaydı, yeni "cepheye" ihtiyaç olur muydu?
Tek kutuplu dünya planı, işe yaramadı mı?
Hepsinin soru ve cevapları vardır.
Türkiye'nin NATO üyeliği konusundaki tavrı, ciddi "etki" oluşturacak. Eğer savaşın "uzaması" değil de, "bitmesi" istenmiş olsaydı; Türkiye'nin tutumu "kurtarıcı" hamle olabilirdi!
Ve elbette Finlandiya ve İsveç'in Türkiye ye yönelik düşmanca tutumlarını da, "özgürlük" teranesine boğmaları, ayrıca "tartışma" konusudur hiç kuşkusuz. Bu durumda sonuna kadar milli çıkarlar için, Türkiye gerekeni yapmalı ve yapmasından da doğal bir durum söz konusu olamaz.
Dünya 5'ten büyüktür tanımlamasının, ne kadar gerekli olduğu gerçeği, gücünü her geçen gün hafif hafif göstermektedir.