Bir süre önce komşularımızla hiçbir sorun yaşamayız denmişti ama uluslararası ilişkiler ve sorunlar sadece bizim kontrolümüzde değildir. Aramızda hiçbir sorun olmasa bile komşularla da savaşabiliriz. Bugün dışarıda başlayan bir terör sınırlarımıza dayandı ve içerdeki vatandaşlarımız birileri tarafından tahrik ediliyor, protesto ve eylemlerle bizi olayların içine çekmeye çalışıyorlar. Kürtlerle gerginlikler barış süreciyle ortadan kalkmışken Suriye içindeki olaya uluslararası hukuka rağmen, müdahale etmemiz bekleniyor ve bunun yapılmaması, Kürtlere ihanet gibi gösteriliyor ve ortalığı karıştırıyorlar. Bu gibi sorunlara iki cepheden bakılır.
Birisi bugün bazı çevrelerin yapmamızı istediği gibi genel bir değerlendirme yapmadan tahriklere kapılarak eylem yapmak, diğeri olayın bütününü değerlendirerek bir politika belirlemektir. Terör tahrikçilerinin, halkımızı olayın içine istedikleri biçimde çekmekte kullandıkları metot, olayın duygusal bir acı yaratmasını sağlamak ve izleyeceğimiz politikayı buna göre, bu eyleme göre tespit etmemizi sağlamaktır. Diğer tarafta, ülke içinde protesto eylemlerine şiddet katarak uygulanan politikamızın duygusal olarak da kabul edilemeyeceğine göstermektir. Son zamanlarda yapılan şey böyle bir oyunun gerçekleşmesini sağlamaktır. Yani IŞİD saldırılarının Kürtlere yönelmesinin sebebi devletimizi vatandaşlarına karşı görevini yapmayan bir duruma düşürmektir. Öte yandan, IŞİD’le savaşırsak da İslam karşıtı olarak bölgemizde ilan edilmemiz istenmektedir.
***
Bugün çözmemiz gereken sorun bir savaştan çok daha karmaşıktır. Bu sorunun, sonuçlarının kötü olacağı anlamına gelmez ama çözülmesi zor bir bilmece gibidir. Çünkü bir savaşta halkın tamamı, yurt tarafındadır oysa bugün halkın bir kısmının ne tarafta olduğu konusunda birbirine zıt değerlendirmeler yapılabilmektedir. Ülke içinde bazılarının sokaklarda terör estirilmesini isteyerek ve onlara destek vererek devletle çatışması isteniyorsa elbette bu azmettirenlerin ve zarar veren eylemlerin engellenmesi gerekir. Burada dikkat dilecek konu olayın siyasi olmasına rağmen onun bir kanun karşıtı eylem olarak değerlendirilmesini sağlamaktır. Sağı solu yıkan, yakan, militana siyasi değerlendirme yapamıyor ama sadece yanlış yönlendiriliyor ve kandırılıyor dememiz gerekir. Zaten onun ülkemiz sınırları haricinde ve devletimizin iradesi dışındaki bir olayı kendine yönelik bir eylem sayması onun oyuna gelmesi anlamını taşır.
Onu hem eylemi nedeniyle cezalandırmak hem de ona bu eylemin kimin işine yaradığını anlatmaktır. Mesela son olaylarda Kürtlerin devlete karşı olmasına çalışılmaktadır ve bu gerçek değil oyunun bir bölümüdür. Bunu yapanlar da kendilerinin şikayet ettiği gücün, hedefine ulaşmasına bilerek veya bilmeyerek yardım etmektedirler. Ülkemizde bugünlerde ortaya konan ve yabancı güçlerin hedefine varmalarına yardımcı olacak eylemler, yasal ve demokratik olamaz. Yani devlete karşı olanların kim tarafından kullanıldığı ve hedefinin ne olduğu tespit edilip onların çıkardıkları olaylarla varmak istedikleri sonuca yardım edilmemelidir. Son günlerde, devletimizin barış için fedakarlıkta bulunacak iken bir kısım kandırılmış Kürt vatandaşlarımızın genç ve çocuklarının eylem yapmaları, dış güçlerin oyununa hizmet etmekten başka bir şey değildir. Eylemlerin ardındaki muhalif politika, sadece yanlış değil aynı zamanda sebep olduğu sonuçları itibariyle ülkemize düşmanlık eden yabancı güçlere hizmet etmektedir. Devletimiz şüphesiz bu sıkıntıların üstesinden gelecektir, fakat bu yanlışı yapanlar ilerde hem kötü olmakla hem de akılsızlıkla itham edilecektir.