Bence cevap çok açık. Normalleşmeyi ve evrensel hukuku hayatımızın ayrılmaz parçası yaparak.
Bu cevap birilerine çok basit ve sıradan gelebilir ama biraz Türkiye tecrübeniz varsa, ülkemizde en zor süreçlerin normalleşme ve evrensel hukuka uyum olduğunu görürsünüz, bilirsiniz.
Türkiye çok ama çok tehlikeli bir girdabın içine girdi.
Bu süreçten, bir avuç bile diyemeyeceğimiz döviz spekülatörleri dışında muhtemelen herkes bir biçimde, bir gün zarar görecek.
Türkiye’yi 2002 sonrası olumlu anlamda bambaşka bir ülke haline getiren AK Parti bu süreçten büyük zarar görüyor.
Bütün dünyanın ilgi odağı haline gelmiş olan ve yakın geçmişimizde özellikle eğitim sahasında çok büyük başarılara imza atmış, televizyon reklamlarında uzaklığı ve bilinmezliği ile şakalara konu olan Papua Yeni Gine’de türkçe dersler veren okul açmış bir hareket büyük zarar görmektedir.
Devlet kavramı büyük zarar görmektedir.
Ekonomi muhtemelen bir resesyona girecek, bu durum spekülatörler dışında herkes için çok kötü.
İşsizlerin iş bulma şansı azalıyor, işgücü piyasalarına yeni giren gençler endişeli.
En önemlisi, Türkiye çok şey kaybediyor.
Girdabın şiddeti, ürettiği ve üreteceği zarar ortada.
Yakın gelecekte gündeme gelme ihtimali sıfır olmayan siyasi istikrarsızlık da girdaba tüy dikebilir.
Peki ne yapmak lazım?
Yukarıda belirttiğim gibi galiba koşulsuz bir biçimde normalleşme ve evrensel hukukun ipine sarılmak tek ve alternatifsiz çözüm.
Ve bunu yapmak galiba herkesin ödevi, mecburiyeti.
Bir sıfır noktası tanımlayalım, mesela bugünü, ve bugünden itibaren attığımız her adımı normalleşmeye (evrensel hukuk kriterleri) yönelik atalım.
Paralel devlet yapılanması, şayet mevcut ise, anormal bir durumdur, mutlaka çözümlenmelidir ama çözüm sürecinde de evrensel hukuka bire bir uyulmalı, anormal bir durumun normalleştirilmesi için normal olmayan, meşruiyetini evrensel hukuktan almayan yöntemler devreye sokulmamalıdır.
Özel yaşama vahim müdahaleleri içeren telefon dinlemeleri anormaldir, bu vahim durum mutlaka normalleştirilmelidir ama bu süreçte de anormal yöntemlere, evrensel hukukun dışında yöntemlere başvurulmamalıdır.
Anormal bir duruma anormal bir tepki üretilir ise, bu cümlemde anormal kavramını hukuk dışı olarak da okuyabilirsiniz, bu durum zararlı, aşağı yönde bir sarmala tekabül eder, hepimiz, bütün Türkiye kaybeder bu durumdan.
Birilerinin, muhtemelen, tercihen ve öncelikli olarak, bu da zaten bir görev ve sorumluluk olarak algılanmalıdır, iktidar partisinin, anormal ve evrensel hukuk dışı muamelelere maruz kaldığını düşünse de, yine birileri bu davranış türünden kısa vadede zarar görülebileceğini de ileri sürseler, her hamleye karşı evrensel hukuk prensiplerinden bir santim dahi sapmadan karşı hamle yapma zorunluluğu vardır.
Siyaset ve siyaset dışı rakiplerin bu kalıpta davranmadıklarını düşünseniz dahi.
Evrensel hukuktan sapanlar orta vadede mutlaka kaybederler.
Evrensel hukuk, normalleşme doğrultusunda atılacak adımlar herkesin, başta da Türkiye’nin en büyük güvencesidir.
Normalleşme sürecinde öncelik yapma görevi de iktidar partisinindir.