Adı Narin'di. 8 yaşındaydı. Masumdu. Canavarca hislerle vahşi şekilde katledildi.
Cansız bedeni 19 gün sonra çürümüş halde dere içinde çuvala konmuş, üzerine taş basılmış halde bulundu.
Hepimize, asıl çürüyenin insanlığımız olduğunu anlatır gibiydi. Başka yerlerde, başka şekillerde çürüyen çocuk bedenlerini hatırlattı.
İnsan olan herkesi üzdü, yüreğini parçaladı.
Cinayet küçük bir köyde, çoğu akraba hısım olanların yaşadığı yerde işlendi.
Soruşturma kapsamında gözaltına alınan aralarında Narin Güran'ın annesi, babası, iki ağabeyi, dört amcası ve tutuklanan amcası Salim Güran'ın eşi de bulunuyor. 23 şüpheliden mahallede görevli imam serbest bırakıldı. Diğer 22 şüphelinin bugün adliyeye sevk edilmesi bekleniyor.
Korku ve bağlılık, Allah korkusunun önüne geçiyor, itirafları önlüyor.
Ancak dar bir bölgede, çok sayıda tanığın olduğu, teknik olarak ileri imkânların kullanıldığı düşünülürse bu cinayet, kısa sürede çözülecektir. Katilin kim olduğu, cinayeti neden işlediği ortaya çıkacaktır.
İnsaf ve vicdan sahiplerinin aklına vahşetten siyasî rant devşirmek hiç gelmedi.
Ancak masum bir yavrunun yürekleri yaralayan katli, ne kadar insanlık dışı ise başka bir canavarlığa da şahit olduk.
1. Aziz milletimize, birliğimize, bayrağımıza düşman olan PKK terör örgütünün siyasî partisi, hemen hedef saptırmaya, hükümeti suçlamaya kalktı.
2. İslam'a, Müslümanlara, laiklik arkasına saklanıp saldıran iflah olmaz kesim, DEM'in yanında yer aldı. Kur'an kursu düşmanlığını, algı operasyonunda devreye sokuverdiler.
1. Devlet bütün imkânları ile köyde iken; Jandarma Özel Harekât timleri, Jandarma Suç Araştırma Timleri (JASAT), İstihbarat Şube Müdürlüğü, Köpek İz Takip Timi ve Su Altı Arama Kurtarma Timi, AFAD, aramalara katılırken DEM Parti, soruşturmanın adil yürütülmediğini, hükümetin cinayeti örtbas etmeye çalıştığını söyledi.
PKK'nın bütün siyasî partileri; çocukları parti binalarından dağa kaçırırken, DİYARBAKIR ANNELERİ, evlatları için aylardır nöbette iken DEM; utanmadan, sıkılmadan, "çocuk yaşamını değersizleştiren iktidar" diye zırvaladı. (İçişleri Bakanlığı'nın raporunda, bölücü terör örgütü PKK'dan kaçarak devlete sığınan 1.949 teröristin yüzde 29.7'sinin çocuklardan oluştuğuna dikkat çekiliyor.)
DEM Parti, binlerce çocuğu terör kamplarına kaçırıp PKK'ya teslim etmiş organize suç şebekesidir. Bu çocuklara acımayanlar, Narin'e acır mı? Hesapları, Narin üzerinden sadece bölge halkını kışkırtmak...
DEM Parti Mardin Milletvekili Beritan Güneş, "Devlet her köyde, her mahallede, her sokakta Kur'an kursları açıyor. Halkımız, 'o Kur'an kurslarında neler yapılıyor?' diye sorsun" dedi.
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Çiğdem Kılıçgün Uçar, Diyarbakır'da düzenlenen eylemde konuştu:
"Biz halkımızın Kürt düşmanı politikalarda ve Hizbulkontra'nın politikalarına karşı sahip olduğu hafızaya güveniyoruz. O hafıza Kürdistan'ı ayakta tuttu, bundan sonra da ayakta tutmaya devam edecek. Narin'in fotoğrafını bize taşıttıranlardan hesap soracağız..."
Türkiye masum yavrumuz Narin'e ağlarken bunlar hesap sormaktan söz ediyor.
Aslında PKK'nın partisinin asıl rahatsız olduğu mesele, Türk Silahlı Kuvvetlerinin ve MİT'in sınır ötesi harekâtları...
2. Laikçi kesim de Narin'in vahşice katlini, Kur'an Kursu düşmanlığı ile saptırıyor.
Halk TV'de, "4 yaşındaki çocuk Kur'an öğrenebilir mi? Öğrense ne olur?" diye soruyorlar. (Narin'in 8 yaşında olduğunu gizleyerek...)
PKK'nın partilerine oy istemekle meşhur Emin Çölaşan Sözcü gazetesinde şunları yazıyor:
"Birkaç yüz kişinin oturduğu, Diyarbakır merkeze çok yakın bir köyde bir Kuran kursu! Çok ilginçtir ve dikkat ediniz, bu kursun adı cinayet soruşturması sonrasında hiç geçmedi. Küçücük bir köyde bile kuran kursu var."
Halk TV'de, Sözcü TV'de, diğer CHP'li kanallarda neden hiç dağa kaçırılan çocuklarla ilgili haber göremiyoruz?
Diyarbakır annelerin çığlığını neden hiç duymuyorlar?
En acısı da CHP yöneticileri, gözü yaşlı Özgür Özel, PKK'nın kaçırdığı çocuklardan neden hiç söz etmiyor?