Narin cinayetinde sadece insanlığımızı sorgulatan vahşet yok. Cinayet sonrasında yaşananlar, son derece garip...
Karşımızda, bir masumun, Türkiye'nin yüreğini kanatan katlinin, üstünü örtmek için şaşırtıcı bir organizasyon var.
Öncelikle neredeyse her gece, neredeyse bütün TV kanallarındaki programlara da bir şey demeliyiz.
Ortada bir itiraf, bir delil, adli tıp kurumlarından gelen bir rapor olmadığı halde saatlerce yayın yapıldı.
Gazeteciler, yazarlar, emekli uzmanlar; adeta Jandarma ve Yargıdan önce katili, yardım ve yataklık yapanları bulmak için yanıp tutuştular.
Ne diyelim?
Evet, kuvvetli şüpheler var ama henüz sonuca götürecek bir itiraf yok.
Tek itiraf, tutuklu Nevzat Bahtiyar'ın, Narin'in cesedini amca Salim Güran'dan alıp dereye attığına dair ifadesi.
Şu ana kadar en somut delil de, Narin evladımızın derede bulunan cansız bedeni...
İstanbul Adli Tıp kurumunun ön raporu da ikinci somut delil.
İstanbul Adli Tıp'ın otopsi raporunun ön sonucuna göre Narin Güran boğularak öldürüldü. Boğulma sırasında Narin'in ağzından çıkan sıvı, amca Salim Güran'ın araç direksiyonunda ve koltuğunda bulundu.
Şimdi en önemli beklenti, İstanbul Adli Tıp Kurumu'ndan gelecek raporlar.
8 yaşındaki Narin'in vahşice katli, en profesyonel cinayetlerde bile görülmemiş bir organizasyonu barındırıyor.
Akıl alacak gibi değil. 90 haneli bir köy. Cinayet mahalli, küçük bir bölge. Narin'in öldürüldüğü alanı gören 15 ev var. Bir tane bile tanık yok.
Konuşanlar, sıradan insanlar ama nasıl bir sırrı hangi baskılarla saklıyorlarsa hakikati söylemiyorlar.
Organizasyon çok profesyonelce.
Adeta devlete kafa tutuluyor. Jandarmaya ve yargıya meydan okunuyor...
Bu cüretin ve kabadayılığın arkasında, üstünde ne var?
Sıradan insanlar, nasıl böylesine manipülasyon yapabilir?
Hedef saptırmak için suni ihbarlar yapmak; aile meclisinin, ya da bir amcanın baskısıyla/korkusuyla izah edilebilir mi?
Narin'in kaybolmasının ardından yaşanan garip olaylar ve soruşturmayı engelleme çabaları mahkeme dosyasına da girdi.
59 sahte ihbar var. Nedir, sıradan insanların inancını, vicdanını, aklını başından alan gerçek sebep?
Jandarma Suç Araştırma Timi'nin (JASAT) tutanağına göre;
1. Suriyelilerin kaldığı çadıra yakın bir konumda terlik bulunduğu iddia edilerek, jandarma personeli bu kısma yönlendirilmeye çalışıldı.
2. Narin kaybolduktan iki gün sonra köyde yangın çıkarıldı.
3. Arama kurtarma çalışmaları esnasında olağan dışı elektrik kesintileri yaşandı.
4. İki kişinin bir kız çocuğunu köyün üst tarafına götürdüğü şeklinde ihbarda bulunuldu.
5. Yanlış ifadelerle güvenlik birimleri yanlış yönlendirildi.
6. Jandarma personeli Eğertutmaz Deresi'nden uzaklaştırılmaya çalışıldı.
7. Amca Salim Güran'ın da aralarında bulunduğu aile üyelerinden 6 kişi, o güne ait telefon aramalarını, WhatsApp aramalarını ve yazışmaları sildi.
Ne yaparlarsa yapsınlar, Narin'in katili/katilleri bulunacak.
Bu cinayetin çözülmesi, artık devletin/yargının itibarı, onuru meselesi oldu.
Ne yani devletin ciddiyeti, 30 kişinin ayaklarının altına mı serilecek?
Bölücü terör örgütü PKK'nın partisi DEM Parti, herhalde adalet tecelli edince bölge inanını birbirine düşürme çabalarının artık bir işe yaramadığını görmüş olacak.
En sonunda Diyarbakır anneleri kazanacak. Ana yüreği, Türkiye kazanacak...
Çoğu gitti azı kaldı.