Merhabalar,
Çılgın fikirleriyle, gezip görerek ufuklarını açan ve mesleki tecrübelerini geliştiren ikili Suudi Arabistan Riyad’da Narcissus Hotelde geliştirdikleri konsept çalışmalarla dikkatleri üzerlerine çekmeyi başardılar.
Executive Chef Hüseyin Özer ve food & bevarage director Murat Aydemir Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da bulunan Narcissus Hotelin bütün konseptlerini oluşturarak muhteşem bir açılışla kısa sürede oteli Riyad’ın bir numarasına taşıdılar. Prens ve Prenseslere hazırladıkları el emeği göz nuru özel Türk yemeklerini kendi elleriyle servis yaparak hayran bıraktılar.
Mutfaktan son sunuşa mükemmel ekip ruhu ve uyumuyla devleşen ikili mutfak kadrosuyla servis kadrosunun bir bütün olduğu zaman misafir memnuniyetini olumlu yönde üst seviyelere taşıyarak özellikli tercih sebebi olacağını yaptıklarıyla Ortadoğu Turizminde otelcilik sektöründe göstererek emin adımlarla gece gündüz demeden çalışmalarını sürdürüyorlar.
Otel bünyesinde bulunan Arjantin, Çin, İtalyan, Sea food ve All day dining Restaurant ile her zevke ve damağa göre alternatifler sunan Narcissus Hotel 280 süit oda ve ultra lüks modern sanat tasarımıyla dikkatleri çekiyor.
Adeta Dünya Karması
İkilinin ekibinde 20 farklı ülkeden personel çalışmaktadır. Farklı renkleri ve yetenekleri bir ahenk içerisinde otelin başarısı için buluşturan ikili ülkemizi ve Türk yemeklerini tanıtmak için de özel bir çaba harcıyor. Kullandıkları birçok malzemeyi de Türk markalarından seçiyorlar.
Helal olsun bu muhteşem ekibe
İzmir Çeşme’de yolları kesişen ikili Suudi Arabistan Riyad’da Türk otelciliğinin gururu oldu. Murat Aydemir 1969 Çeşme İzmir doğumlu, mesleki kariyerinde 13 yıl Çeşme Altın Yunus yiyecek içecek müdürlüğü, 10 yıl Çeşme Shareton yiyecek içecek müdürlüğü, 2 yıl Corendon Solto ve halen Narcissus Riyad Hotel’in Yiyecek içecek koordinatörlüğü görevini yapıyor. Hedefi yurt dışında uluslararası zincir otellerde Genel Müdür olarak Türk otelcisini dünyada en iyi şekilde temsil etmek. Sürekli kendini geliştirerek hiç durmadan Türk ve dünya mutfakları üzerine araştırmalar yapan ve özel dokunuşlarla beğeni toplayan genç Executive Chef mutfağa aşık bir isim.
Genç Chef Hüseyin Özer’in Penceresinden…
Yemek, yemek kadar yemek yapmakta bir kültürdür aslın da. Özenle sunulan yemekleri hazırlayan, damaklarımızda unutulmaz tatlar bırakan o lezzetleri kimler mi pişirir? Gelin beraber bu önemli sorunun cevabı için ufak bir inceleme yapıp seyre dalalım.
Kendini etrafına kapatmış yaptığı yemeğe odaklanmış, temizlik önceliği, damak tadı vazgeçilmezi olmuş birini görürseniz o bir lezzet ustası ‘ AŞÇI ‘ dır diyebiliriz. İyi aşçıları seyretmek bir zevktir. Gerçekten iyilerse, ‘uyum için’ çalışırlar. Onları izlemek, bale ya da modern dans gösterisi izlemek gibidir. İyi bir aşçı; tekniği iyi, düzenli, tecrübeli, temiz ve tutkulu olmalıdır. İyi aşçılar arasına girmek istiyorsanız kendini geliştirmeyi, öğrenmeyi ilke edinmiş biri olmalısınız , önünüze konulan malzemelerden en iyi eseri hazırlamalı bir sanat ircaa eder gibi , bir nakış işler gibi fanatikçe bir bağlılık ve sağlam bir beden ile çalışmayı sağlayacak kadar tutarlılık göstermelisiniz. Tutarlılık, aşçılık zanaatı içinde en önemli meziyettir aslın da , her geldiğinde aynı lezzeti ve tadı bulmak isteyen müşteri ancak memnun ve sadık kalan müşteri olacaktır.
Günümüzde artık ne iş icra ederseniz edin, işinizi iyi yaparken belli başlı karakteristik özelliğine de sahip olmalı ve bunları mutfağımızda yoğurmalıyız
Stres anlarında önce kendimizi yönetebilmeli, soğukkanlılığımızı koruyarak öncelikli işlerimizi belirleyerek kriz anlarını, beklemedik durumları iyi yönetebilmeliyiz. Takım çalışması uyum halinde çalışmalı alın terimize ruhumuzu da katarak eşsiz tatlar yaratmamıza yardımcı olacaktır. Bu bağlamda iyi aşçıları 3 ayrı kategoride değerlendirebiliriz.
Birinci sırada sanatçı ruhlu olanlar gelir: Bu kişiler, istisnai derecede yetenekli ve pahallı bir azınlıktır. Bu grup içerisinde; pastacıları, (aşçılık dünyasının nörologları) şef yardımcılarımızı, kasap ve meze psikopatları ile muhteşem soslar yapabildiği için kendini beğenmişliğine göz yumulan bazı sos uzmanlarını sayabiliriz.
İkinci grupta ise sıradanlar gelir. Bu gruptakiler, bir tekstil fabrikasında çalışmakla aşçılık arasında çalışmayı fark gözetmezler. Onlar tekstil den iyi kazanç getirdiği düşündüğü için bu işi yapmaktadırlar. Son olarak ise kiralık askerler vardır: bunlar aşçılığı para için ve iyi yapan insanlardır. Yemek yapmayı sevmeseler bu konuda yetenekli olmasalar da profesyonel oldukları ve iyi para aldıkları için güzel yemekler yapabilirler.
Aşçılık bir zanaattır bence, iyi bir aşçıda zanaatkardır, sanatçı değil. Zanaatlık kötü bir şey değildir. Ülkemizin muhteşem eserleri zanaatkarlar tarafından yapılmış olduğunu unutmayalım. insanın zanaatının ustaca yapması da soylu, onurlu ve tatmin edici bir şeydir. profesyonelliğinden gurur duyan bir kiralık askeri, bir sanatçıya her zaman yeğlerim. ‘’Sanatçı’’ lafını işitince, kafamda işe zamanında gelmeyi gerekli görmeyen biri canlanır.
Dahi olduklarını sandıklarından müşterilerden çok kendilerini tatmin etmeye çalışırlar.
Sizler başarıya doymayın bizlerde sizleri gururla paylaşmaya devam edelim yolunuz açık olsun…