Medyada gezinirken rastladığım bir haber üzerine kahroldum.
Çünkü ülkemizde 22 bin liralık pırlantalı emziklerin, 5 bin liralık altın kaplama biberonların kapış kapış satıldığını görüp okudum.
Güya bu ülkenin yüzde 99’u Müslüman...
Belli ki lafta Müslüman, fiiliyatta süslüman!
Çünkü Müslüman olan süsten, gösterişten, şatafattan kaçınır.
Her şeyin en pahalısını kullanmaya meraklı olan, gösterişe, şatafata, süse meraklı olanlar süslümanlardır.
Ve süslümanların laiki de İslamcısı da, açığı da kapalısı da aynıdır.
Süslümanlar evin, arabanın, eşyanın en pahalısına sahip olmak konusunda birbirleriyle yarışır.
İşte artık işi bebeklerine 22 bin liralık pırlantalı emzikler, 5 bin liralık altın kaplama biberonlar almak için birbirleriyle yarışmaya kadar vardırmışlar.
Oysa Müslüman aleminde açlıktan ölen bebekler var.
Ülkemizde bebeklerini çöplükten besleyenler var.
Ama maalesef bu gerçeği görmemezliğe gelen süslümanlar, 22 bin liralık pırlantalı emzikler, 5 bin liralık altın kaplama biberonlar almak için birbirleriyle yarışmaktalar.
Evin, arabanın, eşyanın, giysinin, kısacası her şeyin en pahalısını, en gösterişlisini almak konusunda birbirleriyle yarıştıkları gibi.
Gösterişten, şatafattan, israftan en uzak durulması gereken şu Ramazan ayında bile, beş yıldızlı otellerde çok pahalı iftar sofraları kurmak konusunda birbirleriyle yarıştıkları gibi.
Bu durum Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı da rahatsız etmiş olmalı ki, “Beş yıldızlı otellerde pahalı iftar sofraları kurmayın” diyerek bir çağrı yapmak zorunda hissetti kendisini.
Acaba süslümanlar Cumhurbaşkanı’nı dinleyecekler mi?
Bu çağrıyı ben yıllardır yapıyorum; ama süslümanlar pek dinlemedi beni.
Ben yıllardır “Namazda aynı, rızıkta ayrı safta olunmaz” diyorum.
Kimileri bulabildiği bir tas çorbayla iftarını yaparken, kimilerinin beş yıldızlı otellerdeki çok pahalı sofralarda iftar açmasına karşı çıkıyorum.
Beş yıldızlı otellerdekini iftar sofraları olarak değil israf sofraları olarak görüyorum.
Çünkü bu sofralarda yapılan israfla, çöpe atılanlarla çok sayıda insanın doyacağını biliyorum.
Evet, iftar sofraları denilen bu israf sofralarına karşı tavır alıyorum.
Beş yıldızlı otellerde kurulan bu israf sofralarının yerine isim, fikir babalığını yaptığım Yeryüzü Sofraları’nın, mütevazı sokak sofralarının kurulmasını istiyorum.
İstiyorum ki Yeryüzü Sofraları adını verdiğim bu mütevazı yer sofralarında, sokak sofralarında insanlar rızıklarını birbirleriyle paylaşsınlar.
İstiyorum ki namazda aynı safta olanlar, rızıkta ayrı safta olmasınlar.
İstiyorum ki Yeryüzü Sofraları’nda olduğu gibi yeryüzünde de adil düzen kurulsun.
Bir tarafta açlıktan ölenler ya da çöplükten beslenenler, diğer tarafta da bebeklerine 22 bin liralık pırlantalı emzikler, 5 bin liralık altın kaplama biberonlar alanlar olmasın.
İstiyorum ki yeryüzünde adalet, merhamet, eşitlik, kardeşlik hakim olsun.
İstiyorum ki yeryüzü adalet, merhamet, eşitlik, kardeşlik yurdu olsun.
Çok şey mi istiyorum?