Ali Koç, cuma akşamı Mehmet Akif Ersoy'un programına katılarak Riyad Skandalı hakkında açıklamalarda bulundu. Aslında ben Mehmet Akif Ersoy'un Aziz Yıldırım ile yapacağı programa saatler kala hastalandığı gibi hastalanacağını, kanalda da başka bir moderatör bulunmadığından (!) programın erteleneceğini düşünüyordum. Bu sefer öyle olmadı. Üstelik programı yapanların hakkını verelim, Ali Koç'a sorulan her soruya, Ali Koç'un vereceği cevabın belgesini de görsel ve KJ olarak önceden hazırlamışlardı. Allah herkese böyle iyi hazırlanmış bir program nasip etsin. Ali Koç seçildiği ilk günden beri aynı şeyleri düşünüyorum. Ali Koç, program ne kadar iyi hazırlanmış olursa olsun, akış içinde gereksiz yere çok çok uzun konuşuyor ve kendisini zora sokacak şeyler söylüyor. Cuma akşamı da aynen öyle oldu.
Öncelikle 2012'de Fenerbahçe Yönetim Kurulundan ayırılırken "Benim şahsi sevdamın aileme bir zarar getirmemesi lazım. Bu süreçten sonra ürktüm. Benim de gözümün üstünde kaşım var" diyen Ali Koç, bu noktadan, "Ben başkan olduğum sürece Fenerbahçe'yi şampiyon yapmazlar" noktasına gelmiş. Önce ailesi için endişelenip Fenerbahçe'den ayrılan Ali Koç şimdi Fenerbahçe için endişelenip Fenerbahçe'den ayrılmanın hesabını yapıyor. Benim görebildiğim Ali Koç, şampiyonluğun kaçma ihtimalinde (bence imkânsız) kendisine bahane yaratıyor. Tıpkı "Fenerbahçe'yi (bazı güçler) 10 yıldır şampiyon yapmıyorlar" sözü gibi. Ali Koç diyor ki, "Aslında ben 6 yıllık dönemimde fevkalade doğru işler yaptım ama ben olduğum için Fenerbahçe'yi şampiyon yapmadılar."
Ele verir öğüdü
Ali Koç'un 5,5 yıllık başkanlığında Yıldırım Demirören ve Nihat Özdemir istifa ettiler. Mehmet Büyükekşi'nin de istifası cebinde. Bu dönemde 7 MHK geldi gitti. 8'incisinin istifası da yakındır. Bu dönemde sayısız hakem, hakemliği bıraktı. Değişmeyen tek şey Ali Koç ve başkan olduğu bu 5,5 yıllık dönemde Fenerbahçe'nin şampiyon olamaması. 5,5 yılda bu kadar TFF Başkanı, MHK Başkanı, hakem değişmiş, bir tek Ali Koç değişmemiş ama Ali Koç başkan olduğu sürece Fenerbahçe'yi şampiyon yapmazlar. Özlenen Fenerbahçe mottosu ile seçim sürecinde Aziz Yıldırım'a son dört sezon şampiyon olamadığı için yüklenen Ali Koç'un da geldiği nokta tam olarak bu.
Gelelim Riyad açıklamasının satır aralarına. Öncelikle Ali Koç, Cumhuriyetin 100. yılında Riyad'da Süper Kupa finali oynanmasına karşı olmadığını açıkladı. Bunu iki nedenle istemiş. Birincisi ekonomik. İkincisi ve ilginç olanı, yabancı hakem uygulamasının test edilmesi düşüncesi. Galatasaray Divan Kurulunun kararından sonra Riyad fikrine soğuk bakan Ali Koç, 'finali yabancı hakem yönetsin' düşüncesi ile önceki fikrini değiştirmemiş. Her iki neden de Ali Koç'un, Süper Kupa finaline, Cumhuriyetin 100. kuruluş yılı açısından bakmadığını düşündürüyor. Ali Koç bu açıklamasının hemen ardından, TFF'nin Suudi tarafı ile yapmış olduğu anlaşmayı bilmediğini, bu sözleşmeye taraf olmadıklarını, milli değerlerin ve hassasiyetlerin sözleşmede TFF tarafından gözetilmesi gerektiğini, gözetilmediğini anladıklarında (maça saatler kala) bu konunun tartışmaya kapalı, kırmızıçizgi olduğunu ve müşterek karar ile maçın ertelendiğini söyledi. Yani tüm yükümlülük sözleşmeye taraf olan TFF'nin dedi. Peki neden Sayın Ali Koç, sözleşmenin içeriğini maçtan sonra değil de maçtan önce sormamış?! Bunun bir açıklamasını da yapsaydı ya. Yine eğer sözleşmenin tarafı olan TFF tek suçlu ise, siz milli hassasiyetleri gözetmeyen TFF ile ilgili niye maçtan önce açıklama yapıp, skandalın tüm sorumluluğunu onun üzerine bırakıp, itiraz kaydı koyarak maça çıkmaktan vazgeçmediniz? Son olarak Uğur Dündar'ın dezenformatik tweeti olmasaydı, bu kadar infial olur muydu? Bu soruların cevabı var mıdır? Son sorum da şu Fenerbahçe Divan Kurulu 'Riyad'a gidilmesin' kararı almışken, sırf yabancı hakemin test edilmesi için bu kararı yok sayarak Riyad'a gitmenin bir izahı olabilir mi? Bence olsa olsa mizahı olur. Liderlik liderlik, diye kendimi yırttığım tam da budur. Düşünebiliyor musunuz, Fenerbahçe Cumhuriyetin 100. kuruluş yılında Atatürk konusunda hassasiyeti bilinen Riyad'a maça gidilmesine itiraz etmeyeceksiniz, Yüksek Divan Kurulu gidilmesin diye karar alacak ve siz yabancı hakem test edilsin diye her türlü riski göze alıp yine de gideceksiniz ve hiçbir sorumluluğunuz olmayacak.
Bu kadar beklemek niye?
Programın sonu ise bence en dikkat çekici açıklamalara sahne oldu. Ali Koç, muhalefetin konuyu siyasi malzeme olarak kullandığını, Sayın Cumhurbaşkanımızın da diğer devlet görevlilerinin de maçın Suudi Arabistan'da oynanması konusunda düşünceleri, telkinleri olmadığını söyledi. Sonra da bu programa kızının karşı çıkmasına karşın, kendisine karşı yapılan haksız eleştiriler ve yakıştırmalar üzerine çıktığını söyledi. Yani Ali Koç, olaydan sonra yaklaşık 7 gün bekledikten sonra hakkında yapılan haksızlığa dayanamamış ve programa çıkmış. Bu 7 günlük süre içinde konunun siyasi tartışma malzemesi yapılması da toplumda büyük bir infial olması da milli değerler üzerinden hassasiyete yönelik kutuplaşma, tartışma olması da Ali Koç'un umurunda olmamış. Ali Koç, konunun Cumhurbaşkanı üzerinden tartışılmasına 7 gün sessiz kalmış ancak ne vakit eleştiriler kendisine yönelmiş, 'program yapalım artık' demiş. Bir kere daha söyleyeyim, lider kendisi için değil liderlik ettiği topluluk için düşünür, hareket eder. Bu arada konuya ilişkin en isabetli tespit ve değerlendirme de Sayın Devlet Bahçeli'den geldi. Sayın Bahçeli konuya ilişkin şöyle dedi: "Türk Futbolunda olmayan sadece futboldur. Bunun dışında ne aranırsa bulunacaktır. Türkiye Futbol Federasyonu süreci yönetemediği gibi, Fenerbahçe ve Galatasaray Futbol Kulüpleri de aklı başında, sağduyulu hareket edememiştir."