Düşmez kalkmaz bir Allah, herkesin iyi zamanları da oluyor, çok zor zamanları da... Bursa'da cezaevine götürülürken hüngür hüngür ağlayan Züftü Dede'nin haberini görünce böyle düşündüm. Türkiye'de mutlaka ama mutlaka bir "Nafaka Fonu" kurulması gerekiyor. Zira 81 yaşındaki Züftü Şirin'in Avusturalya'da yaşayan eski eşinin nafakasını geciktirmesi onu hapse düşürdü. Başka birçok örnek de var. Nafaka meselesi kanayan bir yara haline geldi. Asgari ücretle çalışan bir kocanın 3-5 bin lira gibi bir nafaka ödemesi, kalan parayla da hayata tutunması imkânsız gibi, bu yüzden herkese olmasa bile gerçekten geçim sıkıntısı çekenlere yönelik eşler için "Nafaka Fonu" hayat kurtaracak bir uygulama olur. Hem kadınlar mağdur olmaz hem de eski kocalar. Zira nafaka ödeyemediği için hapse giren kocalar dışarıya bilenmiş olarak çıkabiliyor. Ve bu da beraberinde bir şiddet sarmalı üretebiliyor. Peki "Nafaka Fonu" kurmak çok mu zor, sanmıyorum. Zira artık Türkiye bu tür sosyal destekleri çok rahat göğüsleyebilecek güçlü bir ülke. Takdir büyüklerimizin...
"ZEYTİNYAĞI GİBİ ÜSTE ÇIKMAK"
Sürekli alanlar bilir...
Türkiye'de ayçiçeği yağı ile zeytinyağı fiyatı arasında genelde bire iki oranı olur. Yani en azından geçmişte böyleydi. Bir litre ayçiçeği yağı 20 liraysa zeytinyağı da 40 bilemediniz 50 lira olurdu... Ancak bu yıl makas bire altıya çıktı. Yani ayçiçeği yağının litresi 40-50 lirayken, zeytinyağının litresi 300 lira olarak duyuruldu. Peki ne oluyor? Görünen sebep en azından zeytinyağı sektörü cephesinin argümanı Akdeniz'deki kuraklık. Zira ispanya, İtalya, Yunanistan hattında zeytin rekoltesi düştü. Zeytinyağı üretimi azalınca fiyatlar coştu. Ancak burada dikkat çekici bir ayrıntı var. Hükümet de sırf bu yüzden zeytinyağı için ihracat kısıtlaması getirdi. Şişe şeklinde ihracat serbest ama dökme zeytinyağı yani varillerle, tonlarca sıvı halde ihracat yasak. Hükümet bu şekilde Türkiye'de fiyatların yükselmesinin önüne geçeceğini düşünüyordu. Ama öyle olmadı. Zira sektör temsilcileri yurt dışına sattığı fiyattan iç piyasaya da satış yapmaya kalktı ve fiyatı 300 lira civarında belirledi. Artı eksi 50 lira oynayabiliyor ama bire altı oranı kabul edilebilir sınırların çok ötesinde. Yani birileri hükümet ile restleşiyor, zeytinyağını stokta tutuyor. Fiyatı düşürmüyor. Peki şimdi ne olacak? En son Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, maliyet hesaplarıyla açıklanamayacak bir fahiş fiyat olduğunu söyledi. Yumaklı, "Ülkemizde çok rekor bir zeytin hasadı oldu. Bundan da 422 bin tonluk zeytinyağı üretimi yapıldı. Bizim ülkemizin zeytinyağı ihtiyacı yıllık 160 bin ile 180 bin ton arasında. Bu yıl düştü denilen rekolteden elde edilen zeytinyağı miktarı 180 bin ton olacak. Yani geçen yıldan hiç elimizde bir ürün olmadığını varsaysak bile bu yıl üretilecek olan ürün, bizim tüketimimiz için yeterli." İfadesini kullandı. Ve "7 bin 500 arkadaşımız denetime çıkacak" mesajı verdi, ki o denetimler başladı bile. Yani biz de biraz daha sabırlı olur ve zeytinyağı krizine girmiş gibi davranmazsak; sektörde suyun başını tutanlar, zeytinyağı gibi suyun üstüne çıkanlar, stokta tuttuğu yüzbinlerce litre zeytinyağını satmak ve fiyatını da düşürmek zorunda kalacak. Takdir sizin...
İYİ PARTİ'NİN DERDİ, CHP'Lİ GAZETECİLERİ GERDİ
Biz bu filmi İyi Parti Genel Başkanı Akşener, seçim öncesi 'Yuvarlak Masa'dan kalktığında da izlemiştik. Akşener'i linç kampanyası başlatılmıştı. Daha önce Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce'yi linç edip, Kılıçdaroğlu'nun önünü açmak için seferber olan bazı gazeteciler yine iş başında. İyi Parti Genel İdare Kurulu, CHP'nin iş birliği teklifini reddetti. Ardından başladı yaylım ateşi, CHP'li gazeteciler ekranlarda, sosyal medyada, köşe yazılarında, Akşener'in sonunun geldiğini, İyi Parti'nin kaybedeceğini, söylüyor. Troller küfür ediyor, az daha sağduyulu olanları Akşener bindiği dalı kesti musluk kapanır analizleri yapıyor. Mart sonuna kadar daha siyaset köprüsünün altından çok sular akar ama Akşener ve İyi parti bir kez daha aynı hatayı yapar mı, CHP medyasının bombardımanı ile geri adım atar mı? İzleyip göreceğiz. Ancak kaybedenler kulübünün telaşından anladığımız kadarıyla Akşener geri dönerse bu kez CHP'ye karşı eli çok daha kuvvetli olacak. Yani sıkı pazarlık yapacak. Ama millet bu manevralara ne diyecek? Onu da sandıkta göreceğiz. Zira Özel ve İmamoğlu ikilisi Kılıçdaroğlu'nun bıraktığı yoldan yürümeye devam ediyor. Yani değişen bir şey yok gibi görünüyor. Tabii takdir milletin...