İstanbul’un müze sinemaları aşk dolu programlar sunuyor. Modern’deki Ölesiye ile Pera’daki Sinemanın Kazanovası: Fellini, güzü dikenli güllerle dolduracak.
Sinema gurmesiyseniz, İstanbul’un müze sinemalarında şahane şölenler var. İstanbul Modern, Ölesiye başlıklı toplu gösterisine 19 Eylül’de başladı ama 29 Eylül’e kadar mönüde ne yalanlar ne saplantılar var! Pera Film ise 10 Ekim-3 Kasım günleri arasında Sinemanın Kazanovası: Fellini başlıklı retrospektifte, İtalyan yönetmeni ölümünün 20. yılında anmak için aşk üstadı vatandaşı Giacomo Casanova misali, gönül çeldiği filmlerini gösterecek.
İstanbul Modern Sinema programına, aşkın ve ölümün insanın iradesini çıkışı görünmeyen karanlık bir tünele soktuğu filmleri derledi. Bu filmler hem tür hem kültür hem de auteur bakımından geniş bir yelpazeye yayılıyor: Melodramdan bilimkurguya, Kanada’dan Güney Kore’ye, Bunuel’den Zeki Demirkubuz’a dek! Program kapsamında filmler, bu gözle bakmayınca başka bir seçkide bir araya gelemeyecek bir toplam oluşturuyor. Filmlerin herbiri tek başına mutlaka izlenmesi gereken birer klasik: Rainer Werner Fassbinder’in Die Sensucht von Veronika Voss/ Veronika Voss’u, Luis Bunuel’in Viridiana’sı, Andrey Tarkovski’nin Solaris’i, Zeki Demirkubuz’un Kader’i, Steven Soderbergh’ün Sex Lies and Videotapes/ Seks Yalanları, Jean-Jacques Beineix’nin Diva’sı, Peckinpah’ın Bring Me the Head of Alfredo Garcia/ Bana Alfredo Garcia’nın Kellesini Getirin’i, Atom Egoyan’ın The Sweet Hereafter/ Başka bir Dünya’sı, Kim Ki-duk’un Hwal/ Yay’ı, Roger Michell’ın The Enduring Love/ Dayanılmaz Aşk’ı ve Peter Brosens ile Jessica Hope Woodworth’ün La Cinquieme Saison/ Beşinci Mevsim’i bulunuyor.
Bu isimleri yan yana sıralamak hafifçe hipnotik bir etki yaratıyor kuşkusuz. Bir de izlemek nasıl olur düşünün! Ama belleklerimizde başka türlü çekmecelere yerleştirilmiş önemli yapıtlara ortak temaları üzerinden yaklaşmanın da ayrı bir cazibesi var. Kendi adıma Beşinci Mevsim dışında bütün bu filmleri tavsiye ederim. Keşke bu toplama Atom Egoyan’ın Exotica’sı girseydi diye de düşünmedim değil. Ama Fassbinder-Demirkubuz-Kim Ki-duk sıralanması hakikaten ‘manalı’.
DOKUZ FİLMLİK FELLINI
Pera Film’deki Sinemanın Kazanovası programı büyük ustayı ölümünün (31 Ekim 1993) 20. yıldönümünde anmak amacıyla İtalyan Kültür işbirliğiyle düzenleniyor. Dokuz filmlik Fellini programında yönetmenin meşhur Casanova’sı yerine kamera arkasına yeni geçmiş olan genç Fellini’nin Lo Sceicco Bianco/ Beyaz Şeyh’iyle I Vitelloni/ Aylaklar’ı var. La Dolce Vita/ Tatlı Hayat’ta Roma’nın gece kulüpleri, Via Veneto ve Aşk Çeşmesi (Fontane di Trevisi) civarında ayaklarımız yerden kesildikten sonra İtalyan başkenti üzerine atipik belgeseli Roma’da gerçeğe basacak. Yine bir doküdrama olan The Clowns/ Palyaçolar da Fellini’nin çocukluğundan beri tutkusu olan sirkleri konu alıyor. Ölümünden bir gün önce karısı, oyuncu Giulietta Masina ile 50. evlilik yıldönümlerini kutlamıştı. Bir kadının bilinçaltını irdeleyen ilk renkli filmi Giulietta degli Spiriti/ Ruhların Jülyeti’ni izlerken Masina’yı ve zamana direnen aşklarını da anabiliriz.
Televizyon dünyasını yerdiği Ginger ve Fred, Tre Passi nel Delirio/ Şeytanın Kurbanları adlı Edgar Allen Poe uyarlaması omnibüs film için yaptığı Toby Dammit ve Decameron’dan esinli öyküler üzerine kurulan Bocaccio 70 adlı omnibüs için yaptığı Doktor Antonio’nun Baştan Çıkışı/ Le Tentazioni del Dottor Antonio da Pera’da gösterime sunulacak. Kara sevdalar ve küçük çapkınlıklar arasında iyi sinemanın tadını çıkarmak gibisi yok!