Sararmış yapraklar, hazan mevsiminin en güzel anları...
Bir dinginlik, doğanın sesi...
Hayat koşturmacasında bazen ıskalıyoruz ama aslında doğa her daim, her yaşta bizi çağırıyor.
Aldığımız her nefesin keyfini, tadını çıkarma imkanı sunuyor.
Bilmiyorum yengeç burcu olduğumdan mıdır?
Doğanın içinde, suyun yanında kendimi hep huzurlu, mutlu hissettim.
Kimi çok lüks yerler ister, ben iki ağaç, bir hamak ve biraz da müzikle yetinebilirim. Tabii bir de termosta çay, kahve olursa değmeyin keyfime.
Mavi derinliklere daldığımda, dünya dertlerinden kopup gittiğimde bir süreliğine de olsa dünyalar benim olur her daim.
Hatta zaman zaman gözlerimi kapatır o anları hayal ederim.
Yani özetle söylemeye çalıştığım, mutlu olmak için aslında çok ama çok bahanemiz var. Mesele hayata bakışımız ve düşünme biçimimizle ilgili.
Çapa Tıp Fakültesi Onkoloji Servisi'nin bahçesinde otururken 24 Haber Merkezi'nin güzel insanı editörümüz Hasan Köseoğlu'nun eşi Nazlı Hanım'la attığı pozu telefonda görünce bunları düşündüm.
Yani haddimi de aşmak istemem ama her yaşın kendi güzelliği, her ortamın bir pozitifi yanı var. Kimi zaman şer gördüğünde bile hayır olabilir. O yüzden başta da söylediğim gibi aldığın her nefesin kıymetini bilmek, şükretmek ve mücadeleye devam etmek gerekiyor. İnsan pes ettiği zaman yıkılıyor. Tabii bir de toksik insanlardan uzak durmak gerekiyor.
"Neymiş? 'Türkiye kaybetmiş!'miş"
Siz bakmayın sosyal medyadan uçak bileti fotoğrafı paylaşıp, "Amsterdam bir doktor kazandı. Türkiye kaybetti" diye yazanlara. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Meclis'te resmi rakamları paylaştı. Memleketin hekimleri ülkesini seviyor, ülkesinde mücadeleye sürdürüyor. Eksiği, kusuru düzeltmeye, canlar kurtarıp, şifa olmaya devam ediyor. Beyaz reform sonrası sağlıkta şiddet, ekonomik sorunlara bir nebze de olsa neşter atıldığı görülüyor. Şimdi esas sizi şoke edecek bir bilgiyi paylaşayım. Sosyal medyaya göre Türkiye'den beyin göçü Avrupa'ya oluyor. Ne de olsa onlara göre Türkiye'de yaşanmaz, "medeni", "modern" gelişmiş Avrupa bir Cennet. Oysa resmi rakamlara göre yurt dışına giden 401 hekimin tercihi sırasıyla, Katar, Kuveyt, BAE (Dubai) oldu. Almanya ise dördüncü sırada son bir not... Türkiye'de 205 bin 204 hekim var. Yurt dışına giden sayısı ise 401. Takdir sizin.
Bu arada sağlık demişken küçük bir izlenim paylaşmak istiyorum. Elimde resmi bir istatistik yok ama hastaneye her gittiğimde aklıma gelen düşünce aynı oluyor. Çok hastalanıyoruz. Bu kadar çok hastalanmamız normal olamaz. Neden bu kadar çok hastalanıyoruz meselesine biraz kafa yormamız gerekiyor...
https://twitter.com/drfahrettinkoca/status/1722930912252297297
Özel ilk sınavdan çaktı mı?
Malumunuz, Anayasa Mahkemesi ile Yargıtay arasında bir yetki tartışması yaşanıyor. CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in ilk sınavı bu oldu? Ancak görünen o ki Özel daha ilk sınavda sınıfta kaldı. Zira bu yetki tartışmasını sokağa tahvil etmeye çalıştı. "Anayasa'ya kafa tutmak darbe girişimidir. Kalkışma girişimidir" dedi. Milleti darbeye karşı sokağa çıkıp direnmeye çağırdı. Ama bu çağrıyı ciddiye alan olmadı. Zira millet Gezi Kışkırtması'nda, 6-8 Ekim Provokasyonu'nda yaşananları unutmadı. Oysa aynı millet Erdoğan, çağrı yaptığında hiç düşünmeden sokaklara çıkmış. 15 Temmuz'da FETÖ'cü darbecilere çıplak elleriyle direnmişti. Yani sokağa ne için çıkıldığı kadar çağrıyı yapanın kim olduğu da belli ki çok önemli. Bu arada aynı gerilim için Cumhurbaşkanı Erdoğan bakın ne söyledi: "Anayasa, 'devlet başkanı' sıfatıyla bize 'devlet organlarının uyumlu çalışmasını temin' görevi vermektedir.
"Biz bu tartışmada taraf değil hakem konumundayız"
Oysa Özel'in önünde çok iyi bir fırsat var. Sivil yeni anayasa yapma imkanı; Erdoğan, Bahçeli defalarca çağrı yaptı. Yani Meclis'i terk etmeme, oturma eylemi yapmak CHP'yi nereye götürür bilemiyorum. Ama sivil anayasa imza atmanın hem sorunların çözümüne, hem de demokrasinin güçlenmesine vesile olacağı ortada. Takdir milletin elbette.
Teşekkürler...
"İşgal altındaki Filistin Paneli"ne nazik davetleri için AK Parti İstanbul Gençlik Kolları'na teşekkür ediyorum. Gazeteci Esra Elönü ve Gazeteci Turan Kışlakçı ile birlikte meseleyi Türkiye perspektifinden anlatma fırsatı bulduk. Katkısı olan herkese çok teşekkür ediyorum.