Burnunuzu tahmin edemeyeceğiniz kadar sürteriz” diyorlar.“Ayağımıza basmak mı, bizim oyunlarımızı deşifre etmek mi, küresel oyunculuğa soyunmak mı, ananızdan emdiğiniz sütü burnunuzdan getiririz.” diyorlar.
“One minute ha! Parmak göstermek ha! Bize ha! Ortadoğu’da bağımsız oyunculuk ha! 100 yıllık parantezi kapatmak ha! Ölümlerden ölüm beğenin öyleyse! Siz bizi tanımamışsınız daha. Gününüzü gösteririz size!” diyorlar.
“Haddinizi bilin” diyorlar.
“Ayrı oyun planı ha! Mısır’a bakın sınırlarınızı görün. Suriye’de oynadığımız oyun, daha başınıza neler getirebileceğimizin işareti olmadı mı?”diyorlar.
“İçinizle oynarız, diyorlar. Terör örgütünü terör örgütü olmaktan çıkarır, başınıza bela ederiz” diyorlar.
“Türkiye’nin içinden ‘Terörist Türkiye’ kampanyasını küresel boyuta taşıyacak adamlar bulur, sizin şahsınızda Türkiye’yi vurabiliriz” diyorlar.
“Çözüm süreci, Kürtlerin gönlünün kazanılması vs gibi tüm çabalarınızın bir anda hak ile yeksan olacağı fitne tohumları ekeriz, aklınız şaşar”diyorlar.
“İyi bildiniz, bunun adı ‘üst akıl oyunudur’, ama hadi gelin de bozun bakalım bu oyunu! Siz kiminle aşık attığınızın farkında değilsiniz” diyorlar.
“Halka güveniyorsunuz, ama öyle kampanya yürütürüz ki altınızdan halkın kayıp gittiğine tanık olursunuz. IŞİD’le oynarız, PYD ile oynarız, Esed’le, Sisi ile oynarız, terör örgütü üretir, onunla savaşır gibi gözüküp, bölgede Türkiye’nin bütün etkinlik alanlarını yok ederiz, sadece dövünürsünüz”diyorlar.
“2 milyonu aşkın Suriyeli mülteciyi ülkenize aldınız. Bunu tabii olarak bu çağda bir insanlık hamlesi olarak görüyorsunuz. Takdir edilmeyi bekliyorsunuz. Kimse tınıyor mu, bakın dünyaya. Bu insanlık hamlenizi bile gözlerden saklayıp, onu bile sizi çökertmek için kullanılan malzeme haline getiririz” diyorlar.
“Bakın bakalım, mültecilere kol kanat germeniz mi konuşuluyor dünyada, yoksa bütün çabalarınıza rağmen ortadan kaldıramadığınız İŞID’e destek veriyor ablukası mı?” diyorlar.
Yaşanan süreçte açıktan söylenmese de bunları en şiddetli tonda duyuyoruz değil mi?
Ak Parti’nin tek başına iktidarını önleyen seçim sonuçlarının, birçok küresel merkezde sevinç çığlıkları ile karşılandığı konusunda en küçük bir şüphe duymuyorum.
Şaşırtıcı olan Türkiye’nin içinden bu odakların refleksine paralel reflekslerin ortaya konmasıdır.
Erdoğan’a bedel ödesin de üzerinde ister Amerika’nın imzası bulunsun, ister İsrail’in, Rusya’nın ya da İran’ın... Esed varsın varil bombalarla şehirleri harabeye çevirerek, binlerce insanın kanına girerek iktidarını sürdürsün, Sisi varsın darbe yapsın, PKK varsın PYD ile yeniden bedenlenip, içerde yapamadığını güney sınırımızda gerçekleştirsin... Bütün bunlar Erdoğan’ı vuruyor mu, Ak Parti’nin yaldızını kazıyor mu, öyleyse göz yum, hatta al Erdoğan’ı ve Ak Parti’yi vurmak için siyasi malzeme yap.
Adam eline verilmiş bir kimlik örneği ile AFAD’ı vurmaya kalkıyor. Güya bir IŞİD’çiyi AFAD kampta barındırmış, üstelik kimlik vermiş. Bunu televizyonda dünyaya gösteriyor. “Ankara IŞİD’i destekliyor” diye gırtlağını yırta yırta konuşuyor. Az sonra AFAD’dan bir açıklama geliyor, söz konusu kişi 2013’te kampta kalmış, sonra ayrılmış, aradan iki yıl geçmiş, Kobani’de ortaya çıkmış. AFAD’dan, yani Ankara’dan IŞİD desteği çıkaran adamın yüzü kızarmıyor. AFAD ki, küresel yıkımlarda yardıma koşan bir Türk kuruluşu olarak insanlık adına bir merhamet sembolü olmuş, siz onun şahsında Türkiye’yi küresel despotlara kurban veriyorsunuz ve sizin cebinizde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı kimliği var.
Küresel oyuncuları sinsi gülüşlere sevk eden olaylar bunlar. Kullandıkları “yerel aktörler”e bakıp, Erdoğan’a, Davutoğlu’na “Size dünyayı dar ederiz”mesajı yollayabilirler, evet.
Coğrafyamızda büyük kapışma yaşanıyor.
Soru şu: Yüz yıllık parantez bu coğrafyanın öncelikleri içinde kapatılabilir mi? Türkiye bunda etkin rol alabilir mi? Ak Parti’nin temsil ettiği zihniyetin iktidarı bir tarih kesişmesi midir? Yoksa Mısır ve Suriye’de yapılanlar, aynı zamanda Türkiye’ye yönelik bir “Bedel ödetme” sinyali midir?