İlk yarım saatte Ukrayna 2 farklı öne geçti. İlk yarıda millilerimiz hiçbir taktik plan ortaya koyamadı. Fatih Hoca, Enes ve Cenk’le çift santrforla başlayarak baskıyı önde kurup golü erken bulmayı bekliyordu. Ama evdeki hesap çarşıya uymadı, topun kullanımı hep Ukrayna’daydı. 3 dakika içinde iki gol yiyerek buz kestik. Hücum oyuncularımızla, orta alan arasında büyük bağlantı kopukluğu vardı. İki santrforunuzun olmasının kanatları kullanamadığınızda hiç bir anlamı olmuyor. Defansta Hakan-Ömer ikilisi uyum içinde değildi. Ömer’in ceza alanında Kravets’e müdahalesi gereksizdi. Hakan Çalhanoğlu’nun solda iyi oynamadığı açık ve net görünürken Fatih Hoca’nın bu ısrarı gereksiz. İlk yarıda 4-4-2 gibi başladık, 4-2-4 şeklinde oynadık görünsek de ne oyun kurduk, ne de rakibi rahatsız edecek ataklar geliştirdik. Tam soyunma odasina 2-0 yenik giderken Ozan Tufan farkı 1’e indirdi. “Bu gol maçın bize dönüşü olur mu” dedik.
İkinci yarı çok etkili başlamadık oyuna. Fatih Hoca 3’lü orta saha şekline döndü. Mehmet Topal-Ömer Toprak stoper olarak oyun düzenine devam etti. Emre Mor bire birde etkili ama artık takım oyununa da kendini adapte etmek zorunda. 54’te Kaan Ayhan’la direğe takıldık. 55’te Kravets’in vuruşunu Volkan ve direk çıkarmayı başardı. 57’de yine Volkan farkın açılmasını önledi. 70’de ise Cenk Tosun’un vuruşunda yan direk yine gole izin vermedi. 80’de Cenk, Stepanenko tarafından çekilince Hakan penaltıdan eşitliği sağladı.
Müthiş geri dünüş sonrası Milli Takımımız üçüncü gol için bastırmaya devam etti. Ancak arzulanan golü bulamadık. Emre Mor ve Hakan Çalhanoğlu ile fırsat yakaladık ama olmadı. Milli takımımız illa gol yedikten sonra mı kendine gelecek? Hep böyle dilimiz dışarıda, kalbimiz küt küt atarak mı, puan alacağız. Aslında mutlaka kazanmamız gereken bir maçtı. Şimdi pazar günü oynayacağımız İzlanda maçı çok daha da önemli hale geldi. Çünkü biz 2 puanda kalırken İzlanda ve Hırvatistan puanlarını 4’e çıkardı.