Son günlerde tuhaf olaylar yaşanıyor.
Birileri Türkiye'yi karıştırmak, sokakları hareketlendirmek, ülkede iç savaş çıkarmak için sinsi oyunlar planlıyor.
Oyun bazen din, bazen spor, bazen Suriyeliler üzerinden işleniyor.
Ancak son günlerde dini konular daha ağırlıklı.
Güvenlik güçlerimiz DEAŞ'a operasyon yapıyor, teröristlerin üzerinden sinagoglara, kiliselere saldırı planı çıkıyor.
MOSSAD ajanlarına operasyon yapılıyor, üzerlerinden Süleymaniye Camii'nin görüntüleri çıkıyor.
Ajanlar Devrede...
Konu başlığı değişse de değişmeyen odur ki, her olayda muhakkak birileri çıkıp insanları sokaklara, meydanlara davet ediyor.
O birileri bazen ünlü bir siyasetçi, ünlü bir belediye başkanı, bazen ünlü bir akademisyen, ünlü bir gazeteci de olabiliyor.
Her kim olursa olsun değişmeyen odur ki, bu kişiler çoğunlukla bir takım istihbarat teşkilatları ile irtibatlı, yabancı güçler adına çalışan provokatör ajandır.
Bu gerçeği hiç hatırdan çıkarmayalım ve yaşanmış bir örnek üzerinden konuyu işleyelim.
Filistin'e Destek Mitingi...
Galata Köprüsü.
Tarihi bir miting.
Bilal Erdoğan ve Selçuk Bayraktarın bayraktarlığını yaptığı miting TÜGVA ve T3 Vakfı tarafından düzenlendi.
Başından sonuna desteklediğim ve bizzat katıldığım bir mitingdi ve müthişti.
Kucağında bebeği ile annelerimiz, bastonuna tutunmakta güçlük çeken yaşlılarımız, tekerlekli sandalyede engelli kardeşlerimiz, genci yaşlısı herkes oradaydı.
Yurdun her yerinden gelen yaklaşık 300.000 kişi tek yürek İsrail'e lanetler yağdırıyor, Filistin için haykırıyordu.
Ellerde Filistin, sırtlarda Türk bayrakları herkes coşku içindeydi.
Kelime-i Tevhid...
Alanda on binlerce Türk ve Filistin bayrağı vardı.
Bu bayraklar içinde üzerinde Kelime-i Tevhid 'in yazılı olduğu bir bayrak da vardı.
İşte o bayrak mitingden dakikalar sonra Türkiye'nin gündemine düşecek olaylara sebep olacaktı.
Bayrağı taşıyan İsmail Aydemir isimli vatandaş Galata Köprüsü üzerinde Ege Akersoy isimli üniversite öğrencisinin yumruklu saldırısına uğradı.
Bayrağı taşıyan vatandaşımızın ağzı burnu kanlar içindeydi.
Saldırıya gerekçe neydi?
Üzerinde Kelime-i Tevhid yazılı bayrağın hilafet bayrağı olduğunun zannedilmesi.
Böylesi alçakça saldırıya rağmen orada bulunan feraset sahibi vatandaşlar saldırgana herhangi bir müdahalede bulunmayarak büyük bir oyunu bozmuş oldular.
Eğer bir müdahale olsaydı; kıyameti koparacaklar, insanları meydanlara davet edecek klavye teröristleri, çığırtkanlar pusuda hazır bekletiliyordu.
Oyun Bozulsa da Destek Esirgenmedi...
Yumruğu atan Ege Akersoy'a anında sosyal medya üzerinden destek mesajları atıldı.
Filistin'e destek verenlere "Ulan alçaklar, ulan şerefsizler, ulan aşağılık herifler" diyen Fatih Altaylı bu olayda da geri kalmadı ve bu kez "Eline sağlık" mesajı paylaştı.
Ancak omurga ağrıları tutsa gerek paylaşımını sildi.
CHP Sözcüsü Deniz Yücel, "Hilafet yanlılarına tepki gösteren Ege Akersoy'u gözaltına alıp tutuklanmasını sağlamanız sizin Mustafa Kemal Atatürk'e ve Cumhuriyete gerçek bakış açınızı gösteriyor" dedi.
Kendini milliyetçi-muhafazakâr kimliği ile tanımlayan İYİ Partinin Sözcüsü Kürşad Zorlu ise Ege Akersoy'un gözaltına alınmasından hemen sonra ailesiyle görüşme gerçekleştirdiklerini açıkladı.
Yine milliyetçi bir kimliğe sahip olduğunu iddia eden Ümit Özdağ ise "Ege'nin babası emekli bir subay. Biraz önce kendisi ile görüştüm. Ege'nin hayatı boyunca hiç kavga etmediğini, kavga etmeyi bilmediğini söyledi." dedi.
Peki Fail...
Olaylara sebep saldırgan Ege Akersoy ise "Ben de Müslümanım ama bunlar Arap sevdalısı" diyerek cahilliğini ve ruh halini ortaya koydu.
Bre Cahil...
Senin hilafet bayrağı zannettiğin üzerinde Kelime-i Tevhid yazılı bir flama.
Bir...
Senin Arap dediğin yakın zamana kadar aynı ülkenin vatandaşı olduğun insanlar.
İki...
Senin Arap dediğin her şeyden önce insan.
Üç...
Senin Arap dediğin Arap değil Türk.
Dört...
Keşke tarihi okusaydın da Oğuz Türklerinin Avşar boyundan olma Türk devleti Zengilerin kutsal toprakları korumak için Filistin topraklarına nasıl yerleştiğini, sonrasında o Türklerin Selahaddin Eyyubi emrinde Kudüs'ü nasıl fethettiklerini öğrenseydin.
Hadi bunları bilmiyordun, Kassam denilen o bir avuç yiğidin Gazze'deki onurlu direnişinden, savaşma azimlerinden, Gazze katliamında uyguladıkları savaş taktiklerinden, yüzbinlerce İsrailli teröriste meydanı dar etmelerinden de mi anlamadın TÜRK olduklarını.
Şimdi sen diyeceksin ki, "Ben bana destek verenlerin gazına geldim, keşke onlar bilselerdi bu anlattıklarınızı...".
Merak etme, onlar senden benden iyi biliyorlar bu anlattıklarımı ama bilen yerleri ağrıyor.
Sonuç...
Oyun büyük; yine gelecekler, yine deneyecekler şüpheniz olmasın.
Çok uyanık olmalı, safları sıklaştırmalıyız.
Bu ülke bir 12 Eylül daha, bir gezi, bir hendek daha kaldırmaz...