Batı medyası 14 Mayıs seçimlerine odaklandı.
Türk milletinin vereceği karar dünyanın gidişatını etkileyecek.
İngiliz The Economist, Alman Der Spiegel, Fransız Le Point gibi dergiler son kapaklarıyla dünya gündemine düştü.
Batı basını, Milli Mücadele döneminde de manşetleriyle bize saldırıyordu.
Misak-ı Milli ve İstiklal-i Tam gibi iki konuda hassas olan Mustafa Kemal Paşa ile TBMM hakkında atılan manşetler ve yazılan yazılar epeyce yer tutuyor arşivlerde. Zaman zaman övgü dolu Atatürk manşetleri düşer önümüze, oysa çok fazlasıyla düşmanca atılmış manşetler yer almakta Batı matbuatında.
Bakmayın siz Türkiye'yi İngilizler kurdu diyen cahillere. Özellikle İngiliz basınını tarayan yayınlar ve tezler varken bu iddialarda bulunmak iyi niyetli değil.
100 yıl önce de bağımsızlığımızı hedef alıyorlardı. İngilizler Türklerle savaşmaktan yıprandılar ve baş edemeyeceklerini anladılar. Ekonomik sıkıntıları hesaba katarak, Yunanı üstümüze saldılar.
Bugün Batı medyasında atılan manşetlerin birkaç sebebi var.
1- NATO üyesi Türkiye'nin Rusya-Ukrayna savaşında denge siyaseti gütmesi
2- Karadeniz girişinde Montrö'yü harfiyen uygulaması
3- Tahıl koridoru ve esir takası gibi kritik süreçlerde arabulucu olması
4- Suriye ve Irak'ta planlanan terör koridoruna direnç göstermesi
5- Batı'nın dışladığı Rusya ve İran'la Astana süreçlerini yürütmesi
Batı ülkeleri için otoriterlik/diktatörlük görece bir kavram.
Erdoğan, Ukrayna savaşında doğrudan görev alsaydı onu göğe çıkarırlardı. Hele YPG'ye sempatiyle baksaydı birileri masa filan kuramazdı.
Demokrasiyi araçsallaştıran ve ulusları işgal etmek için bahane üreten emperyalistler/egemenler direnç gösteren liderleri de Hitler'e benzetiyorlar.
Merkel biraz direnç göstermişti hegemonyaya, hemen itibarını zedelediler ve elleri titreyen yaşlı bir hasta ilan ettiler.
Şimdi Alman halkını susturmak için Hitler'le korkutuyorlar.
Netflix'te habire Hitler filmleri, belgeselleri yayınlıyorlar. Hem Almanları iğdiş ediyorlar, hem de Putin'i çağın Hitler'i ilan ediyorlar.
Alman halkı koalisyona mahkûm edildi. Medya üzerinden şunları dikte ettiler:
Olup bitenlere itiraz etmeyin!
Kuzey Akım2'yi sorgulamayın!
Enerjiyi benden daha pahalı alacaksınız!
Silah harcamanızı %2'ye çıkaracaksınız!
Tankları, Patriotları Ukrayna'ya yollayacaksınız!
Türkiye'de demokrasi ve insan hakları Batılıların umurunda değildir.
Bizim aydınlarımız hep yanıldılar.
Geçen asır da yanılanlar az değildi.
Manda isteyenler, teslimiyetçiler...
Birileri kimlikleriyle ve alt kültürleriyle tarihi kendince yazmayı seviyor.
Onların hoşuna gitmeyecek ancak Tam Bağımsızlık ideali Mustafa Kemal Paşa'da ve Erdoğan'da yüksek derecede kendini gösteriyor.
Bu iki (kurucu) liderin Batı karşısında direnmesi ve içerdeki aydın kisvesindeki teslimiyetçilere karşı duruşunu hafife alamayız.
Kalkınma azmi, kadının eğitime katılımı, rasyonel dış siyasetleri, pragmatik adımları, bölgesel ittifakları (sağlıklı zihinlerle tahlil edilmesi halinde) terakki eden bir temel siyasete oturuyor.
Türk devlet geleneği birçok badireden ve kırılmadan sonra yolunda gidiyor.
Mustafa Kemal'in görev yaptığı topraklarda şimdilerde Bayraktar var.
Erdoğan imzalı Kızılelma uçacak... Devlet Bey'in ad koyduğu Kaan süzülecek o topraklara... Mavi Vatan'da TCG Anadolu seyr edecek.
Şimdi Batı medyasında yazılanlar az bile...Anlayabilene