Son günlerde çok arttı, başörtülü kadınlara, "Bu ülke bizim, gidin buradan" diyorlar. Tırmanışa geçen bu tavrı biraz irdelemekte fayda var. Çünkü bahsettiğimiz "nefret davranışı", birkaç saygısızın hadsizliği değil, aynı kesime mensup farklı bireylerin sergilediği "sistematik bir savaş"tır!
Peki, kim bunlar?
İnanması güç ama bu "gerici ve itici" tavrı sergileyenlerin her biri "ilerici, modern ve laik (yani herkesin inancına ve yaşam tarzına saygılı)" olduğunu düşünüyor!
"Moderniz deyip nasıl bu kadar 'ilkel' davranabiliyorlar" sorusu bizim konumuz değil. Psikologlarımız bizi de aydınlatırsa çok seviniriz!
Bendeniz, her birinin özellikle tekrarladığı "Bu ülke bizim, gidin buradan" ifadesine takılmış durumdayım...
"Gidin buradan" ifadesi, mültecilerin bile hak etmediği, ırkçı ve faşist bir söylemdir. "Mülteci meselesi", mültecilerin suçu değildir. Emperyalist canavarlar rahat bıraksaydı o insanlar bu hayata talip olur muydu? Bu bakımdan mülteci meselesi bu insanlara insanlık dışı muameleyle değil, sebepleri ortadan kaldırmakla çözülür. Muti ve mutedil bir insana, sadece "yabancı" olduğu için "Git buradan" demek, akıldan yoksun mahlukların, kendi bölgesinde gördüğü hemcinslerine karşı sergilediği tavırdan farklı bir davranış değildir!
Bu ülkenin vatandaşlarını kovmaya kalkmak ise çok daha vahimdir!
KİMİ; NEREDEN KOVUYORSUNUZ?
Peki, aynı millete mensup bir ferdin, "öteki" kardeşine yönelik "Bu ülkenin asıl sahibi biziz" anlayışı hangi mantığın eseridir? Yani bunlar kimdir ve neden sadece kendilerini Türkiye'nin tek sahibi olarak görmektedir?
Aynı tutumu, "Bu devleti biz kurduk" diyen CHP başkan ve yöneticilerinde de görüyoruz. Demek ki Türkiye'nin asıl sahibi, devleti kuran CHP ve (millet kimi seçerse seçsin); devletin en kritik noktalarına hâkim olan CHP zihniyetlilermiş!
Karşı kesim yüzde 70 çoğunluğun oyuyla iktidara gelse bile hiç ümitlenmesin, "Salt halkın oyunu aldı diye meşru olamaz. Onu, toplumun 'aldanmayan' kesiminin de kabul etmesi lazım!" O "aldanmayan kesim"in onayını alacağız diye de çok beklersiniz!
"Bu arada şu yüzde 70'lik 'azınlık' tabanınız da, göz zevkimizi bozan kıyafetlerle sokağa çıkmasın! Bu devleti biz kurduk, kuralları da biz belirledik. Başından buyana olduğu gibi 'millet' denen kalabalığın değil, bizim ne istediğimiz önemlidir! Biz "nitelikli azınlık"ız. Yani biz "asıl"ız. Bu ülkede bizim istemediğimiz hiçbir şeyin olması mümkün değildir!"
O halde, bizzat kendi aydınlarından(!) aktardığımız bu anlayışın beşerî sistemlerdeki adını siz koyun...
YİNE NEDEN ATARLANMAYA BAŞLADILAR?
Bu ülkenin asıl sahibi olan milletimizin tesettürlü bireylerine; metrobüste, otobüste, hastanede, çarşı-pazarda "Bu ülke bizim, gidin buradan" diyenler, işte bu azınlık iktidarının, yüzde 20'yi bulmayan "azınlık" tabanıdır!
Tabii ki 80 yıl kesintisiz devam eden bu düzen, özellikle son 20 yılda büyük zaafa uğradı. Devletin en kritik kurumlarına kene gibi yapışmış olan "gizli CHP iktidarı" büyük ölçüde defedildi, "irade", asıl sahibi olan millete iade edildi.
Sokağa taşan kin ve nefret, bu kaybedişin öfkesidir!
Bu yüzden, bu patolojik tiplerin seviyesine inerek aynı yöntemle mukabele etmemelidir. Çünkü onları yönetenlerin istediği şey "çatışma ortamı" oluşturmaktır. O ortamlarda ise hep onlar kârlı çıkmaktadır.
Ama devlet de, bu saldırganlara haddini bildirmeli, mağdurları, kendini savunmak zorunda bırakmamalıdır.
SUSUYORSAK SEBEBİ VAR!
Bu ülke, nasıl bu çapulcuların oluyormuş? Belki de o kokonaların İttihatçı dedeleri, hovardalık yaparken, şimdi aşağıladığı tesettürlü bacımın dindar dedesi, şehadet şerbeti içmek için cephelere koşmuştu!
Sonrasında devleti, CHP'nin mayasını oluşturan "İttihatçılar"ın kurduğu gerçekten doğrudur. Çünkü, canı pahasına savaşı kazanan şehitlerin evlatları, "Tipiniz müsait değil" diye Ankara'ya bile sokulmamıştı!
Susuyorsak, kamplaştıran; birlik ve beraberliğimizi bozan taraf olmak istemediğimizdendir. On yıllardır zulmettiğiniz yetmiyormuş gibi şimdi de bize; kanımızla kurtardığımız vatanımızda "mülteci" muamelesi yapmak ateşle oynamaktır.
Gerçekten zerre kadar vatan sevginiz olsaydı, o dindarlara nefret kusmak yerine saygı duyardınız! Çünkü devleti, o "dindarlar" sayesinde kurdunuz!