Çünkü ilk emri "oku'" olan Kur'an-ı Kerim'e tabi oldukları için... Küçük yaşta öğrendikleri Amentü'nün bağışladığı saygı ahlakı, bunu gerektirdiği için... Allah'a, meleklere, kitaplara, resullere, ahiret gününe, hayrın ve şerrin Allah'tan geldiğine, ölümden sonra dirileceğimize inandıkları için... Müslümanlar, İncil'i de Tevrat'ı da yakmadılar ve yakmayacaklar...
Batı'nın nihilist ve kibirli bakış açısı, kendisine benzemeyeni iptal ve imha etmekte hiç tereddüt etmedi. İslam her zaman "öteki'leri oldu. Ne gariptir ki bu ötekileştirme onları, asırlardır kendi dinlerine asla bağlayamazken, dini inanç meselesini dünyadan tamamen soyutlayarak göklere hapsetmek gibi bir paradoksa da teslim oldular. Peki bu protestanlaşma neticesi, yani dini inancı paranteze alarak dünyevileşme hızı, niçin Batı dışı toplumların dini inançlarını bu kadar dikkatle takip ediyor? Kayıtsızlıklarıyla ölgün ve metruk hale getirdikleri dinleri, Müslümanları gördükçe akıllarına mı geliyor yoksa?
Burada Kur'an-ı Kerim nüshası yakan, yırtan, camileri kundaklayan zihin yapısında, dindarlık veya misyonerlik mahiyetinde bir Hristiyanlık yok kanımca... Çünkü dini itikatlarını, zaten asırlar önce - Fransız ihtilalinden bu yana - tüketmişlerdi... Burada, İslam karşıtlığından daha ziyade, ırkçılık reflekslerinin, şoven saldırganlıklarının devreye geçtiğini düşünüyorum. İslam aleminin bayraktarları, fatihleri, mücahitleri, akıncı güçleri olarak gördükleri Türkleri ve Türkiye'yi hedef almaları da bu yüzden olsa gerek... Bu arada Avrupa'da hatırı sayılır bir nüfusa sahip Türkiye diasporası da, asaplarını gerçekten bozuyor. Apaçık ırkçılık, apaçık bir faşizm var bu eylemlerin parmak izlerinde...
Nitekim geçtiğimiz gün Lahey'de yaşanan Kuran-ı Kerim nüshası yakma eylemini de aşırı sağcı, fanatik bir hareketin sözcüsü gerçekleştirdi. Hollanda'da ırkçı ve aşırı sağcı "Batı'nın İslamlaşmasına Karşı Vatansever Avrupalılar' (PEGIDA) hareketi lideri Edwin Wagensveld, Türkiye'nin Lahey Büyükelçiliği önünde yaptığı eylemde yine Kur'an-ı Kerim nüshası yırttı.
Dışişleri Bakanlığımız tarafından yapılan açıklamada, faillerin cezalandırılması istendi, acilen... Lakin hukuk, Avrupalı olmayanlar için ya çok ağır işliyor Batı'da ya da çoğu kez hiç işlemiyor...
"Dinimizi ve inananlarını küçük düşürmeye çalışmak amaçlı bu provokatif saldırıların, Avrupa ülkelerinde göz yumuldukça giderek yayılmasını ve ifade özgürlüğü kisvesi altında bu nefret eylemlerine izin verilmesini kınıyoruz. Birleşmiş Milletler tarafından da dini nefret ve uluslararası hukukun ihlali olarak kabul edilen bu provokasyonlara karşı, saldırıların yapıldığı ülkeler tarafından artık etkili tedbirler alınmalıdır" ifadelerini kullandı, Dışişleri Bakanımız...
........................................................
Kur'an-ı Kerim, Allah-u Teala'nın mukaddes sözüdür. Müslümanların baş tacı, yol göstericisi, ışığı, pusulası, kalbi, ruhu, aklıdır Allah-u Teala'nın muhteşem sözleri. Bizleri sürekli tefekküre çağıran bir kitaptır o. Kaynayarak coşan dipsiz denizler, ulu ulu sıralanmış dağlar, yarılınca içinden sular fışkıran kayalar, gezegenler, parlak yıldızlar, incir, zeytin, pırıl pırıl akan nehirler, güneş, ay, örümcek, gün doğumu, gün batımı, seher yıldızı, gündüzler ve geceler, annesinin karnına bir nutfe olarak yazılan ceninin insan olma macerası, yağan yağmurlar, bereketli ekinler, ağaçlar, doğum ve ölüm, geliş ve dönüş, küçüklük ve sonsuzluk, hayat ve ahiret, cennet ve cehennem, kenarlarında tek bir çatlağın olmadığı en mükemmel sanatla yaratılmış muhteşem gökyüzü... Bunların hepsini bir öğretmen gibi bizlere tek tek anlatır Kur'an-ı Kerim... Gönlü hidayet nuruyla aydınlananlar için bu kitap ölçüdür.
O kitapta yakmak yoktur. O kitapta yeşertmek vardır.
O kitabın hakikati müminlerin gönüllerine nakşolduğu için, zalimler ne yaparsa yapsın, hatta kızgınlıklarından, nefretlerinden yüzleri simsiyah kesilsin, hiç fark etmez...
Kur'an-ı Kerim bizlerin kalbinde, ruhunda, gönlünde, zihninde kıyamete kadar yaşayacak Kitabımızdır... İnşallah ahirette de yoldaşımız olsun...