Sorunun cevabını ABD’de yaşayan işadamı Murat Güzel veriyor; ‘’Müslümansız Amerika, hayalden ibaret’’ diyerek. Murat Bey, 1989’dan bu yana Amerika’da, eğitim için gittiği ülkede şu anda işadamı ve siyasetçi olarak seçkin ve etkin bir konumda. Malatyalı, evli ve iki kızı var. Konuşmalarındaki özgüveni yüksek ton, zaman zaman etkileyici bir tür meydan okumaya dönüştüğü için Murat Güzel’i dinlemek, her seferinde heyecan ve muhakkak hayal gücü demek.
Biliyorsunuz Trump yönetimi ile birlikte, yabancı düşmanlığı ve islamfobia körüklenir hale gelmişti. Göçmenlerin kurduğu bir ülke olduğu halde, Trump ile birlikte kurucu ilklerine sırt çeviren bir siyaset hakim oldu Amerika’ya. Trump siyasetiyle, ABD’deki tüm göçmenler ve özellikle müslümanlar, kendilerini diken üzerinde hissetmeye başlamıştı. Trump, Müslümanları, ABD’nin ana unsuru olmamakla tenkit ediyor ve parmağını sallayarak buraya sonradan geldiklerini söylüyor.
Murat Güzel’in, Gerçek Hayat’taki mülakatında önemli ayrıntılar var. Güzel diyor ki; ‘’Müslümanların olmadığı bir Amerika hiç bir zaman olmadığı gibi, Müslümanların Amerika’daki tarihi, Trump ailesinin Amerika’daki tarihinden çok daha eskilere gitmektedir’’... Nitekim Trump ailesi kıtaya 1885’te gelmişler. Ama 1527’de Narvanez tarafından kıtaya getirilen ve burada bir Müslüman olarak büyüyen Mustafa Zemuri, Trump ailesinden 350 yıl evvel Amerikalı’dır.
Murat Güzel, daha da eski kayıtlardan bahsediyor; Dr. Robert Crane’in yaptığı tarihi araştırmalara atıf yapıyor. Dr.Crane, Başkan Nixon’ın danışmanlarından önemli bir isim ve onun ABD yerlileri üzerinde yaptığı araştırmalara göre, özellikle bazı kabilelerin günlük yaşam ve ritüelleri, onların İslam’la olan irtibatlarını ortaya koyacak güçtedir. Dr.Crane’in bu konuda yazdığı önemli kitapları ve araştırma makaleleri var. Savlarından birisi şu; 1310 yılında Mali Hükümdarı Ebu bekr tarafından Atlantik ötesine keşif maksatlı gönderilen gemiler vardı ve bu süreçte kıtaya ulaşan Müslüman kaşifler, yerli halk Cherokee’lerle irtibata geçmiş ve onlara İslam’ı tebliğ etmişlerdir diyor.
Pınar Yayınlarından çıkan ‘’Afrikalı Beş Müslüman Köle’nin Hatıraları’’ adlı kitabı da bu arada okuma önerisi olarak sizlere sunmak isterim. Portekizli köle tüccarları tarafından 1400’lerin sonunda Afrika’dan kopartılarak Amerika’ya taşınan, Süleyman Oğlu Eyyub, Selim Ağa, Nikolas Said, Ömer ibni Said, Timbuktı’lı Ebubekir Şerif’in ibretli hayatları... Bunlar, okuma yazma bildikleri için günlük ve hatıra yazabildikleri için kayıtlara geçenler... Bir de buna hiç fırsat bulamamış yüzbinlercesi var... Ve maalesef onlar, Trump siyaseti için kökleri ne kadar eskiye dayalı olursa olsun, sessiz çoğunluk ve maalesef hiçlikten ibaret, koca bir hiç...
Murat Güzel’in varlığını bu yüzden önemsiyorum. Çünkü o, sessizliği bozanlardan. Hedef sahibi olmanın önemini vurguluyor. Özgüveni kadar uyum ve tahammül kabiliyeti de yüksek, ırka dayalı tüm ayrımcılıkları tuzla buz edecek bir sevecenlik hakim kalbine ve eylemlerine...
ABD’de halen yaşayan 350 bin civarında Türk göçmen olduğu söyleniyor. Fakat, yaptırım gücü yüksek bir diaspora kurduğumuz söylenemez. Sosyal alanlarda daha etkin, milli kimliğini farkında ve evrensel değerlerle de uyumlu bir ‘’Türkiye’li’’ imajı, bilgisizlikten kaynaklanan yabancı düşmanlığını aşmamızda çok daha fazla imkan sağlayacaktır.