Darbeci olmasa, “diline vurmuş yaşlı” deyip geçeceğim…
Darbeci olmasa, “Atatürkçü bir dinozorun böğürmeleri” der işime bakarım…
Lâkin, içinde bulunduğu cuntayla bir neslin hayatını karartmasına rağmen bu insan müsveddesi hâlâ bunun hesabını vermedi! Vermedi demeyeyim, hesabı sorulamadı. Vebal, hesap sorma makamında olup da soramayanların boynunda.
Hesap vermek bir yana, hiçbir şey olmamış gibi ahkâm kesmeye devam ediyor bu insan müsveddesi. 28 Şubat darbe dönemindeki gibi manipülatif, hedef gösterici, kin ve nefret yayan yazılar yazıyor.
28 Şubat darbe günlerindeki ‘değeri’ ve ‘itibarı’ artık görmüyor, eskiler böyle düşüklere müptezel der. İşte bu müptezeli, 28 Şubat darbesinde ve daha on yıl öncesine kadar Ak Parti’ye karşı oluşturulmak istenen darbe ortamında hep en önde görürsünüz.
28 Şubat cuntasının taleplerine direnen Refahyol hükümetine karşı cuntanın tehditlerini “Gerekirse silah kullanırız”, “Ya uy ya çekil”, “Tank sesleri” manşetleriyle veren bahsi değmez müptezel Ak Parti’nin ilk yıllarında da “Hayat tarzıma müdahale olursa silahı alıp dağa çıkarım” diye yazabilmişti.
2008 senesinde de, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden geçen yasayla başörtüsü üniversitelerde serbest olunca “411 el kaosa kalktı” manşetini atmıştı. Gazetenin patronu daha sonra bu manşetle alakalı TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyon’unda, “Bunu ona sorun. Ben Bodrum'daydım, oradan haberim oldu. Yanlış buldum, hatadır.” demişti!
Bu bahsi değmez müptezel, Başkan Recep Tayyip Erdoğan tarafından başlatılan “Barış Planı Harekâtı”na yönelik her şeyi bir kenara bırakıp ‘Filistin ihaneti’ diye bir şey uydurdu. O her zamanki kin ve nefret saçan üslubuyla yazdığı yazılarla Filistinli kardeşlerimizi aşağılıyor, onları hedef gösteriyor.
Ne ara bu kadar Filistin nefreti biriktirdi bilemiyorum. Bu nefretin saiki klâsik bir Atatürkçü ırkçılığı mı yoksa başka bir sebep mi var, araştırmak lâzım!
“Araplar bizi arkadan vurdu” yalanıyla büyütülmüş, ahir ömrüne kadar da bu yalanla yaşamış ve bu yalandan kurtulacağa da pek benzemeyen bu bahsi değmez müptezel, Barış Planı Harekâtı sebebiyle Türkiye hakkında kınama kararı alan Arap Birliği’nde Filistin’in de kınama kararına el kaldırdığı iddiasına inanmış. Bu iddia üzerinden de yememiş içmemiş hemen ırkçılığını, nefretini kusan yazılar yazmış.
Peki işin doğrusu ne?
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Filisti’nin Türkiye’yi kınadı iddiasıyla alâkalı şunları söylüyor: “Burada kasıt yoksa ciddi bir bilgisizlik var. Bu iddiayı ortaya atan kişi Meclis'teki konuşmasında Filistin'in Arap Ligi'nde Türkiye'yi kınadığını söyledi. Filistin başbakanı oraya giderse baskı altında kalacağını bildiği için gitmedi toplantıya. İlk defa bir Arap Ligi toplantısına gitmedi. Filistin'in herkesin desteğine ihtiyacı var sadece bizim değil. Arap ülkeleri baskı da yapıyorlar. Toplantıya gitmemesi aslında bize destek vermektir. Bunu söylemek çok yanlış.”
Neymiş, Filistinli yetkililer toplantıya gitmeyerek bize destek vermişler. Onların gücü ancak buna yetiyor.
İşgalci İsrail’in ablukası altında hayat mücadelesi veren Filistinlilere nefretini, kinini kusmak için daha sağlam yalanlar bulmalısın müptezel!
Bahsi değmez müptezele bir not: Türkiye’ye kınama kararı alan Arap ülkelerinin başındakiler de senin gibi Batıcı!..