Türkiye, Afrin’den sonra Münbiç harekâtını başlatacağını Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ağzından açıkladı.
Münbiç’te de ABD askerleri var.
Türkiye geri adım atmayacağına göre, Münbiç’te ABD ile sıcak bir çatışmaya girip girmeyeceğimize Washington karar verecek.
Cumhurbaşkanı Erdoğan 15 Ocak’ta çok net konuştu:
"Amerika, ülkemiz sınırları boyunca bir terör ordusu kurduğunu ikrar etmiştir. Bize düşen de bu terör ordusunu daha doğmadan boğmaktır. Bizim tüm müttefiklerimize söyleyeceğimiz şudur: Teröristlerin üniformaları üzerindeki işaretlerinizi söküp alın ki, teröristlerle birlikte onları da toprağa gömmek mecburiyetinde kalmayalım…"
Bu ifadelerin yoruma ihtiyacı yok. ABD, bizim askerimiz Münbiç’e girdiğinde teröristlerle birlikte karşımıza çıkarsa, biz onları ABD askeri gibi değil terörist olarak göreceğiz ve gerekeni yapacağız…
Türkiye, gözünü karartmış, kararını vermiştir. Güney sınırlarımızda ABD’nin bir PKK devleti kurdurması çabalarına seyirci kalınmayacaktır. Münbiç’te çatışma, Türkiye ile ABD’nin ittifak ilişkilerini bitirecektir.
Nereden nereye… NATO içinde müttefik olduğumuz, bugüne kadar kendisine hiç zarar vermediğimiz ABD ile bir savaştan söz ediyoruz.
ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson, Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu’na iki hafta önce Paris'te, "Biz, Türkiye ile karşı karşıya gelmek istemiyoruz" demişti. Ama karşı karşıya gelmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Farklı kurumlardan yapılan açıklamalarla Washington, kafa karıştırdığı gibi ikiyüzlü davranıyor.
Savaşma noktasına nasıl geldik?
Türkiye, ABD’ye ne yapmış da ABD bize savaş açan teröristlere 5 bin tır ve 2 bin kargo uçağı ile silah ve mühimmat veriyor.
ABD’nin, Nisan 2016’dan bu yana PYD/PKK’ya verdiği silahlar arasında; çok namlulu roket atarlar ve füze rampaları, havanlar, MK19 bomba atar, M4 Cabrine ve M16 piyade tüfekleri, BGM-71 TOW-Anti tank füzeleri var.
Biz ABD’ye ne yapmışız ki, PKK/PYD’nin sivillere yönelik füze ve havan mermisi saldırılarında masum insanlar hayatlarını kaybediyor.
Zeytin Dalı Harekâtı'nın başladığı ilk günlerden itibaren teröristler 88 kez roket, bir kez füze ve bir defa da havan mermisi ile saldırdılar. Kilis şehir merkezine 34, Hatay'ın Reyhanlı, Hassa ve Kırıkhan ilçelerine ise 56 saldırı düzenlendi. Saldırılarda 2'si Suriye uyruklu 7 kişi hayatını kaybetti, aralarında çocukların da bulunduğu 107 kişi yaralandı.
Türkiye NATO’ya ne yaptı, NATO üyeliği ile ilgili hangi yanlışın içine düştü ki, NATO Türkiye’yi provoke ediyor…
Geçtiğimiz Kasım ayında Amerika ve Almanya, Yunanistan’da “Doğu’daki düşmana karşı Artemis Saldırısı” olarak isimlendirilen füze tatbikatı yaptı.
Gözümüzün içine baka baka ABD Savunma Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada şu söylendi: “Artemis Saldırısı gibi tatbikatlar, şimdiki ve gelecekteki kuvvetlerin, potansiyel rakipleri caydırmak ve onları hızlıca yenmek veya tartışmalı bölgelerde savaşmaya hazır olduklarını göstermek için yapılıyor.”
Sadece Türkiye’nin adını söylemiyorlar. Bize gözdağı veriyorlar ve “Türkiye ile savaşmaya hazırız” tehdidinde buluyorlar.
Osman Baydemir ve FETÖ elebaşının, NATO’nun Türkiye’ye müdahale çağrılarını da hatırlayalım. Başta ABD olmak üzere NATO üyeleri PKK’yı ve FETÖ’yü boşuna himaye etmiyor.
Atlantik cephesi, Ortadoğu’daki ve İslam coğrafyasındaki yeni stratejilerinin önünde en büyük engel olarak Türkiye’yi gördüklerini ilan etti. Başkan Donald Trump’ın eski baş stratejisti Steve Bannon “Türkiye’nin Amerika’ya yönelik en büyük tehdit olduğunu ve hatta Amerika açısından Türkiye’nin İran’dan bile daha tehlikeli olduğunu” söyledi.
Daha geçenlerde Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Kati Piri, “PKK ve benzerleri bizim için tehdit değil, bizim için DEAŞ tehdit” dedi.
Bizi evet, savaşmaya davet ediyorlar.
Tarih boyunca hasımlarımızdan korkup hiç kaçmadık.
Sayın Cumhurbaşkanının ifadesiyle, "Türkiye'nin ABD'ye karşı bir planı yoktur. Ama ABD'nin Türkiye'ye karşı bir planı olduğu açıktır...”
ABD belli etti ki asıl Türkiye’den çekiniyor.
Korkacağımızı zannediyorlarsa Münbiç’te karşımıza çıkabilirler…