Mübarek Ramazan ikliminde rahmet kapılarının açıldığını ve merhamet kanallarının genişlediğini hissederek yaşıyoruz..! Tevazu ve dinginlik haleti ruhiyemize hâkim oluyor...
Günlük hayatımızda hoşgörü hiç olmadığı kadar zirveye tırmanıyor... Oruç midemizi dinlendirince aklımız da berraklaşıyor, vicdan ve muhasebeye daha çok fırsat buluyoruz... Çevremizde ve âlemdeki yoksullara karşı daha da duyarlı oluyor, paylaşmak için vesile arıyoruz.
Uzun süren yaz ayları sebebi ile açlık ve susuzluğun ne demek olduğunu daha da iyi idrak ediyoruz... Dile, ele ve bele sahip olmada daha bir gayret gösterip, harama değil harama giden yollara dikkat ediyoruz..!
Ümmetin aç ve susuz bebekleri ve onlara rızık bulmak için koşuşturan yoksul ana ve babaların çaresizliği sorumluluğumuzu arttırıyor. Çünkü biz, bir duvarın tuğlaları gibi birbirine kenetli bir ümmetin çocuklarıyız..!
Şeytanın zincire vurulduğu bu mübarek ayda, nefse değil, Allaha kul olmanın onur ve özgürlüğünü yaşıyor, berraklaşan ferasetimizle nefse ve kula kul olanların gittiği yolun sonunu çok daha iyi görebiliyoruz..!
O emretti diye aç kalıyoruz ve sadece O emretti diye akşamın belli bir vaktinde Ezanı Muhammedi’nin Allahu Ekber nidasıyla cümleten iftar edip ümmet olmanın hazzını yaşıyoruz..!
Merhamet medeniyeti çocukları olarak yüz senedir topraklarımız ve kaynaklarımız gasp edildi. Birliğimiz dirliğimiz parçalandı. Birbirimizle boğuştuk ve hala da boğuşuyoruz..!
Son yıllarda şahit olduğumuz gibi başta ülkemiz olmak üzere olarak ciddi bir uyanış içerisinde olduğumuz inkâr edilemez... Medeniyet havzamızda yaşanan sıkıntıların üzerimizde uygulanan emperyalist/Ziyonist tezgâhı fark edip onunla mücadeleye girişmemizden kaynaklandığını, doğum sancıları olduğunu da gayet iyi biliyoruz. Genlerimizde bulunan birlik şuuru coğrafyalar arası etkileşip gelişmekte, ümmetin bedenine vurulan prangalar acılı da olsa teker teker patlamaktadır..!
Bu varlık yokluk mücadelesinde üzerimize düşen, medeniyet değerlerimize çok daha sıkı sarılıp, çok daha kimsesizlerin kimi olmak, çok daha birbirimize karşı müşfik ve çok daha da kenetlenmektir..!
Ramazan Şerif bahanesiyle hatırlamalıyız ki; İnsanlığın içinde bulunduğu buhrandan kurtuluşun tek yol’u mucize reçete Kur’an-ı Kerim bu ayda nazil olmuştur..! Bu ay hürmetine daha fazla Kur’an’la haşır neşir olup camilerde, evlerde toplanıp mukabelelerde bulunacağız, hatimler yapacağız...
Kenar köşede secdelere kapanıp daha fazla dualar edeceğiz, daha fazla hayır hasenatta bulunup, zekâtlarımızı ince eleyip sık dokumadan, olduğu kadar bol keseden yerli yerine ulaştıracağız.
Yatağa orucu tutturmayıp, zengin sofralardan kaçınıp fakir, fukara, aciz ve yetimlerle iftarları paylaşıp bereketi coşturacağız..!
Sabah namazları başta olmak üzere camileri taşırıp, teravihi hızlı kıldırıyor diye imam aramayacak ve teravih namazının kaç rekât olduğu üzerine fazla kafa yormadan geleneğe tabi olacağız.
Sahuru kahvehane köşelerinde oyun oynayarak beklemeyeceğiz. Bu mübarek aydaki rahmet sağanağından nasıl faydalanırızla meşgul olacağız... Moda haline geldiği şekliyle sokak ortalarında abur cubur yiyip içmeyeceğiz, geçmiş terbiyemizde olduğu gibi oruca ve oruçluya saygı gösterip hürmet milleti olduğumuzu tekrar hatırlatacağız..!
Muhasebeci Ramazan, gerçek hesaba ve tefekküre fırsat tanıyan samimi bir dosttur. Bu dosttan azami derece faydalanmak akıllı adamın yitiğidir...
Başı Rahmet, ortası Mağfiret sonu Cehennem azabından kurtuluş olan bu rahmet ayının, bütün âlemi İslam’a ve insanlığa huzur getirmesini diliyorum.
7 Haziran seçimleri dolayısıyla milletçe karşı karşıya kaldığımız son sıkıntılı süreçlerin bir an evvel geçmesini ve gerekli bakım onarım ve muhasebenin yapılmak suretiyle kutlu dirilişin Ramazan mübarekle bereketlenerek yoluna devam etmesini Cenabı Hak’tan niyaz ederim..