7'li koalisyon masası HDP'nin ittifaka katılmasının bir bedeli olarak Muharrem İnce'ye kaçırdıkları oyları geri kazanabilmek amacıyla manevra üstüne manevra yapıyor.
Manevra yapılması sorun hiç değil tabii, siyaset çözüm bulma sanatı sonuçta.
Lakin CHP cenahından gelen manevralara baktığımızda siyasi akıldan, kuşatıcı dilden, ikna kabiliyetinden söz edemiyoruz.
Tehdit, şantaj, küfür, hakaret gibi en aşağılık yöntemlerle Muharrem İnce'yi sindirmeye, Kılıçdaroğlu'na biat etmeye zorluyorlar.
Muhalefet partilerinin sözcülerinin, yazar çizerlerinin gözü öyle dönmüş vaziyetteki Kılıçdaroğlu'nun Muharrem İnce'ye CHP içindeyken yaptığı mobbingin türevini çıkardılar.
KUTSADIKLARI MASADAN KÖTÜ KOKULAR GELİYOR!
"Tuvalet terliğini de aday gösterseler seve seve oy vereceğim" itirafı öyle bir standart oluşturmuş ki masanın burnu nahoş şeylerden bir türlü kurtulamıyor.
"Tuvalet terliğini" anmadan "oyum mecburen Kemal beye" diyenler için bile "necasetten taharet" zaruri görünüyor.
Düşünün.
Toplumun omurgasını oluşturan Anadolu insanını yıllarca "göbeğini kaşıyan adam", "dağdaki çoban", "makarnacı" diye aşağılayan;
Milletin değerlerini "bir metre bez parçası", "LGBT aileyi falan bozmaz" diye ahkam kesen;
Daha iktidara gelmeden hesap soracağını, yargılayacağını, hapse atıp intikam alacağını ilan eden CHP elitleri gibi muhalefetin en seçkinleri bile hayvan adı anmadan, tuvaletten çıkmadan söz söyleyemiyor, eleştiri getiremiyor.
Mesela çocukluğundan beri piyano çalan birinin en azından ruhunun, tavrının, sözünün inceldiği varsayılır.
Ama değilmiş işte!
Fazıl Say örneği ortada.
Koalisyonun ikinci büyük ortağı Meral Hanım "kutsal masa"dan kalktı diye "çek sifonu gitsin" diyebilen Fazıl Say, daha bir seçim önce adına şarkılar bestelediği Muharrem İnce'yi şimdi "gorile" benzetiyor!
Masanın kültürel iktidarı da bu işte.
MASA İNCE'DEN FENA KORKUYOR
Böyle bir seviyenin sebebi olamaz elbet ama ne oldu da koy verdi kendini diye, bakanın göreceği şey, CHP içinde barındırılmayan ve mecburen Memleket Partisi adında bir parti kurarak memleketi dolaşan Muharrem İnce 100 bin imza toplayarak resmen Cumhurbaşkanı adayı olmayı başardığı gerçeğidir.
Üstelik İnce'nin Türkiye'nin bekasını, itibarını ilgilendiren milli meselelerde, Karabağ, Maraş, sınır ötesinde terörle mücadele gibi başlıklarda milli bir duruş sahibi olması da cabası...
6'lı koalisyon masasının HDP-PKK'ya verdiği tavizlerden, FETÖ terör örgütünü cesaretlendirmesinden rahatsızlık duyan muhalif seçmenin meylettiği bir isim oldu Muharrem İnce.
Haliyle oyunun arttığını görüyor ve onu Kılıçdaroğlu lehine geri çekilmeye zorluyorlar. Hakaretin, küfrün, tehdidin, şantajın bini bir para.
CHP'li oldukları aşikâr kimi kadınlar "cinsel istismar" iddialarıyla İnce'yi yıpratmaya kampanyasına katılırken İsmail Saymaz gibi gazeteciler "sokakta bile yürüyemezsin, iyi düşün, geri çekil" diyerek mafya ağzıyla siyasetçi tehdit ediyor.
KILIÇDAROĞLU KENDİNİ BU KEZ DE İNCE'YE DAYATIYOR
100 bin imza sonrası yaptığı basın toplantısında ve çıktığı televizyon yayınlarında CHP'ye ve CHP'nin sırtına binerek var olmaya çalışan muhalefet partilerine veryansın eden Muharrem İnce özellikle bir konuda çok haklı.
Muharrem İnce Memleket Partisi'ni kuralı iki yıl oldu.
CHP genel başkanlığı için verdiği çabanın ardından Cumhurbaşkanlığı konusundaki iddiasını da sürdürüyor.
İddialı, lafını sakınmayan, halkla sıcak iletişim kurabilen biri İnce.
O açıdan 13 yıl CHP'nin başında kalıp da adaylığını ancak 20 gün önce zorla ilan ettiren Kılıçdaroğlu ile İnce arasında siyasi yatkınlığın yanı sıra cesaret açısından da epeyce fark var.
Ayrıca yıllardır muhalefeti birleştirmeye çalışan Kemal Bey oyu yüzde 1'e hatta binde 1'e ancak tekabül eden partileri masaya davet ederken Memleket Partisi'nin kapısının önünden bile geçmedi.
2018'de "gel bakalım Muharrem" diye küçülterek takdim ettiği İnce, CHP'nin görüp görebileceği en fazla oyu almış bir isim olarak bugün de karşısında güçlü bir rakip.
Onca yok saymaya, ezmeye, yıpratmaya rağmen dört cumhurbaşkanı adayından biri Muharrem İnce.
Ve bingo.
Centilmence bir yarış yerine Meral Akşener'e dayattığı gibi bu kez de kendini Muharrem İnce'ye dayatıyor Kılıçdaroğlu.
Muhalefet medyasının, İnce'nin dediği gibi "CHP genel merkezinden yönetilen sosyal medya trollerinin", seçkin görünümlü düşkünlerin eliyle dayatıyor.
Bunca tantana da oradan kopuyor.