22 yıllık Erdoğan liderliğinden memnun olmayan yurttaşlarımız var. Tabi ki olacak. Erdoğan'ın yönetim tarzını ve hizmet önceliklerini beğenmeyenler var. Mutlaka olacak.
Muhalif yurttaş tek tip değil ki, türlü türlü gerekçesi var.
Hiç de azımsanmayacak muhalif kitlenin gündeminde farklı başlıklar var.
Yüksek enflasyon, Suriyeli sığınmacılar, döviz kuru, kira artışı, taksi sorunu vs. başlıklar yurttaş için önemli. Demokrasinin gereği vatandaşın sandıktaki iradesine iktidar da muhalefet de saygı duyacak.
Cumhur İttifakı'nın siyasi duruşundan rahatsız olanlar da var. Erdoğan'ı dindar, Bahçeli'yi milliyetçi bulanlar var. Perinçek'i Kemalist-ulusalcı, Destici'yi Türk-İslam sentezci bulanlar var.
Peki Erdoğan'a ve Cumhur İttifakı'na mesafeli muhalif seçmen ne yapacak?
Yıllardır karşı çıktığı Erdoğan'a oy vermeyecek bıçkın muhalif yurttaş kime inanacak, hangisine güvenecek ve sandığa gidecek?
Altılı Masa'yı kuranlar farklı siyasi eğilimleri bir araya getirmek için yemeğe çıktılar ancak aylardır söylem birliğinde buluşamadılar. Daha da ötesi koltuk kavgasına girdiler. Cumhurbaşkanı adayı olmak için masada bilek güreşi devam ediyor.
Davutoğlu'nun ağzından kaçırdığı Cumhurbaşkanı yardımcılıkları ilave masraflara yol açacak. Her birinin ekibi, danışmanları ve seyahat masrafları olacak.
Bakanlıkların sayısını artırmak ve her partiye koltuk vermek bizim siyasi partilerimizin ürettiği eski bir kurnazlık.
Önce Kültür ve Turizm Bakanlığını parçalayacaklar. Sonra Tarım ve Orman Bakanlığını bölecekler. Çevre, Şehircilik, Aile, Sosyal Politikalar.....
Devlet Bakanlıklarını ihya edecekler. Yani yıllardır "sarayın masrafları...." diyerek başlayanlar partililerine koltuk dağıtacaklar, yeni masraflar açacaklar.
Davutoğlu, her hususta onay ve tasdik makamı olacağı için kriz üstüne kriz vaat eden bir masa var karşımızda. Kısa başbakanlık görevinde imza atmamakla ve klasörleri odasında biriktirmekle meşhur Davutoğlu, masaya "Azıcık oyumla kaybettirecek kadar etkiliyim" mesajı veriyor.
Babacan, her konuşmasında gaf üstüne gaf yapıyor. Başlı başına bir tartışma konusu olacak Türklük maddesini kaldırmak bir yana bir de savunma sanayimizin gözbebeği Bayraktar ailesini hedef tahtasına koyuyor.
Kemal Kılıçdaroğlu, aylardır Meral Akşener'i ikna etmeye çalışıyor. ABD ve İngiltere seyahatlerinden destek alamadı. Almanya seyahati ise Saraçhane nümayişi ile hızlı bitti. Muhalif medya ve anket şirketleri bir belediye başkanı tarafından fonlandığı için hesap uzmanı Kemal Bey'in işi zor görünüyor.
Temel Karamollaoğlu parti tabanından çok uzak kaldı. CB yardımcılığı kendisini, milletvekilliği koltukları ise teşkilat yöneticilerini motive ediyor. Partisinde Gençlik ve Spor Bakanlığı beklentisi yüksek.
Altılı Masa hesap kitap içinde. Peki muhalif seçmene yazık değil mi?
Yıllardır bekleyen muhalif yurttaşa sürü muamelesi yapmak hiç yakışmadı.
Muhalif vatandaşımızın çok büyük bir kısmının üniter yapıyı, Türklüğü tartışma konusu yapmayacağını unutanlar yanılıyorlar.
Muhalif seçmene koltuk savaşlarını ve kaosu layık görenler "Güneş Motel" pazarlıklarını hatırlatıyorlar.
Bugünlerde aklı ve vicdanı olan her muhalifin uykusu kaçıyor masanın bu durumundan.
Lütfen muhalif yurttaşımızın onuruyla, gururuyla, ümitleriyle oynamayın. Kafa karışıklığınızı ve kavgalarınızı ekranlarda anlatarak milletle alay etmeyi bırakın lütfen.