2023 seçimlerinin kozları ortada. İktidar partisinin tabii ki en büyük kozu bizzat Cumhurbaşkanı adayı. 1994'ten bu yana Türk siyasetine damgasını vurmuş bir liderden söz ediyoruz. Kazanmadığı seçim yok. Ama bana kalırsa asıl önemli olan Türkiye için ortaya koyduğu serdengeçti tavrı. Sahici bir lider. Seveni de sevmeyeni de böyle düşünüyor. Kafasına koyduğunu yapıyor. Kafasına koyduklarının Türkiye'nin menfaatleriyle şekillendiğini ise bugüne kadar yaptıkları gösteriyor. Nasıl bir Türkiye istiyorsunuz, büyük ve güçlü bir Türkiye mi yoksa söz dinleyen, aman tadımız kaçmasın Ali Rıza Bey diyenlerin Türkiye'si mi olsun? Buna da seçmen karar veriyor.
Bu tasnif elbette seçmenle ilgili değil. Ama o da bir şeye inanıyor, inandırılıyor. Muhalefetin son 20 yılda ortaya koyduğu iddiaları alt alta yazsak bence manzara netleşir. Cumhuriyet elden gidiyor, İran olacağız, eksenimiz kaydı, irtica gelecek özgürlüklerimiz elimizden alınacakla başlayan, Erdoğan tek adam rejimi kurdu ülkeyi maceraya sürüklüyorlar diye devam eden ve bu süre zarfında seçimle gelen iktidarı devirmek için siyaset dışı her yolu kullanan bir muhalefet performansı izledik. Oysa 20 yıl önce siyaset yapmaya başlasalardı bugün onlar için her şey çok farklı olabilirdi. Eminim Türkiye'ye de faydaları dokunurdu.
CUMHURİYET'İN 100. YILI
Şimdi artık geldi çattı 2023. Daha bir yıl var demeyin, bundan sonra her şey ışık hızı... 2023 Cumhuriyet'in ilanının 100. yılı. Türkiye'nin yaşı değil bu; umarım CHP'liler Türkiye'yi Cumhuriyet'in ilanıyla kurulmuş bir devlet olarak görecek kadar şuursuz değildirler.
Ama Cumhuriyet'in ilanı bizim için önemli bir milat. Tek Parti döneminin antidemokratik uygulamaları ve darbe pratikleriyle birlikte sahiplenilse de bunlar tabii ki doğrudan Cumhuriyetle değil dönemin yönetici elitlerinin modernleşmeyi topyekun Batılılaşma olarak anlaması ve topluma dayatmasıyla alakalı.
Fransız tarzı "birinci cumhuriyet, ikinci cumhuriyet" gibi yaklaşımları da sevmeyiz malum. Dolayısıyla Cumhuriyetimizin 100. yılını daha demokratik ve güçlü bir Türkiye'nin miladı saymak önemli bir motivasyon.
Yazının başlığında koz kelimesini kullandım. 2023'ün Cumhuriyet'in yüzüncü yılı olması da bir koz. Ama hem iktidar partisi için hem muhalefet için.
İktidar partisi için çok güçlü bir koz çünkü uzunca bir süredir 2023 seçimine hazırlık olarak da görülebilecek şekilde bu tarihi vurguluyor. Türkiye'ye değer katan tüm eserleri 2023'e etiketliyor. Türkiye'yi kalkındırma hamlelerini, dış politikada mevzi kazandıran hamlelerini, enerji ve altyapı yatırımlarını, FETÖ ve PKK Türkiye'yi tehdit eden örgütlerle mücadelesini ve Cumhuriyeti dayatmacı politikalarına süngü yapan zihniyete karşı yerli ve milli kavramlarıyla altını çizdiği tüm değerleri öne çıkartan politikalarını hep 2023 vizyonuyla ortaya koydu.
Dahası 2023 tarihini 2053 ve 2071 gibi uzak hedeflerle de sigortaladı.
Hal böyle iken 2023'ü vermek iktidar partisi için değil son 20 yıldır ülkenin aldığı yolu gören sosyoloji için olacak iş değil.
KARŞI DEVRİM PSİKOLOJİSİ
Muhalefet partileri içinde özellikle CHP için de 2023 önemli bir motivasyon. Çünkü CHP kafası 2002-2023 arasını tıpkı 1950-60 arası gibi değerlendiriyor ve Cumhuriyeti geri alacağız motivasyonunu taşıyor. 15 Temmuz darbe girişimi gerçekleşebilseydi 27 Mayıs darbesine devrim dedikleri gibi buna da devrim diyeceklerdi.
Muhalefetin bir kozu bu, bir diğer kozu ki en önemlisi tabii ki Cumhurbaşkanı Erdoğan.
Nasıl mı? 6'lı masanın kurulabilmesi, HDP ile ittifak, ABD ve Avrupa'nın açık desteğinin sebebi hikmeti Erdoğan. Dışarıdan destek görüyorlar çünkü Biden ve Avrupalı siyasetçiler Türkiye'nin başında Erdoğan gibi söz dinlemeyen bir lider istemiyorlar.
TENCERE PARTİSİ
Bir kozları daha var, ekonomi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan da farkında bunun. Dar gelirli, maaşlı kesim için son dönemdeki fiyat artışları ciddi anlamda hoşnutsuzluk yarattı. Muhalefet bunu elbette sonuna kadar kullanıyor, seçime kadar da kullanacak. Hatta 2023 için seçmen nezdinde CHP'nin tek kozu bu. Ha bire market, çarşı-pazar filmi çekiyorlar. Fakat seçmene ekonomiyi nasıl düzelteceklerini söylemiyorlar, söyleyemiyorlar. Enflasyonu nasıl indireceksiniz? Faizi yükseltmek dışında dolar arzını artıracak başka bir yol biliyor musunuz?
IMF'den borç almak dışında bir öneriniz var mı? Vatandaşa bu konularda tek kelime etmiyorlar. Çıkıp sokağa sorun, hayat pahalandı tamam da muhalefet gelirse bunu düzeltebilir mi sizce? Aldığınız cevap hayır.
Yani muhalefet 2023 için ekonomi kozunu da değerlendiremiyor. Çünkü gerçekten bir önerileri yok. Erdoğan'ı devirelim de dostlarımız nasılsa elimizden tutar diye bakıyorlar.
Şimdi söyleyeceğim şey şaşırtıcı gelebilir; bence enflasyonun yüksekliği yani hayat pahalılığı Cumhurbaşkanı Erdoğan için de bir koz. Nasıl mı?
Büyüme oranları, sanayi üretimi, ithalat ihracat dengesi gibi kalemlere bakınca manzara enflasyon gibi kötü değil. Bilakis talep artışına yetişmeye çalışan bir sanayi var. Ekonomik büyümede dünya sıralamasına giriyoruz. İstihdamda artış var. Lakin "tencere partisi" homurdanıyor.
Homurdanması iyi ama. Erdoğan bunu görüyor ve devamlı surette vatandaşımızı enflasyona ezdirmeyeceğiz diyor. Emekliye, memura ve asgari ücrete yapılan zamlarda enflasyon farkını karşılamaya dönük çabayı da vatandaş görüyor.
Bu sorunu çözerse yine Erdoğan çözer algısı 2023 için çok ciddi bir koz. Ayrıca seçimin tek gündeme indirgenmesi iktidar partisinin aleyhine değil lehine bir durum. Hükümet vatandaşı -kısmen dahi olsa- ekonomik olarak rahatlatmış şekilde seçimi karşılarsa kendi rekorunu bile kırabilir.