Muhalefetin altı aydır kotarmaya çalıştığı yuvarlak masa toplantısı önceki gün Ankara'da nihayet gerçekleşti. Cumhuriyet'ten Karar'a muhalefet medyasının tamamı bu buluşmayı "tarihi" diye kaydetti ama açıklanan ortak metin ne beklentileri karşılıyor, ne "tarihi" değere sahip.
İçerdiği bilgi açısından "fiyasko" diye nitelenebilecek açıklama metni ne söylüyor peki?
İfade edilen ama bir türlü detaylandırılıp ete kemiğe büründürülmeyen "güçlendirilmiş parlamenter sistem" konusunda partilerin hem fikir olduğunu söylüyor.
E bunu biliyorduk zaten.
Bilinmeyen şey ilkeleri tekrar etmek yerine o ilkeleri hayata nasıl geçirecekleridir.
ÇELİŞKİLER İLKELERLE ÖRTÜLMÜŞ
Sandıktan çıkmalarını sağlayacak ortak cumhurbaşkanı adayları kim olacak?
Aday nasıl tespit edilecek?
Sandıktan birlikte çıkmayı planlıyorlarsa sonrasını da kamuoyuna açıklamaları gerekir, ilkesel olarak. Referandumda oylanmış, halk tarafından onaylanmış ve TBMM eliyle anayasal hüküm haline getirilmiş olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini kaldırmak ve eski sisteme dönmek için nasıl bir yol haritası izleyecekler? Bilmiyoruz. Partiler nasıl bir program etrafında toplaşacak? İktidar nasıl kullanılacak? Kabine nasıl oluşacak, bakanlıklar partiler arasında nasıl pay edilecek? Bilgi yok.
Etrafı devletleşmek isteyen terör örgütleri ve örgüt gibi davranan devletler tarafından sarılmış Türkiye'nin güvenlik politikalarıyla ilgili 6+1'in görüşü nedir, mesela.
İyi Parti ile HDP, terör örgütü PKK ile mücadele konusunda hemfikir mi?
İnsan hakları ve dini özgürlükleri konusunda CHP ile Saadet Partisi aynı yerde mi duruyor?
Eşcinselliğin tanınacağını, eşcinsellere evlilik, evlat edinme gibi "haklar" verileceğini vaat eden HDP ve HDP'ye bu konuda da açıktan destek veren CHP ile Saadet Partisi aynı mı düşünüyor? Aile değerlerine vurgu yapan Meral Akşener, Ali Babacan, Ahmet Davutoğlu ne diyor bu işe? Onaylıyorlar mı? Bilmiyoruz.
YUVARLAK MASA ALTILISI
Daha geniş bir metni (umalım ki bu ve benzeri soruların cevaplarını da içersin) 28 Şubat günü açıklayacaklarını açıkladılar ama.
Neden seçtiler 28 Şubat'ı? Gerçeği ters yüz etmek için mi?
Muhalefetin uzun süredir kullandığı bir yöntem çünkü gerçeği ters yüz etmek.
28 Şubat Türkiye demokrasi tarihinin utanç sayfalarından biridir oysa.
Ve gariptir ki utanması gerekenlerin bir kısmı bizzat altılı pozda gülümsüyor.
CHP de diğerleri de bunu gayet iyi bilirler. Kimlerin hakkını yediklerini, kimlerin hayatlarını telafi edilemez şekilde rayından çıkardıklarını, başörtülü kızların eğitim ve çalışma haklarını nasıl ellerinden aldıklarını, psikolojik işkence için kızları ikna odalarına soktuklarını, imam-hatipli küçücük çocuklara kin güttüklerini, çelme taktıklarını, Türkiye'nin yüz akı Anadolu sermayesini "yeşil" diye etiketlediklerini, hükümeti nasıl düşürdüklerini...
Vaktiyle Mehmet Ali Birand'a verdiği röportajda "başörtüsü yasaklarını bizzat kendisinin uygulamaya koyduğunu" gururla anlatıyordu mesela 28 Şubat'ın İçişleri Bakanı Akşener.
YAZIKLAR OLSUN!
Başörtüsünden "1 metrelik bez" diye bahseden Kılıçdaroğlu da yaptığıyla yüzleşmeden yalancı bir helalleşme talep ediyor, siyaseten.
Malum pozda şuursuzca gülümseyenler o Akşener'in ve o Kılıçdaroğlu'nun himayesinde!
Bu ne yaman çelişkidir ki 28 Şubat'ta kamu bankalarını soyanlara, dindar insanlara 2. Sınıf vatandaş muamelesi çekenlere hesap soran, darbecileri yargılayan Erdoğan'ı devirmek için 28 Şubatçılara yardıma gitmişler! Yazıklar olsun!
Merhum Yazıcıoğlu'nun dediği gibi, tarlaları çoktan sürülmüş demek ki.
28 Şubat'ın en büyük mağduru merhum Erbakan'ın partisinin başındaki Temel Karamollaoğlu mesela. 77 yaşında CHP'nin yayın organı Halk TV'ye çıkıp "28 Şubatçı generallerin hapis cezası almasını içine sindiremediğini" söyleyeli çok olmadı daha.
Mağdurların mağduriyetleri giderilmemiş, hiçbirinin ahı dinmemişken kim adına nasıl helalleşebiliyorlar? Karamollaoğlu, Davutoğlu, Babacan ne diyor işe?
Özledikleri, murad ettikleri parlamenter sistem bu mudur yani?
"Gün seçimi yanlış, 28 Şubat bin yıl boyunca lanetlenmelidir" neden demezler o masada?
Nasıl bir vicdan-şuur tutulmasıdır bu.
CHP'nin temsil ettiği darbeci-dışarlıklı zihniyet can yakan acılı bir hakikati büküp deforme ederken figürasyon kadrosundan sahneye çıkıp durumu normalleştirmeleri normal midir?