Erken seçim söylentilerinin fitilini CHP lideri Kılıçdaroğlu ateşledi. Baskın seçimde İyi Parti'ye verdikleri destek gibi Davutoğlu'nun Gelecek Partisi'ne ve Ali Babacan'ın Demokrasi ve Atılım Partisi'ne, grup kurmaları için destek verebileceklerini söyledi.
CHP’nin geçmişte İP’e ödünç milletvekili vermesi, eski dönemlerin pazarlıklarını hatırlattı. Gerçekten siyasetçiyi, milletvekillerini itibarsızlaştıran ve sanki sıradan bir şeymiş gibi “şimdi alın, sonra geri verirsiniz” muamelesi hem çirkin, hem de siyaseten ahlâksızlık olarak kamuoyunda büyük tepki gördü.
CHP’nin bu siyaseti kirleten yaklaşımını yeniden gündeme getirmesi, MHP’nin harekete geçmesini sağladı. Ve yasayla, bu milletvekili alışverişinin yasaklanması şimdi gündemde.
CHP ve muhalefet, bunu da istismar etti. “Bak gördünüz mü, Cumhur İttifakı, AK Parti’den ayrılanların kurduğu partilerin güçlenmesini önlemeye çalışıyor” diye tezvirata başladılar.
Bunlar CHP, İP, SP ve Davutoğlu ile Babacan partilerinin ayak oyunları.
Bir yanda hizmetlerine hizmet katan Cumhurbaşkanlığı Hükümeti var. Bir yanda da yıkıcı muhalefetin ayak oyunları…
Bir yanda Cumhur İttifakı’nın ahengi, bir yanda muhalefetin PKK yandaşlığı üzerinden birbirini aşağılaması…
Muhalefet neden erken seçim sakızı çiğniyor?
Son aylarda hükümete ve MHP’ye yönelik saldırılara bakalım.
CHP’li yöneticilerce ısrarla darbe lafları dolaşıma sokuldu.
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, "Saray rejiminin, saray düzeninin sonu geliyor” dedi. Anayasa gereği kurulu hükümet sistemine “saray rejimi” demek, siyasî madrabazlık değil mi?
Arkasından CHP İstanbul İl Başkanı, “erken seçim ya da başka şekilde” deyiverdi. Bu, “başka şekilde”nin ne olduğunu hala açıklamadılar.
Aynı Kaftancıoğlu Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un evi üzerinden provokasyon hamlesi de yaptı.
Ragıp Zarakolu diye biri, “Makus kaderden kaçış yok” başlıklı yazısına Erdoğan ile Adnan Menderes’in fotoğrafını koydu.
Adım adım milletimizin sinir uçlarına basıyorlar.
Şu anda CHP’nin, Cumhuriyet gazetesinin, FOX TV’de Fatih Portakal’ın en sarıldığı nedir? Kuyruklu yalanlar…
Yalanlar da provokasyonların, algı operasyonunun bir parçası…
Bakın şimdi yine CHP’nin başını çektiği bir Gezi güzellemesi var.
Gezi olayları, Mısır’daki darbe hazırlıklarına paralel AK Parti iktidarını devirmek için tezgâhlanmış bir kalkışmaydı.
Niye 7 yıl sonra CHP 15 Temmuz’a giden yoldaki taşlara sanki dün olmuş gibi sahip çıkıyor?
Paralellik şurada.
Nasıl Gezi’nin arkasından 17/25 Aralık yargı-emniyet darbe teşebbüsü ve MİT tırlarının durulması ihaneti gelmişse.
Nasıl bu tezgâhlarla, “Türkiye yönetilemiyor” algısı için operasyonlar yapıldıysa… Ve arkasından 15 Temmuz FETÖ hain darbe girişimi geldiyse…
Bugün de “Türkiye yönetilemiyor” algısına oynuyorlar…
Bir kaosun alt yapısını hazırlamaya çalışıyorlar.
Erken seçim sakızının çiğnenmesinin en önemli sebebi bu algı operasyonudur:
“Erken seçime gitmek istiyorlar, çünkü artık Türkiye’yi yönetemiyorlar…”
“Erken seçime gitmek istiyorlar, çünkü Davutoğlu ve Babacan AK Parti’nin altını oyuyor...”
Etki ajanları, Beşinci Kol elemanları hepsi cepheye sürüldü.
Türkiye’nin erken seçim gibi bir gündemi yok.
Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin tahkim edilmesi, sağlamlaştırılması için önümüzdeki üç yıl çok önemli.
Hizmetlerin büyüklüğü, muhalefetin kimyasını bozdu.
Daha üç yılda yapılacak çok hizmet var, ne erken seçimi?