CHP, HDP, İP, SP, Deva ve Gelecek'ten oluşan muhalefet ittifakı, önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı seçimi için aday belirlemede sıkıntı yaşıyor.
Bu hamur daha çok su götürür, başka bir noktaya dikkat çekelim.
Muhalefet, iktidarın alternatifi olarak vardır. Bilhassa ana muhalefet, sıradaki iktidar adayıdır.
Projeleri, kadroları ile toplumu ikna edecek şekilde hazırlıkları vardır.
Türkiye'de öyle mi?
Muhalefet partileri bugün altı şey söylüyor:
1. Erdoğan'ı iktidardan indireceğiz.
2. Parlamenter sisteme geri döneceğiz.
3. Mevcut iktidarın yaptığı hizmetleri iptal edeceğiz, yatırımları durduracağız.
4. Bu iktidardan ve onu destekleyenlerden, bilhassa işadamları ve medyadan hesap soracağız.
5. HDP'nin kapatılmasına karşı çıkacağız.
6. "FETÖ Mağdurları"na af getireceğiz.
Bunların hiçbiri; daha iyi, daha zengin, daha güçlü, daha istikrarlı, huzurlu bir Türkiye için yapılan vaatler değildir.
Demek ki, muhalefet bloğu, yapmak için değil, yıkmak için hazırlanmaktadır.
Başka önemli bir konu daha var.
Muhalefetteki partiler, tabanlarını öyle bir kin, nefret ve intikam duygusu ile doldular ki –Allah göstermesin- iktidar olmaları halinde bir iç çatışma kaçınılmaz hale gelebilir. Yani muhalefet bloğu, huzur ve barış değil, çatışma ve kaos getirir.
Bu, ülkemiz için çok büyük tehlikedir.
Önemli bir terslik var:
Siyasî mülahazalardan uzak şöyle düşünelim; muhalefet ittifakının kazanmasını içeride ve dışarıda kimler istiyor?
İçeride:
İttifakın içinde Kılıçdaroğlu'nun "dostlar"ından HDP de olacağı için PKK'nın Kandil'deki elebaşları çok istiyor.
FETÖ'cülere af geleceği için, Pensilvanya'daki "dostlar"dan FETÖ elebaşı Fetullah Gülen çok istiyor.
Erdoğan kin ve nefreti ile dolu olan vefasız, tatminsiz, hazımsız, kibir tayfası çok istiyor.
Menderes'ten beri Türkiye'nin kendi değerleri ile ayağa kalkmasını hazmedemeyen vesayet ağaları (iş dünyası, üniversiteler, medya ve kültür/sanat camiasındaki etki ajanları) çok istiyor.
Laikçi, İslam düşmanı, Müslümanların başörtüsünden, imam-hatiplerin varlığından, milletimizin inancını yaşama ısrarından rahatsız olan dünya ehli, "uydum kalabalığa" anaforunda sürüklenip gidenler... (Bunlardaki Erdoğan düşmanlığının tek sebebi, Müslümanlardan duydukları rahatsızlık...)
Dışarıda:
Başta ABD Başkanı Biden, derin Amerika, onların kontrolündeki medya istiyor. (Bunun için Türkiye'de fonladıkları elemanlarını, sosyal medyada yetiştirdikleri profesyonel ajanlarını sahaya sürdüler.)
Avrupa Birliği'nin bilhassa önde gelen güç merkezi ülkeler; Almanya, İngiltere, Fransa... Yunanistan.
ABD'deki Yahudi lobisinin her türlü desteğine sahip İsrail.
Mısır. "Türkiye güçsüzleşir, bize bölgede yeni alanlar açılır" diye hesap yapan güvenilmez komşu İran... Esad'ın Suriye'si.
ABD/İsrail iteklemesi ile Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri...
Ermenistan.
Bunların hepsi, Kılıçdaroğlu liderliğindeki muhalefet ittifakının kazanmasını isterler.
İçlerinden herhangi biri, "Hayır, biz muhalefetin kazanmasını istemiyoruz. Biz, Türkiye'de Cumhurbaşkanlığı hükümet Sistemi'nin devamından ve Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığından yanayız" diye bir açıklama yapar mı?