Mısır’daki darbe ve ardından yaşanan katliam muhabirlerin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösterdi.
Bilmediğiniz bir şehir, bilmediğiniz bir dil, çatışma koşulları, bilmediğiniz adresler, gözaltına alınanlar, Mısır’da yaşananların dünyaya duyurulmasından rahatsız olanların ortalığa saldığı ve kaldığınız otelden çıkmanızı engellemeye çalışan eli baltalı adamlar, gece saatlerinde çeşitli mahallerde yol kesip, kimlik kontrolü yapan ve kim olduğunu bilmediğiniz gruplar.
Star Tv ve A Haber ekipleri gözaltına alındı, Haberturk ve Kanal D ekibi özellikle katliamın yaşandığı Pazartesi günü oldukça sıcak saatler yaşadı. Kameraman arkadaşların tamamının ismini alamadığım için tek tek isim yazmadım.
Cem, Murat, Umut kusuruma bakmasınlar... Ancak üzerinde ısrarla durmak istediğim bir isim, TRT Muhabiri Mehmet Akif Ersoy...
Mısır’da yaşıyor olmanın sağladığı bilgi birikimiyle yayınları fazlasıyla doldurdu. İnsanın bilgisi olmadan fikri olamaz ya, saydığım tüm bu isimler en çok ihtiyaç duyulan bilgiyi sağlayan isimler oldular.Emeklerine sağlık...
Yazık Mesut’a...
Cnn Turk belirli programlarını Bodrum’a taşıdı. Bodrum’da, açık havada, program yapmak iyi bir fikir gibi durabilir ama yayıncılar hava şartları nedeniyle aynı şeyi düşünmüyor olabilirler.
Önceki gece gözüm Mesut Yar’ın yayınına takıldı.Rüzgar esmediği için zaten bunaltıcı olan sıcağa bir de kurulan ışıkların sıcağı eklenince Mesut saunadan yayın yapar hale geldi. Stüdyolar sanılanın aksine yaz yayınları için daha konforlu yerlerdir.
Rejiden bir tuşa dokunarak havalandırma sistemi devreye sokulur ve yayın çok daha kolay hale gelir. Aynı durum canlı yayın aracı içindeki reji ekibi için de geçerli. “Ohh ne güzel hem tatil yapıyor hem de para kazanıyorlar” diyenler çıkabilir ama kazın ayağı pek öyle değil.
Herkes tatil yaparken konuk bulmak, konuşulacakları saptamak, çekim yerine kablo döşemek, kablo toplamak, ışık kurmak sanıldığından çok daha zor olur... O yüzden ne ala iş demeden önce iki kere düşünmek lazım...