Hemen herkes Allah'ı sevdiğini söyler amma çoğu söylem şeytanın aldatmasından kandırmasından ibarettir der İmam Gazzali.
Sonra da kulun Allah'a sevgisinin gönlüne diline ve azalarına sirayet etmesi gerekir ve bu sevginin alametleri vardır diyerek sayar:
Kişi sevdiğine kavuşmak ister. Kul gerçekten Allah'ı seviyorsa ona kavuşmayı arzular. Allah'ı seven kişi o yüzden ölümden korkmaz aksine arzular. Gazzali hadisler kıssalar ve kelam-ı kibar ile bu bölümü uzun uzun izah eder.
Bu bölümü okurken benim aklıma Mevlana'nın ölümü şeb-i arus (düğün gecesi) olarak tarif etmesi geldi.
Mevlana ne kadar güzel özetlemiş!
Allah'ı sevmenin ikinci alameti olarak Allah'ın sevdiklerinin kul üzerinde etkili olmasıdır. Yani Allah'ın emirlerini yerine getirmek, yasaklarından kaçınmak, farzların yanı sıra nafilelerle ona yakınlaşmaya gayret etmek, boş işlerden uzak durmak.
Allah'ı sevmenin üçüncü alameti Allah'ı zikir ile meşgul olmak. Kalbin de dilin de sürekli Allah'ın zikriyle meşgul olmasıdır.
Allah'ı seven de onun kelamı olan Kuran'ı, habibi olan Muhammed aleyhisselamı sever.
Allah'ı sevmenin en önemli tezahürü Peygambere tabi olmaktır. İlahi emirdir, "De ki, Allah'ı seviyorsanız bana tabi olun ki Allah da sizi sevsin!"(Âli Imran/31)
Dördüncü alameti yalnız kalıp ona yalvarmayı, onun kitabını okumayı, teheccüd namazına devam etmeyi sevmesidir.
Sevgili ile baş başa kalmak!
Beşincisi, Allah'ı zikretmeden geçen her saate üzülmek ve dünyevi olarak kaybettiklerine aldırış etmemek.
Altıncısı, Allah'ın emirlerine itaatten zevk almak ve emirleri yerine getirirken yüksünmemek!
Yedincisi, Allah'ın bütün kullarına karşı müşfik ve merhametli olmak ve Allah'ın tüm düşmanlarına karşı da kararlı davranmak!
Sekizincisi, Allah'ın azametinden korkmak ve heybeti karşısında güçsüzlüğünü idrak etmek! Bu korku sevgiye mani değildir. Muhabbet makamındakilerin korkuları başka korkulara benzemez. Mesela muhabbet makamında olanlar, Allah'ı unutmaktan korkarlar, onun cemalini görememekten korkarlar, ondan uzak kalmaktan korkarlar.
Dokuzuncusu, muhabbetlerini gizlemek, muhabbet iddiasında bulunmamak ve vecd halini göstermekten kaçınmak! Çünkü sevgi sevgilinin sırlarındandır!
Onuncusu, üns ve rıza.
Kalbin Cemalullah'a muttali olduğunda duyduğu sevince üns denir! İşte bu ünsiyet sebebiyle muhabbet ehli sürekli halveti tercih eder!
Sevgi, sevgilinin yaptıklarına rızayı gerektirir.
İmam Gazzali İhya-i Ulumi-d'Din isimli kitabında (Beyrut baskısı, cilt 4, s.329-361) bu maddeleri uzun uzun izah eder; her biri için birkaç makale yazacak izahat var aslında.
Ben başlıklarını özetleyerek bir hatırlatmada bulunmak istedim bugün.
Çünkü hatırlatmada müminlere fayda vardır!