Galatasaray’ın yeni hocası Tudor 3. maçında hücumda 3-4-2-1 savunmada 5-4-1 sistemini oturtmuş gibi görünüyor. Görünüyor ama defans oyuncularının bireysel hataları buna izin vermiyor. Takımın iki ası Podolski ve Sneijder’siz kadroyla Antalya’dan 3 puan çıkarmak elbette zordu. Ama ilk 35 dakikada Cim-Bom, Bruma ve Eren’i golleriyle 2-0 gibi net bir skoru yakaladı.
Bu skora ulaşıncaya kadar takım savunmasında gözle görülür bir iyileşme dikkatimi çekti. Rakibe yok denecek kadar az pozisyon verilmesi, adama ve topa agresif aksiyon yapan oyuncuların olması pozitif değişikliklerdi.
Ancak Galatasaray’da hücuma çıkarken kaptırılan toplar her defasında tehlikeli bir kontraatağa dönüşebiliyor. Bu görüntü benden eksi not alan bölümdü. İkinci golde Eren’in beklenmedik anda vurduğu şutta kaleci Fornezzi büyük bir fiyasko yaptı.
Bruma kontraatakla yakaladığı pozisyonu arkadaşlarına doğru aktarsa, maç 3-0 olacak ve oyun kopacaktı. Bu pozisyonun ardından Galatasaray’ın ve Tudor’un en zorlanacağı yeni hastalığın hücuma çıkarken kaptırılan toplar olacağını gördük. Chedjou öyle büyük bir hata yaptı ki, Mbilla’nın golü Antalyaspor’u oyuna ortak etti.
Antalyaspor’da Eto’o’nun ve El Kabir’in olmaması gol yollarında etkisiz kalmasına sebep olsa da 53. dakikada Galatasaray yine çıkarken kaptırdığı top sonrası Danilo’nun “al da at” pasını Deniz Kadah affetmeyince skor eşitlendi. Son saniyelerde Eren’in mucize golü ile galibiyet geldi. Şu bir gerçek ki, 60 dakikadan sonra Galatasaray kondisyonel açıdan oyundan düşüyor. Bu Chedjou’nun, Josue’nin, Carole’ün, Semih’in olduğu takım nasıl şampiyonluğa oynar? Ey Galatasaray Yönetimi: Bu defansın evlere şenlik olduğunu bir siz anlamadınız, çok yazık!