Sancaktar’ın bu haftaki sayısını almadıysanız muhakkak alın derim. Sevgili Adem Özköse’nin Libyalı efsanevî mücahid komutanı Abdulhakim Belhac’la yaptığı nefis bir mülakat var bu sayıda.
Belhac, Libya Devrimi’nin nereden gelip nereye gittiğini, NATO müdahalesine nasıl bakılması gerektiğini, Batılıların Libya devrimini çalıp çalamayacaklarını, devrim milislerinin ellerindeki silahların ne olacağını vs. uzun uzun, güzel güzel, açık açık anlatıyor.
Bir şey daha anlatıyor: El Kaide’nin cihad anlayışına düştüğü şerhleri.
***
Şöyle diyor Belhac:
“El Kaide’nin bugün anlayış, usul ve mücadele tarzı olarak birtakım düzeltmelere, iyileştirmelere ihtiyacı var. El Kaide; anlayış, usul ve mücadele tarzını İslam dünyasının ileri gelen âlimlerine sunmalı ve onlar da El Kaide’nin yaptığı yanlışları düzeltmeliler. Bu aslında sadece El Kaide için değil, kendini İslam’a nispet eden bütün İslami gruplar için bir ihtiyaçtır. Çünkü bazı dönemler İslami grupların araçları, yöntemleri amaç haline geliyor ve İslami usul ve mücadele tarzından sapmalar başlıyor. Biz de cezaevinde bulunduğumuz dönemlerde Libya İslami Savaşçılar grubu olarak İslam dünyasının kabul ettiği Ehli Sünnet âlimlerinden yardım istedik. Selman Avde gibi alimlere ‘Sizler bizim âlimlerimizsiniz; fikirlerimizde, mücadele tarzımızda herhangi bir yanlış yahut sapma varsa düzeltin, bize nasihatte bulunun’ dedik. Onlar da bu çağrımıza kulak verdiler ve yaptığımız bazı yanlışlar konusunda bize tavsiyelerde bulundular. Bu tavsiyeleri göz önünde bulundurarak bazı noktalarda görüşlerimizi düzelttik ve bunun büyük faydasını gördük. Bence El Kaide de acilen usul ve cihad metodunu âlimlere sunmalı ve onların tavsiyelerine uymalıdır. Ben de El Kaide’nin bazı noktalarda yanlış yaptığını, düzeltmeye ihtiyacı olduğunu düşünüyorum.”
“Biz bu konularda El Kaide’nin liderleriyle de konuştuk, onlarla tartıştık. İslam hangi amaç için olursa olsun savaşla ilgisi olmayanların öldürülmesine izin vermiyor. Savaşla ilgisi olmayan kadınların, din adamlarının, çocukların öldürülmesi İslam tarafından yasaklanmıştır. İster Yahudi olsun ister Hıristiyan, zulmetmemiş bir sivile el sürülemez. Biz bu konuda Şeyh Usame’ye muhalefet ettik. Çünkü El Kaide işgal güçlerine karşı verilen mücadelede ‘onlar bizim sivillerimizi öldürürlerse biz de onların sivillerini öldürürüz’ fikrini savunuyor. Biz bu görüşün İslam’ın savaş hukukuna uymadığını düşünüyoruz. Mücahid sivil öldüremez. Kâfirlerin sivillerini öldürmekte hiçbir beis yoktur şeklindeki görüş de sonradan ortaya çıktı. Çünkü Afganistan’da Ruslara karşı savaşırken Şeyh Usame de içinde olmak üzere kimse bu görüşü savunmuyordu. Ruslardan intikam almak, Rusları savaştan vazgeçirmek için gidip onların sivillerini öldürmüyorduk. Çünkü bunu herkes İslam’a aykırı görüyordu. Bundan dolayı da Rus sivillere karşı değil, sadece askerlere karşı savaşıyorduk. İslam için savaşanlar, mücahid kardeşlerimiz aşırılıklardan uzak durup nebevi metoda uymak zorundalar. Bunun için de ulemanın sözüne itibar edip, nasihatlerine kulak vermeliler. Cihad, İslam’ın önemli temellerinden biridir; fakat nasıl ki namaz kılmanın, abdest almanın kuralları varsa cihadın da kendine göre kuralları vardır. Namazın farzlarını yerine getirmediğinizde namaz olmazsa, cihadın farzlarını yerine getirmediğinizde de cihad olmaz. Biz mücahidlerin Allah katında çok değerli insanlar olduklarına inanıyoruz; fakat herkesi Kuran ve Sünnet’in koyduğu kurallara, Hududullah’a uymaya çağırıyoruz. Şeyh Usame’ye, bir görüşmemizde, Hıristiyan ve Yahudilerin sivillerini öldürmenin doğru olmadığını ve buna İslam’dan referans bulamayacağını söylemiştim.”
***
Güzel adam.