11 Ocak; Putin, Aliyev ve Paşinyan görüşmesi perde arkasındaki esas gaye ile dikkat çekmekte.
Bu görüşme sonucunda dikkatler sonuç beyannamesi ve imzalanan belgeye yöneldi.
Görüşmenin her aşamasını sizin için gözden geçirmeye, birazda cımbızla kulislerden bilgi edinmeye gayret ettim.
Baktım ki, koca koca akademisyenler ve tecrübeli gazeteciler, görüşmenin esas gayesinden ve sonuç için varılan noktadan daha ziyade, Moskova görüşmesinde paylaşılan video görüntüye ve liderlerin masa etrafındaki oturma boyutunda kalmışlar.
Bu fotoğrafa da değineceğim ama şimdilik esas meseleye dikkatleri çekmek istiyorum.
Ermenistan Başbakanı Paşinyan, Moskova görüşmesi öncesi iki beyanat verdi. Israrla diyor ki, “eğer Moskova görüşmesinde iki husus; birincisi Ermeni esirleri meselesi ve ikincisi Karabağ’ın statüsü konusu, görüşülecek maddelerden biri olmazsa, bu görüşme sonucundaki hiç bir belgeye imza atmayacağım.”
Peki, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ne diyordu. Başından itibaren, statü konusunun gündemde olmadığını ve hiç bir zaman gündeme gelmeyeceğini, ısrarla her fırsatta dile getirdi.
Ayrıca Ermeni tarafının ısrarla esirlerden bahsetmesi konusunu da eklemek isterim. 10 Kasım’da ateşkesle birlikte imzalanan anlaşma metinlerinde, esirlerin ve cenazelerin teslimi meselesi yer almakta. Peki Ermeni tarafının bahsettiği esir, hangi esirlerdir ve Azerbaycan tarafı imzaladığı anlaşmaya göre esirleri vermesi gerektiği halde, esirleri mi vermiyor?
10 Kasım anlaşması sonrası Aralık ayında Ermeni tarafı yeniden hazırlanmış ve tamamı Ermenistan’dan gelmiş diversiyon grupla, Karabağ’da terör eylemi yaptı ve Hadrut üzerinden yeniden saldırıya geçti. Rus Barış Gücü olmasına rağmen, bu eylemin baş vermesi, beraberinde Rus Barış Gücünün de görevinin suistimal edildiği kanaatini, haklı olarak devreye soktu.
Bu diversiyon grup üyeleri, isim isim Azerbaycan istihbarat servisi tarafından tespit edildi. İstihbarat Servis Başkanının çatışma yerine, gece saatlerinde ziyareti gerçekleştirildi. Azerbaycan Ordusunun özel timi, saldırıya misli ile cevap veriyor ve resmi rakamlara göre 62 kişilik Ermenistan’dan gönderilmiş özel yetiştirilmiş terör grubu, Azerbaycan istihbarat servisi ve Azerbaycan Ordusunun operasyonu ile ele geçiriliyor. Rus Barış Gücü komutanlığı bu 62 teröristin Ermenistan’a geri verilmesini istiyor. Azerbaycan tarafının ve istihbarat servisi başkanının direnişi sonucu, ateşkes belgesi imzalandıktan sonra eyleme geçenlerin, terörist olarak Bakü’ye getirilmesi temin ediliyor. Bundan sonraki süreçte Azerbaycan kanunlarınca yargılanmasına karar veriyor, Azerbaycan. İşte Paşinyan’ın ölümüne geri istediği ve “esir” dediği tutuklular, 10 Kasım’da imzalanmış belgeden sonraki diversiyon grup üyeleridir ve Azerbaycan Başkanı İlham Aliyev bu şartı kabul etmiyor. Paşinyan’ın 62 terörist için “şeytanla bile anlaşmaya giderim” dediği cümlenin arkasında yatan hikayede budur!
Aliyev, masaya otururken hiçbir şart ilan etmedi, lakin perde arkasında Ermeni liderin talepleri olan maddelerin hiç birinin yeni belgeye eklenmemesi için mücadele veriyordu ve sonuç ortada.
Paşinyan, “iki husus yani esirler ve Karabağ’ın statüsü meselesi belgeye eklenmezse imza atmayacağım” demişti. Lakin görüldüğü gibi ne esirler, ne de statü konusu belgede yer almadı ve Paşinyan da bu belgeye imza attı!
Belgenin en önemli maddesi, Nahçivan üzerinden demiryolu kanalının açılmasıdır. Burada Azerbaycan’ın muvaffak olduğu maddelerin başında gelen detay budur. Ekonomik olarak bölgenin geleceği için ekonomik kanalların çalışması hayati anlam taşımaktadır. Tarihte ilk defa Ruslar Kafkasya’yı savaştıkları Türklerle paylaşma yolunu seçti. “Türkiye neden o görüşmede görüntü olarak yoktur” sorusunu çok duydum. Peki soruya soru ile cevap vereyim “100 yıldır sözde soykırım yalanı üreten Ermenistan için böyle bir şans verilirse, Fransa’nın ve Rusya’ya çember oluşturmak isteyen Amerika’nın sürece direk müdahil olma şansını vermiş olmuyor muyuz? Peki” statü konusunda Ermeni lideri terörize eden Macron için yeni fırsat vermek, bölgenin geleceğini nasıl etkiler” sorusunu hiç düşündünüz mü?
Sorulardan biri de “Hankendi’ne neden girmedi Azerbaycan askeri? Çünkü orada Ermeni ahali yaşıyor ve bu durumda, haklı olduğun halde haksız duruma düşüyorsun. Çünkü bu defa kendine “soykırım yapıyor” iftirası üzerinden baskı yapma şansı veriyorsun. Koca koca akademisyenlerin o görüşmede Türkiye’nin olmamasına yaptıkları yorumlara gelince. Türkiye sürecin tam orta damarında değilse, Putin neden görüşme sonrası Minsk Grubu Eş Başkanı olmayan Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı arıyor ve detaylı fikir alışverişinde bulunuyor! Soru içinden size nice sorular çıkarırım da, köşemde fazla yer yoktur, ondan parça parça bilgilendirme yorumlarla yetineceğim. Diyeceğim o ki; bakmamız gereken yer, büyük tablodur. Küçük detaylarda boğulmak yararımıza değildir.