Moro İslami Kurtuluş Cephesi’ni çok seviyorum. Adam gibi savaşmayı da biliyor, adam gibi barışmayı da.
Onlarca yıllık cihadında İslam savaş fıkhından asla sapmadı, gayrimuharip insanları (sivilleri) hedef almadı, alanlarla arasına mesafe koydu.
El Kaide rüzgarından hiç etkilenmedi, etkilenenleri bünyesine almadı, her ihtimale karşı -Moro’nun kendine has şartlarına mugayir hareketlerde bulunabilecekleri endişesiyle- hiç yabancı mücahit almadı.
Medeni bir ordu olarak doğdu, medeni bir ordu olarak savaştı, şimdi de medeni bir ordu olarak düşmanla barışıyor.
***
Filipinler’i ziyaret eden Başbakan. Davutoğlu’nun orada gördüğü muazzam itibar, Türkiye için bir iftihar tablosudur.
Hem Filipinler yönetimi hem de Morolu kardeşlerimiz, Davutoğlu’nun şahsında Türkiye’yi öpüp başlarının üzerine koydular.
“Biz ıslah edicileriz” diyen ve fakat gerçekte yeryüzünde fesat çıkaran devletler gibi değil Türkiye; Balkanlar’da, Somali’de, Irak’ta olduğu gibi Moro’da da gerçekten ıslah edici. Bunu takdir ediyorlar.
Filipinler Devlet Başkanı Akino, Türkiye’ye, sadece arabuluculuğu için değil “kılavuzluğu” için de teşekkür etti.
Elhak, Türkiye’miz yeryüzünün ıslahında yeniden kılavuzluk mertebesine yükselmiştir, elhamdülillah.
Hükümetiyle ve gönüllü teşekkülleriyle.
Burası önemli.
Moro’da barışın sağlanmasında İHH İnsani Yardım Vakfı’nın da kayda değer bir rolü oldu.
Bu rol keşke başbakanlığın da kaydına geçseydi ve Davutoğlu bunu Filipinler’deki bir konuşmasında zikretseydi.
Vakıfları çekip alsanız geriye Osmanlı mı kalır?
Yeni Türkiye de sadece devletten ibaret olmasa gerek.
***
Moro’da barışın kalıcı ve bereketli olmasını Cenab-ı Hak’tan niyaz ediyoruz.