8 Mart Kadınlar Günü vesilesiyle bir dizi etkinlik yapılıyor... Herkesin böyle ‘kutlama’ heveslisi olması hoş bir şey tabii ama samimiyetlerinden kuşku duymaktan da kendimi alamıyorum. Ciddi kadın örgütleri dışında gerçekleştirilenlerin birçoğu tüketime yönelik ya da beylik söylemler içeren işler. Madem o kadar duyarlıydılar kadın örgütlerinin etkinliklerine destek olsalardı, kadınlarla doğrudan dayanışma gösterselerdi... Cicili bicili, müzikli resimli etkinliklere ne diye itibar edelim haklarımızı savunduğumuz bir günde?
8 Mart, anlamını kavramış herkese kutlu olsun! Eylemlerin ardından hedefiniz sinema salonları ve kültür merkezleri olsun! 11. Uluslararası Gezici Filmmor Kadın
Filmleri Festivali 15 Mart’ta İstanbul’da başlayıp 14 Nisan’da Bitlis’te sona erecek. Arada yolu İzmir ve Sinop’tan geçecek. Bu dört kentteki programlarını www.filmmor.org adresinden takip edebilirsiniz.
Kadınların sinemasını kısa - uzun, belgesel - kurmaca diye format ayrımına gitmeden, hiçbirini ikinci plana itmeden izleyicilere aktarır Filmmor. Tematik yapısı sayesinde belirli konulara yoğunlaşarak hem entelektüel hem sanatsal açıdan önemli bir işlev yerine getirir. 11. Festival’de Bedenimiz Bizimdir, Cins-iyet-ler ve Kendine Ait Bir Cüzdan bölümlerine özellikle dikkatinizi çekerim. Farklı bakış açılarını ıskalamadan bilgi ve fikir sahibi olabilmenin yolunun geçtiği çarpıcı ve esprili filmlere rastlayacaksınız.
***
Filmmor, iyi program yaparak kadın filmleri festivallerine karşı önyargılı yaklaşımları da kırdı. Her yıl daha fazla erkek izleyicinin -özellikle gençlerin- festivale katıldığını gözlemliyoruz. Onlar da her sinemasever gibi ilginç filmler izlemeye geliyor. Düşünün ki bu yıl festival iki önemli sinemacının toplu gösterisini yapıyor: Yeşim Ustaoğlu ve Döris Dörrie. Kaçırılacak fırsat mı? Türkiye ve Almanya’nın uluslararası alanda başarılı olmuş, festivallere seçilmiş ve dağıtım ağına girmiş filmlere imza atan bu iki ismini yakından tanımak her sinemasever için değer taşır.
Oyuncu olarak üne kavuşmuş iki kadının yönettiği filmler de Filmmor programında hemen dikkat çekiyor. Arap sinemasının starı, özellikle Filistin filmlerinin vazgeçilmezi Hiam Abbas’ın yönettiği “Miras” ve İsveç sinemasının uluslararası yıldızı Pernilla August’un yönettiği “Ötesi” 2012’nin sözü edilen filmlerindendi. Maiwenn’in “Polis”i de bir kez daha Filmmor kapsamında gösterilecek.
Kadın filmleri festivallerinde çoğunlukla militan filmler gösterildiğine dair önyargılar vardır. Sanki o kadar kadın yönetmen sadece kadın haklarına odaklanıyor da hiç başka konuda film çekmiyor! Aşktan, mizahtan, güncel siyasetten, tarihten, yoksulluktan, savaşlardan, aile meselelerinden, adalet kavramından söz eden ve erkek kahramanlara sahip olan film yapmadıklarını sanacak kadar cahil olunabilir mi bu çağda? Kadın yönetmenler de bütün sinemacılar gibi bir dil oluşturma, bir estetik yaratma kaygılarını duyar. Ama kadınların sinemasına karşı önyargılar hala her yerde fazlasıyla mevcut. Film endüstrileri de uluslararası öneme sahip film festivalleri de kadınların önüne yazılı olmayan engeller diker. Onların projelerine yeterli destek verilmez, onların filmleri altın ödüllü yarışma seçkilerine daha seyrek alınır... Women Make Movies yıllardır bu ayrımcılığa karşı kadınların sinemasının dünya dağıtımını yapan bir kurum. Filmmor kapsamında da onların bir seçkisi gösterilecek.
Öte yandan kadınların yaşadığı sorunları ve uğradığı ayrımcılığı hakkını vererek dile getirebilen erkek sinemacı parmakla sayılacak kadar az olduğu için elbette bunları da kadınlar ele alacak. Örneğin Filmmor kapsamında gösterilecek olan “Can Yelekleri Koltukların Altında” adlı İspanyol yapımı kısa film uçaklarda kabin görevlilerine uygulanan ayrımcılığa değiniyor. Türkiye’den Hande Çayır’ın “Yok Anasının Soyadı” adlı filmi de kadınların baba soyadı, koca soyadı derken hukuken karmaşıklaşan kimlikleri üzerine hemen her kesimin fikrini soran bir belgesel.
Bu özenli ve zengin programla mor perde yine umuda, dayanışmaya, eşitliğe, özgürlüğe açılıyor.