Ömer Ziya Belviranlı ağabeyin tavassutu ile Muhterem Ali Ulvi Kurucu hocamız (Allah gani gani rahmet eylesin) 90’lı yılların başında Yalova’ya konferansa gelmişti. Rahmetli Ali Kemal Belviranlı büyüğümüz ile evimizi şereflendirdiler.
O akşamki güzel sohbetten hatırımda kalan çok çarpıcı bir husus şu oldu: “Hüseyin Bey, Millî Görüş çizgisindeki arkadaşların siyaseten eleştirileri yapılabilir. Ancak Allahuâlem, tek eşleri ile ömür sürmeleri bile onlara cennetin kapılarını açabilir…”
Ders; meydanda olmak ve ehli namus kalabilmek kolay değildir.
Bu sözleri hatırlamamın sebebi, son günlerde CHP’nin İstanbul’daki bazı ilçe teşkilatlarında peş peşe taciz ve tecavüz skandallarının meydana gelmesi oldu.
İki hususu dikkatlere sunmak istiyorum.
Birincisi, erkek nefsinin en ağır imtihanları tacize, tecavüze giden yollardadır. “Benim” diyenlerin bile tepe üstü çakıldığı bu imtihanda şeytan ve nefis, acımasız bir işbirliği yapar.
Mıknatıs, demir tozlarını, yakınına geldikçe kuvvetle çeker. Ama tahta dibinde bile olsa ona hiç çekim kuvveti uygulayamaz.
Nefis karşısında ya tahta gibi olmalı ki bu her babayiğidin harcı değildir.
Ya da mıknatıstan uzak durmalı.
Bunun için de iman, irade ve koruyucu gerçek dost halkası gerekir.
Değme babayiğitler demem boşuna değil. Tarihte nice güç sahibi insanlar, bu imtihanda yenik düşmüşlerdir. Bu zaafın getirdiği belalar yüzünden vatan kaybeden milletler çoktur.
Yakın tarihten bir örneği hatırlatayım.
ABD, dünyaya nizam vermeye kalkan bir süper güç. Ama ABD Başkanı Bill Clinton, bugün daha çok Monica Lewinsky skandalı ile hatırlanıyor. Beyaz Saray stajyeri (1995-1996) Monica Lewinsky ile dönemin Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Bill Clinton'ın Oval Ofis'te yaşadıkları seks skandalı…
Şimdi bu konudaki bilgilere geçelim.
Evelyn Lieberman, Clinton'ın Yahudi asıllı danışmanlarından biridir ve Monica Lewinsky'nin Beyaz Saray'a onun tarafından yerleştirildiği bilinmektedir. Kuvvetli iddialara göre, Mossad ajanları, Cumhuriyetçi muhalefetle birlikte Clinton'ın hoşlandığı kadın özelliklerini taşıyan Yahudi kökenli Monica Lewinsky'yi Beyaz Saray'a stajyer olarak soktular.
Burada amacın Başkan Clinton'ı koltuğundan ederek, Clinton'la "özdeşleşmiş" "İsrail-Filistin" barış girişimlerinin önünü kesmek olduğu söylendi.
Demek ki koskoca ABD Başkanı da en büyük zaafla malul… Ve bu zaafından basit bir tezgâhla istifade edildi.
FETÖ hain darbe girişimine giden yolda da böyle nice tezgâhlar kuruldu ve siyaset sahnesi –özellikle CHP- yeniden yapılandırıldı…
İkinci hususa gelince.
CHP’de patlayan skandallar başta Kılıçdaroğlu, parti yönetiminin elini ayağına doladı.
İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun skandalları örtbas etmeye kalkması ise CHP’nin iki yüzlüğünün en son örneği.
Ne oldu kadın hakları, kadının beyanı esas olmalı demeler?
Hele bu skandalların üzerine insaflı bir siyasetçi olarak cesaretle giden geçen dönemin CHP milletvekili Barış Yarkadaş’ın “şov yapmakla” suçlanması başka bir skandal…
Ahlaksızlığın, tacizin, tecavüzün partisi falan olur mu? Bunlardan dolayı bir parti suçlanabilir, aşağılanabilir mi? Elbette hayır.
Ama malum medya, dindar bilinen derneklerde ortaya çıkan bazı ahlâksızlıkları, İslam’a saldırmak için fırsat bildi.
İçlerindeki bütün kini, nefreti aylarca döktüler.
Yapılacak bellidir, CHP ve bundan sonra nerede patlarsa, bu tür skandalların üzerine derhal gitmek, konuyu yargıya taşımak gerekir.
Bu skandalların üzeri örtülemez.
CHP bu açıdan çok kötü bir imtihan veriyor.