Zaman ve mekâna aldırış etmeksizin beni sık sık ziyaret eden Molla Kasım’ın bu defa niye bulutlar üzerinden mektup gönderdiğini anlamış değilim. Benim hiç aklımdan çıkarmadığımın farkında değil sanırım, mektubun başına şu ikazı koymuş: “Derviş Yunus bu sözü/ Eğri büğrü söyleme/ Seni sîgaya çeker/ Bir Molla Kasım gelir.” Bana da Derviş diyerek iltifat ettiğini görünce, kendi kendime “dervişlik mi, nerde bende o haslet” dedim ve “Derviş gönülsüz gerek/ Sen derviş olamazsın” diyen o güzel ilâhiyi aklımda kaldığı kadarınca söyledim. Anlaşılan Molla Kasım bugünlerdeki eğri büğrü söz ve tavırları, bırakın dervişliğe, sıradan insanlık anlayışına bile sığdıramıyor. Benim hangi sözü eğri büğrü söylediğimi açıkça yazmamış ama mektubun genel gidişatından geçen haftaki “İnsafın o yerde nâmı yok mu?” başlıklı yazıda bazı hususları eksik bıraktığımı ve enerji konusuyla çözüm sürecini yeterince vurgulamadığımı anlamış bulunuyorum.
Efendim, Molla Kasım önce şu hususa dikkat çekiyor: Türkiye çok büyük bir ülke. Geçmişle bağı kopanların Türkiye’nin bu özelliğinin farkında olmadıklarını biliyoruz. Ak Parti yönetiminin önce zihinlerde büyük ülke imajını yeniden yaratması ve insanımıza özgüven kazandırması kim bilir kimleri rahatsız etti? Yeni Türkiye, bölgesinde ve bütün dünyada sorumlulukları olduğunun farkına varıyor ve bu istikamette stratejiler geliştiriyor. Bu hal, bizim bildiğimiz bilmediğimiz pek çok mahfili huzursuz ve rahatsız ediyormuş Molla’ya göre.
Molla Kasım beni şu konularda ikaz ediyor: Geçen haftaki yazıda bir noktayı atladığımı söylüyor önce. Enerji meselesi çok mühimmiş. Kuzey Irakla varılan enerji mutabakatı Türkiye’nin önünü açan ve enerji sorununa köklü çözüm getiren bir anlaşmaymış. Bu konuda daha fazla bilgi almam mümkün olan Enerji Bakanı Taner Yıldız’ı niçin aramamışım. Doğru söze ne denir... Ben de tam Taner Beyi arama niyetindeydim ki kendisiyle Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Ödülleri Töreninde karşılaşmayayım mı? Törenden sonraki resepsiyonda bir kenara çekildik. Molla Kasım’dan bahsetmedim O’na ama aklımdaki sorulara cevap aradım. Taner Bey sadece Kuzey Irak’la yapılan anlaşmayı değil Kafkas Bölgesindeki enerji anlaşmalarını da çok önemsiyor. Bunların yüz yıllık hayali gerçekleştirecek anlaşmalar olduğunu da eklemeden edemiyor. ‘Bu konuda karşılaştığınız güçlükler nelerdir?’ dedim, ‘anlatmakla bitmez, Batılı güçler bütün bu safhaları adım adım takip etti, engellemek için yapmadıkları kalmadı’ dedi. ‘Nükleer enerji’ diyecek oldum, ‘derin iş, detay istersen, bir ara gel, çay içer konuşuruz” diyerek Bakanlığa davet etti.
Molla Kasım, çözüm sürecini kısa yazdığımı söylüyor geçen haftaki yazıda. Çözüm süreci, üzerinde ihtimamla durulacak bir nokta Hazrete göre. Enerji konusuyla bu sürecin doğrudan ilişkili olduğunu da yazmış bana. Enerji konusunda Türkiye’yi zorlayan güçlerin çözüm süreci konusunda da hem Türkiye’yi hem Kuzey Irak’ı kontrol altında tutmaya çalıştıklarını da ilave etmiş.
Geçen haftaki yazıya ilave edilecek bir kaç soru varmış. Bu sorulara cevap almadan ‘hizmeti, hezimete sürükleyen şâkirdler’ gibi ifadeleri kullanmak doğru olmazmış.
Sorunun biri şu: Önder Aytaç, Emre Uslu ve benzerleri camia adına mı konuşuyorlar? Bunlar için ‘camiayı temsil etmiyor’ diyenler var ama şimdiye kadar her yazdıklarını sahiplenen mensupları ne yapacağız? Bir diğer soru: Ekrem Dumanlı “Eğitime Büyük Darbe” başlığını atarken bugünleri göze almış mı almamış mı? Molla bana bir de ödev veriyor: ‘Öğren bakalım’ diyor, ‘gazetede söz edilen dershane taslağının o haliyle Bakanlar Kurulundan çıkıp yerel seçim öncesi Meclise gelmeyeceğini, seçimden sonra gelse de sadece Bakanlığın dershane işinden çekileceğini bile bile o manşeti hangi maksatla atmışlar? Dershane işini çıkmaza sokarak nereye varmak istemişler?’ Bu ödeve itiraz edeceğim, ben nasıl öğreneyim bunu!..
Başbakan Erdoğan Türkiye’nin ekonomik başarılarını çekemeyenlerin işin içinde olduğunu söylüyor ve İstanbul’un yeni havalimanı işine özel vurgu yapıyor. Molla bana “Frankfurt havalimanı işletmecisi Fraport’un da bu ihalede gözü vardı. Onların ihale sonrası söylemlerine baktın mı?” diye soruyor. Hiç vaktim olmadı ki...
Molla Kasım’ın son sözü şu: “Yer gök dua ile ayakta duruyor, duadan uzak durma, bedduayı aklından geçirme.”
Molla Kasım’ın mektubuna cevap yazacağım. Sadece bir şey soracağım Hazrete: “Operasyonların maksadı yolsuzlukları ortaya çıkarmak mı, yoksa Ak Parti’nin önünü kesmek ve Tayyip Bey’in bir şey olmasına fırsat vermemek mi?” Bu soruya siz de cevap verebilirsiniz.