Kürt ve Arap medyası, peşmergelerin eğitilmesi için Musul’a yollanan Türk ordusuna bağlı birliklerin haberleriyle dolup taşıyor.
Galiba eli kulağında.. Bir peşmerge ordusu kurulacak ve bu orduya Rojeva’nın peşmerge güçleri de katılacak. Medyada yer alan haberler ve başta KDP olmak üzere çeşitli Kürt grupların bu meseleyle ilgili yaptığı açıklamalar ve siyasi yorumlar, bugünlerde Kürt kamuoyunun heyecanla ilgi duyduğu temel bir konu durumunda.
Peşmergelerin yerel ve sadece KDP/YNK’nin bir askeri gücü olmaktan çıkıp, yeni ve modern bir milli orduya dönüşmesi fikri, her ne kadar yeni bir fikir olmasa da, Batılıların ve Kürdistan’a komşu olan devletlerin konuya ihtiyatla yaklaşmaları, fikrin hayata geçmesini bugüne kadar engelledi.
Ama IŞİD’in Kürdistan’a saldırmasından ortaya bambaşka bir tablo çıkardı.
Peşmergelerin IŞİD’e karşı verdiği savaşta, Almanya ve Amerika’dan gelen silah yardımlarını peşmergelerin doğrudan kullanabilmesi ve teslim alması, hala Bağdat’ın onayına bağlı.
IŞİD’e karşı savaş sözkonusu olduğunda Irak ordusunun esamesi okunmuyordu. Kerkük’ü Şengal’i peşmergeler korudu, IŞİD buralardan peşmergelerin ortaya koyduğu kararlılık ve cesaret sayesinde uzak tutuldu.
IŞİD’e karşı mücadelenin karasal gücü peşmergelerden oluşuyor ve durum bugün dahi farklı değil.
Eğer bazı tarihçilerin dediği doğruysa, yani birinci dünya savaşı hala devam ediyorsa, bu savaşın geçen yüzyılda olduğu gibi, bu yüzyılda da aslı olarak Kürdistan dediğimiz coğrafyada sürüp gittiğini söyleyebiliriz.
Doğrusu, epey geç kalmış olarak, Kürdistan bugün, kendi ‘Tuhaf Zamanlarından’ geçiyor.
Türk ordusunun peşmergeleri eğitmesine karşı çıkan Bağdat yönetimi, İran’ın Lübnan’daki Şii güçler üzerinden örgütlediği ve ülkenin dört bir yanında mobilize olan askeri birlikleri görmezlikten geliyor.
Peşmergelerin askeri statüsü, ve konumu, ne Irak ne de Kürdistan anayasasına aykırı değil.
Peki İran’ın Şii Türkmenlerden meydana getirdiği askeri birliğin anayasada bir yeri var mı?
Türk ordusunun Kuzey Irak’taki varlığından rahatsızlık duyan Bağdat yönetimi, Şii milis/askeri güçlerinden ve Irak’ın üniter birliğinin bir parçası olan Kuzey Irak topraklarında, fırsat buldukça Kanton ilan eden PKK’den bir rahatsızlık duyuyor mu?
Iraklı olmayan bir örgüt, Irak’ın bir parçasını kantonlara bölerken, Bağdat’ın sesi neden çıkmıyordu acaba?
Bağdat, İran, Suriye ve PYD/PKK arasındaki işbirliğinden en ufak bir rahatsızlık duymazken, Erbil ve Ankara arasındaki dostane ilişkilerden rahatsızlık duyuyor.
Kürdistan olacaksa-ki fiili olarak var-kendini dışarıdan ve içerden gelecek saldırılara karşı koruma hakkına sahiptir. Erbil hükümeti, kendini koruma hakkını, bir türlü toparlanamayan, darmadağınık durumda bulunan, ulusal kimliği ve karakteri bile tartışmalı durumda olan Irak ordusuna havale edemez.
IŞİD eğer Erbil’e ve hatta Kerkük’e bile girememişse bu Irak ordusunun değil, peşmerge kuvvetlerinin mücadelesi sonucudur.
IŞİD Kürdistan’a saldırdığında, Kürt kamuoyunun en çok üstünde durduğu konu, peşmerge güçlerinden yeni ve modern bir ordunun kurulmasına ilişkindi.
Mesele Batı dünyasında da, Kürdistan’ı en iyi bilen eski diplomatlar ve siyasetçiler tarafından gündeme getirildi ve tartışıldı.
Kissinger, Amerika’nın başından beri peşmergelerin bir ordu şeklinde yeniden yapılandırılmasından yana olmadıklarını söyledi. Kissinger peşmergelere silah sevkiyatının Irak merkezi hükümeti üzerinden ve merkezi hükümetin izin verdiği ölçüde ulaştırıldığının altını çiziyor, Ortadoğu’da bir Peşmerge Ordusunun kurulmasının doğuracağı sakıncaları hatırlatıyordu.
IŞİD’e karşı savaşta Kürtler’in sırtını sıvazla, sonra aynı Kürtler ordu kurmak istediklerinde sakıncalar, bahaneler uydur ve karşı çık!
Onlar da PYD’ye gel Esat’ın ordusuna katıl deyip duruyorlar ve PYD bu davete balıklama atlıyor!
Sırtını Putin’e ve Esat’a dayayan Kürtler’i bilemeyiz. Onlar,Putin Türkiye’ye meydan okurken, muhtemelen, sol’u yeniden keşfedecek ve çok eski bir komünist geleneği sürdürecekler: Moskova ve Şam’a yağmur yağdığında şemsiyelerini açıp Moskova ve Şam önlerine akın edecekler!
Ama Kürdistan bu Kürtler’den ve onları temsil iddiasında olan partilerden ibaret değil.
Kürdistan halkı, er veya geç, Rojavalı peşmergelerin de içinde yer alacağı bir peşmerge ordusunun kurulduğunu görmek istiyor...