Eski filmlerin yeni çevrimleri yine moda oldu.Total Recall’dan sonra Yargıç Dredd de yeni uyarlamasıyla karşımızda. Film Kirli Harry’ nin 2012 versiyonu gibi. İşte faşist bir geleceğin karanlık hikayesi...
SİNEMA hayatın ve yaşadığımız toplumun bir aynası. Bilim kurgu bu anlamda çok değer verdiğim bir tür. O fantastik dünyaların altında geleceğe bir bakış atıyorlar, yönetmen ve senaristler kendi dağarcıklarında. Özellikle 70 ve 80’lerin filmleri çok önemli. Öngördükleri dünyaların izdüşümleri bugüne uyuyor mu, ilgi çekici bir soru...
Yargıç Dredd 1977 yılında bir çizgi roman olarak hayata geçti. John Wagner ve Carlos Ezquerra bu çizgi romanı yarattıklarında büyükler için bir hikayeyi çizdiklerini biliyorlardı. 1971’de Clint Eastwood’un canlandırdığı ve tartışma yaratan kanun adamı Kirli Harry’nin bir uyarlamasıydı. Kirli Harry kanunlara, insan hakkına ya da hiçbir şeye saygısı olmayan, sadece suçu sınır tanımaz şekilde cezalandıran bir isimdi. Özellikle filmdeki göçmen ve fakir kesimin rencide edildiği de bir gerçektir. Hatta Clint Eastwood’un son dönemde yaptığı birçok filmi de bu dönemlerin suçluluk duygusuyla çektiğine inanırım.
FAŞİZME TESLİM OLMAK
Şiddet sinemanın vazgeçilmez unsurudur ne yazık ki. Fakat 11 Eylül’den sonra başka bir fonksiyonu da olmuştur bu faşizan ve şiddet içeren kahraman hikayelerinin. Toplumsal baskıyı haklı çıkarmak için insanların öfke ve intikam duyguları sömürülmüştür bu tür hikayelerle. Bunların formülü de çok basittir. Karanlık bir atmosfer yarat, her yer kanunsuzluk ve masumların çektiği acılarla dolsun, insanlar o kadar çaresiz kalsın ki faşizan yöntemlere teslim olsunlar, bunu desteklesin. Yargıç Dredd’in çizgi romanı böyle bir formüle sahip. Bu çizgi romanın sinema macerası ise Sylvester Stallone’nin 1995’te oynadığı uyarlama ile başladı. Fakat bu uyarlamada Dredd çizgi romandaki kişiliğinden daha farklı canlandırıldı. Stallone, Dredd’i daha insancıl hatta romantik bir şekilde perdeye aktardı. Sonuçta istenen etki yakalanamadı. Hatta Stallone’nin bile “O fırsatı kaçırdık... Dredd karakterindeki müthiş potansiyeli değerlendiremediğimize çok üzülüyorum. O proje çok daha büyük bir başarı getirmeliydi” dediği söylenir. Bu sefer yapımcılar orjinal Dredd’e sadık kalmak için ellerinden geleni yaptı. Dredd’in ikinci beyazperde macerasında kahramanı Karl Urban canlandırıyor. Biz Urban’ın suratını filmde hiç göremiyoruz. Çünkü hikayenin başından sonuna kostümünü hiç çıkarmıyor. Filmin öyküsü ise şöyle: Gelecekte bir zamandayız. Amerika, radyoaktif bir çöplüğe dönüşmüş. Boston’dan başkent Washington’a kadar sahil boyunca uzanan, 400 yüz milyon insanın sürekli korku içinde yaşadığı dev bir şehir var: 1 Numaralı Büyükşehir. Şehre düzen getirmeye çalışan yegane kurum ise Yargıçlar. Onlar, hem kanun koyucu, hem yargıç, hem jüri, hem de infaz memuru. Bu Yargıçların en kıdemlisi ise, Dredd... Dredd ve çaylak yardımcısı aynı zamanda medyum olan Anderson büyük bir binadaki cinayet vakasına giderler. Ama burası Ma Ma adlı uyuşturucu tacirinin mekanıdır. Bina o kadar büyüktür ki içinde 60 bin kişi yaşar. Sonunda çete üyeleriyle yargıçlar hesaplaşır.
ALT METNİ BOŞVERİN
Film aslında ABD-Endonezya yapımı Baskın (The Raid: Redemption) ile benzerlik taşıyor. Orada da uyuşturucu çetelerinin mekanı olan bir binada polislerin verdiği mücadele anlatılıyordu. Yeni Dredd’in en dikkat çekici yönü ise mükemmel üç boyut tekniği ve çekimleri. Öyle yavaş çekimler var ki insanın filmi tekrar tekrar seyredesi geliyor. Filmin alt metni ve siyasi tercihlerini önemsemeyip tekniğinin mükemmelliğini seyretmenizi isterim. İyi seyirler...
FİLMİN KÜNYESİ
Orjinal adı: Dredd Yönetmen: Pete Travis
Senaryo: Alex Garland Oyuncular: Karl Urban, Olivia Thirlby, Wood Harris, Lena Headey Tür: Bilim kurgu Yapım: ABD, 2012, 95 dakika