Futbolumuz çelişkiler yumağı oldu. Etik değerler, sportif yarışma ve de kurallar, değişime uğradı. Ne yazık ki bizler yasaların öngördüğünü kendi çıkarlarımız doğrultusunda tahrif ederek kullanır olduk.
Günün iki önemli olayı var;
1-Galatasaray seçimleri.
2-UEFA'nın Beşiktaş ve F.Bahçe için aldığı kararlar.
G.Saray'da Başkan Ünal Aysal baskın seçim kararıyla ikinci kez Başkanlığa seçildi. Süresi kaç yıl belli değil. Aysal'a sorarsanız 'üç yıllık', yasalara göre de bu seçim yaklaşık 'bir yıllık.' Tarihte bunun örnekleri de var. 2001'de Başkan Faruk Süren'in istifasıyla yapılan olağanüstü seçimde Mehmet Cansun, Süren'in görev süresini doldurdu ve 8 ay sonra G.Saray olağan seçime gitti. Şimdi de aynı durum var. Ünal Aysal olağanüstü seçim kararı alarak tekrar seçiliyorsa süresi normal sürenin sonuna kadardır. Yani;
Galatasaray 2014 mayısında yine bir seçim yaşayacaktır.
II. Aysal döneminin süresi 11 aydır.
Baskın seçimle ilgili daha pek çok tartışma konusu da vardır. G.Saray camiası bunu hukuka taşır mı taşımaz mı bilinmez ama bu seçim üzerinde netliğe kavuşmamış daha pek çok nokta vardır.
UEFA'nın Beşiktaş ve F.Bahçe'ye verdiği Avrupa'dan men kararı ise TFF'nin iyi bir duruş sergileyememesinden bir ayıp olarak karşımıza çıkmaktadır. TFF, UEFA'nın gözünde sınıfta kalmıştır.
UEFA'nın kuralları açık ve nettir. Onlar ülkelerin iç işlerine karışmaz ama o ülkelerin UEFA'nın düzenlediği yarışmalara katılmak için yolladığı kulüpler hakkında kararı yine UEFA verir. Onun için de iki takımımız Türk yargısının hukuki yargılama süreci esas alınarak Avrupa'dan men cezası almışlardır.
Bundan sonra Beşiktaş ve F.Bahçe muhtemelen UEFA'nın Tahkim Kurulu'nun baş vuracaklar ve onun kararı ile durum netleşecektir. Bir üst kurul ise UEFA'dan bağımsız CAS'tır.
Karar değişebilir, düşebilir;
Beşiktaş 1 yıl, F.Bahçe de 2+1 yıl Avrupa'dan men cezası almıştır. F.Bahçe iyi hal gösterirse +1 yılı affa uğrayacaktır.
Esas sorun, F.Bahçe'ye geçen yıl uygulanan Şampiyonlar Ligi'nden men kararının bu iki yılı kapsayıp kapsamadığıdır.