Barış Pınarı Harekatı’yla Tel Abyad ve Resulayn kontrol altına alındı. Ardından ABD ile bu bölge için, Rusya ile de Fırat’ın doğusu ve Münbiç-Tel Rıfat hattı için anlaşma yapıldı.
Bu anlaşmalar kapsamında Türk ve Rus birlikleri sınırda, 10 kilometre derinlikte devriye görevi icra ediyor. İkinci devriye önceki gün Ayn el-Arab’da gerçekleştirildi. Devriyeler sırasında terör örgütü unsuruna rastlanmadı. Terör örgütünden kalmış bazı mevzi ve tüneller tespit edildi. Yani karada bir sorun görünmüyor.
Ancak devriyeler sadece karadan yapılmıyor. Sahadaki Türk zırhlılarına havada İHA’lar eşlik ediyor. Bu İHA’ların çektiği bazı görüntüler var. Bu görüntüler sahadan gelen istihbaratla birleştirilince muhatapların Ankara’ya anlattığından farklı bir tablo ortaya çıkıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, önceki gün partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı açıklamayla bu tabloya değindi. “Bizi ‘Teröristleri buradan çıkardık’ laflarıyla aldatamazlar. Buralar teröristlerden arındırılmış değil” dedi. Mesajların geneline bakıldığında Erdoğan’ın bu sözlerle hem ABD’yi hem de Rusya’yı uyardığı anlaşılıyor.
Terör örgütünün Barış Pınarı bölgesine tacizleri de bitmiş değil. Milli Savunma Bakanlığı dün yaptığı açıklamada teröristlerin çoğunluğu havan ve tanksavar roketi olmak üzere son 24 saatte 11 taciz/saldırı gerçekleştirdiğini duyurdu. Örgüt Barış Pınarı bölgesinin istikrar kazanmasını ve Suriyeli mültecilerin topraklarına dönmesini de engellemeye çalışıyor. Tel Abyad’da düzenlenen bombalı saldırıda 13 sivil hayatını kaybetti. Benzer girişim Resulayn’da da denendi. Ancak bu tür saldırılar Suriyelileri engellemiyor. Operasyondan sonra 30 bin kişinin Resulayn’a döndüğü belirtiliyor.
O halde şu soruların yanıtı önem kazanıyor. Ruslar, 34 bin PKK’lı teröristin anlaşılan bölgenin dışına çıkarıldığını açıklamıştı. Bu bölgelerde kaç terörist kaldı? Bu teröristler nerede bulunuyor? Kılık mı değiştirdiler? Ağır silahları hala anlaşılan bölgenin sınırları içinde mi duruyor?
Bu soruların yanıtlarını aradım. Bulduğum cevapları ve verilen mesajları şöyle özetleyebilirim:
Teröristlerin bölgeden tam olarak çıkarılmadığı anlaşılıyor. Bu İHA görüntüleri ve sahadan gelen bilgilerle teyit edildi. Terörden arındırılacak bölgede bin kadar teröristin kaldığı öngörülüyor. 34 bin rakamı afaki ve abartılı bir rakam. Sözkonusu günde 34 bin kişilik bir hareketlilik gözlemlenmedi. Kalan teröristler kırsalda değil kasaba merkezlerinde duruyor. Sivil kıyafetlerle dolaşıyor. Kimi rejim üniforması giyiyor. Özellikle Ayn el-Arab bölgesinde devriye araçlarına yönelik taşlı saldırıyı kılık değiştirmiş teröristlerin yaptığı değerlendiriliyor.
Peki, anlaşma maddelerine tam uyulmaz, Türkiye’nin güvenlik endişeleri giderilmezse ne olacak?
Suriye’den çekileceğini açıklayan ABD’nin yeniden karar değiştirmesiyle denklem değişti. Ortaya yeni bir rekabet alanı çıktı. Sahada Rusya ile ABD arasında alan kapma mücadelesi yaşanıyor. Terör örgütü PKK bu mücadelede yeniden ABD’ye yanaşmaya çalışıyor. Ankara kimin kiminle iş tuttuğunu biliyor.
Bir kaynağım “Suriye sahasındaki aktörlerin rekabetiyle ilgilenmiyoruz. Ne ABD iç siyaseti ne rejim ne de Rusya’nın yaklaşımı bizi ilgilendirir. Bizi ilgilendiren kendi güvenliğimiz, buna göre hareket edeceğiz” diyor. “Terörden arındıracağımız bölgenin kilometre karesini ortaya koyduk, oraya arındıracağız” ifadesini kullanıyor. Türkiye’nin B ve C planları olduğunu hatırlatıyor. Terör örgütünün saldırıları durmaz ve yapılan anlaşmalara uyulmazsa bu planlar yakın vadede hayata geçebilir. Bu kimseyi şaşırtmasın.